FİLM yapıyorlar, merak edip ben de izliyorum. Bana göre dünyada yapılmış en kötü filmlerden bir tanesi ve espri diye yaptıkları şeye bence 3 yaşındaki çocukların bile arkalarıyla gülmeleri lazım.
Zaten 20 yıldır filan da orijinal tek bir espri üretemediklerinden bu durum şaşırtıcı da değil aslında ama ben yine de bir umut bekliyorum sadece tek bir espri olabilir mi diye ama olmuyor işte. Ama bu arada bakıyorum da seyirciler her aptal lafta neredeyse yerlere yuvarlanacaklar, o kadar mutlular. Oyuncular tüm film boyunca arkalarını dönüp sadece yellenseler ona da çok ama çok gülecekler büyük ihtimalle.
Kitap almak için dükkándayım. Bir şarkı çalıyor içerde. Olağanüstü kötü, öyle kötü ki anlatamam size. Lafları korkunç, adamda ses katiyen yok, her şey detone. O kadar vahim ki durum artık sonunda dayanamıyorum, hayatta ilk kez, yapacağımı hiç düşünmediğim bir şeyi yapıyorum ve yetkiliye giderek ‘‘Allah aşkına ne bu, bu korkunç şeyi susturun lütfen’’ diyorum, adam o kasetin yüz binlerce sattığını, şarkıların herkesin ağzında olduğunu anlatıyor.
Televizyonda program var. Geri zekálı bazı zombi beyinliler, oturmuşlar geyiklere bile saçma sapan gelecek düzeyde konuşmaya çalışıyorlar. Kelime dağarcıkları 100, bilemediniz 150 ve konuşuyorlar yine de. Aptal aptal gülüyorlar, aralarında bazıları durup dururken şarkı söylemeye başlıyor belki beni de birileri keşfeder de meşhur olurum diye umaraktan. Aslında o benim mağazada duyduğum kişiden çok daha güzel söylüyor ama ne yazık ki adamda tip de yok üstelik. Ve bu program bende insanlığın geleceği hakkında var olan düşük düzeydeki beklentilerimi bile yavaş yavaş cımbızla çeker gibi içimden alıp çekerken bu program tüm Türkiye'nin izlenme rekoru kıran şovu haline geliveriyor bir anda.
Güzel bir film oynuyor, filmde aslında son derece dramatik bir sahne var ama salondaki insanların çoğu o sahnede gülüyorlar. O anda korktum gerçekten de ama Allah'tan gülmeleri fazla uzamadı. Konuşabileceklerini düşünsem çıkışta neden güldüklerini soracaktım ama buna gülenlerin konuşmayı başarabilmeleri kesinlikle imkánsız olmalıydı, bu yüzden de vazgeçtim kamuoyu araştırmasını yapmaktan.
Arkadaş otel odasında mangal partisi veriyor. Fotoğrafları görmeden bile, fikir olarak bile korkunç geliyor bu bana, fotoğrafları görünce insanlık tarihinin sonu geldiğine inanıyorum artık ama bu olayın filminin yayınlandığı televizyon programı da izlenme rekorları kırıyor.
Bu işleri artık çözümlemeye, anlamaya çalışmıyorum bile.
Görünen o ki kaliteyi ne kadar daha çok aşağıya çekmeyi başarırsanız o ölçüde büyük beğeni kazanıyorsunuz bu ülkede.
Ne kadar bayağılaşırsanız, ne kadar zekánızı sıfırlarsanız, kelime dağarcığınızı 100'ün altına indirirseniz, cahilleşirseniz, o kadar büyüyorsunuz toplumun gözünde.
Nedeni belli değil bunun, nasıl bu duruma gelindiği de meçhul çünkü tarihte hiçbir toplumda insanların büyük bölümünün düşünceyi sıfırlamaktan bu kadar mutlu olduğu bir vaka da yok başka. Yani örneklere bakarak olan biteni anlamak da mümkün değil.
O filmi yapanlara, şarkıyı söyleyene, dizileri yapanlara, zevksizlikleri gözümüze sokanlara hiç kızmıyorum.
Kızılacak varsa o da onlara alkış tutan beyinsiz kitlelerdir ama onlara da kızmıyorum.
Bu çizilen tabloda kızılacak değil sadece acınacak insan toplulukları var ve şunu bilin ki bu durumdaki bir sosyolojik olgudan sonuç olarak olumlu bir gelişme çıkması mümkün değildir.
Ve bütün bu gelişmeler ortasında var olmaya çalışan artık sayısı neredeyse binlere düşmüş bir insan kitlesinin yapabileceği tek şey tüm topluma paralel bir yaşam kurarak, bütün bu olanları görmemeye çalışarak yaşamayı seçmektir.
Başka çare yok, çünkü bu insanların da bir yaşamı var, o yaşam da kısa ve kendisine saygısı olmayan kitlelerin, bana aşağılanma olarak gelen her şeye alkış tutarak kendisini batırması sürecinde bize de bir yerlerden bulaşıp bizi de kendisiyle birlikte aşağıya çekmeye çalışmasından artık tiksinmeye başladım açıkça söylemek gerekirse.