Paylaş
İsterseniz beni muhafazakâr olmakla suçlayın.
İsterseniz de çağdaş gelişmelere ayak uyduramadığımı düşünün.
Ama ne yapayım, bütün bu riskleri göze alarak şunu söylemeliyim ki, 2028 yılının 26 Ekim Perşembe günü Dünya'nın büyük ihtimalle sonunun gelecek olmasını ben yine de oldukça önemli bir haber olarak görüyorum.
Biliyorum tamam, Mesut Genelkurmay'a ne demiş, Genelkurmay ona nasıl kızmış, Demirel bu konuda ne yapmış ve diğer buna benzer olaylar Türk halkı için çok daha önemli.
Ama yine de bir ihtimal, halkımızın dünyanın sonunun geldiği haberiyle de kısa süre içinde ilgilenmesi ihtimalinin büyük olduğunu düşünüyorum.
Yanılıyor olabilirim, dedim ya, ben aslında idealist bir adamım ve önemli haber nosyonum da çağın gerisinde kalmış durumda.
***
Evet, 2028 yılında Ekim ayının 26'sında -ki o günün bir perşembeye geldiğini de böyle sıkıcı detayları kendisine iş edinen tiplerden bir tanesi bulup çıkarmış- Dünya'ya acayip büyük bir meteor çarpması ihtimali var.
Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim, 2028 yılına kadar günleri gösteren takvimin kimin tarafından piyasaya sürüldüğünü öğrenirseniz, onun ismini bana acilen yollamanızı rica ediyorum.
Onu bulup kıl davranışı nedeniyle döveceğim.
Bu meteor Dünya'ya çarpar ise, tabii ki çarptığı yerdeki bütün hayat aniden ortadan kalkacak.
Ama sorun sadece bununla da sınırlı değil. Meteorun çarpmasından sonra Dünya'nın büyük bölümünde acayip bir kimyasal hava kirlenmesi, sel felaketleri ve toprak göçükleri yaşanabilecek.
Bu bilimsel tahminleri okuduktan sonra Türk halkının neden bu konuya önem vermediğini ve ‘‘Dünya yok olacak’’ haberi yerine neden hâlâ daha Mesut'un demeçlerini okumaya devam ettiğini de net bir şekilde anladım.
Kimyasal hava kirlenmesi, sel felaketi, toprak göçüğü...
Bunları İstanbullular en azından iki günde bir normal hayat tarzı olarak yaşamaya alışmış durumdalar.
Anlayacağınız, biz kafamıza meteor düşmüş gibi yaşamayı zaten bir hayat tarzı olarak benimsemiş durumdayız.
Türkler dünyanın sonu ile ilgili haberleri okuyup sonuçlara bakınca, gayet sakin bir şekilde gazetenin spor sayfalarına atlayıp konuyu unutabilirler.
Çünkü halen yaşadıklarımızın dışında ek bir felakete uğramamız katiyen mümkün değil. Ve bu nedenle meteor da orijinal bir haber değil.
***
Şunu da bilin ki, 2028 yılının 27 Ekim Cuma günü bazı tipler ortaya çıkıp, bazı bölgelerde ortaya çıkan yeni durum nedeniyle yine belediyeyi suçlayacaklar ve bölgeye yardıma gelen belediye ekiplerine meydan dayağı çekeceklerdir.
Bu tipler bugün de var, yarın da olacak.
Onlar, kendileri ne kadar hatalı davranırsa davransınlar, sonuçta olan felaketlerden ya belediyeyi ya da hükümeti sorumlu tutarlar.
Meteor olayında da aynı sürecin olacağına eminim.
***
Ben geleneklerine bağlı bir Türk vatandaşıyım ya, Dünya'nın sonu geliyor haberi üzerine hemen harekete geçtim.
Şu anda 50 yıllığına kiralayabileceğim, koruma altında bir bina arıyorum.
Orada restoran açacağım.
30 yıl sonra dünya yok olacağı için, öldüğüm anda da gam yemeyeceğim.
Çünkü bana orayı kiralayan kişiye, 20 yıllık borcumu takıp da gitmiş olacağım.
Nasıl, Türkler'e özgü keskin zekâm?
Takdir ediyorsunuzdur inşallah beni?
***
Bizim Türkler'in düşünce yapılarını iyi bildiğimden, bu meteor olayını duyar duymaz iki kampa ayrıldıklarını da tahmin etmekte zorlanmadım.
Bir kısım Türkler, Güneydoğu Anadolu'da yaşanan sorunların kesin çözümünün bu meteor olayıyla sağlanabileceğini umuyorlar. Açıkça söylemek gerekirse, meteorun tam da oraya düşmesiyle kökten çözümün geleceğini savunuyor bunlar.
Diğer kampta yer alanlar da, Güneydoğu Anadolu'da yaşanan sorunların kesin çözümünün bu meteor ile sağlanabileceğini düşünüyorlar.
Ancak onlar kesin çözümün, bu meteorun ancak Ankara'nın üstüne düşmesi durumunda ortaya çıkacağı idiasındalar.
Ben tarafsız bir gazeteci olarak bu ideolojik tartışmayı sadece aktarıyorum.
Benim, meteorun nereye düşmesi gerektiği konusunda bir beklentim, bir talebim yok.
Çok zorlarsanız illa bir tavır al diye, o zaman da meteor eğer bir yere düşecekse Türkiye'nin medyasının kalbi olan ‘‘İkitelli’’ye düşsün derim.
Hatta güzel bir açıyla düşerse, memlekette önemli bir sorun bu kez kesinlikle kökten çözülebilir, bunu da söyleyebilirim.
Ama Allah'tan bunları söylemem için üzerimde baskı filan yok.
***
Neyse, bazıları da diyor ki, hayır meteor dünyaya düşmeyecek, sadece yakından geçecek.
Saddam'ın sarayını vuruyoruz diye bambaşka bir yerdeki boş evi nükleer silahla vuran ülke var ya, işte onun bilim adamları söylüyor bunu.
Bu nedenle, yapılan hesaplamanın bir ihtimal yanlış olma olasılığı da var, bilmem anlatabiliyor muyum?
Size tavsiyem, bu aralarda uzun vadeli hükümet bonosu filan almayın.
Hele vadesi 30 yıllık olanları hiç almayın. Biraz bekleyin bakalım, Mesut Yılmaz hükümeti meteor konusunda ne açıklama yapacak. Onlar çarpacak derse çarpmayacak gibi, çarpmayacak derse de çarpacak gibi tedbir alırsanız yanılmanıza imkân yok.
Paylaş