Serdar Turgut: Kürtçe televizyon

Serdar TURGUT

ASKERLER Kürtçe televizyon kanalı oluşturulması fikrine karşı çıktılar. Gerekçe olarak da bunun bir ülke oluşturulması yolunda adım olacağını, bunun PKK oyunu olduğunu söylediler.

Ben gayet tabii ki askerlerin bu konuda iyi niyetli davrandıklarına eminim.

Onlar gerçekten ülkenin bölünmesi tehlikesine karşı net tavır almak amacıyla böyle çıkışlar yapıyorlar.

Ancak ne yazık ki bu konuda yanlış bir strateji izliyorlar.

Kürtçe televizyon kurulduğu takdirde bu Kürtleri birleştirici bir olay katiyen olmayacak ve aksine belki de en fazla bir yıllık yayın sonrasında dünyada Kürt olan tek kişi bile kalmayacaktır.

Yani anlayacağınız Kürtçe televizyon kurulması Türk Devleti'nin çıkarlarına yüzde 100 uygundur.

* * *

Şöyle ki; Kürtlerin tarihini eğer incelerseniz, bu arkadaşların bir yerde toplu olarak bulundukları zaman aradan en fazla 6 ay geçmeden birbirleriyle kavga etmeye başladıklarını görürsünüz.

Bu bir istisna değil kaidedir.

İstediğiniz kadar eskiye gidin, isterseniz incelemeye 700 yıl öncesinden başlayın, başka sonuca varmanız mümkün değildir.

Üstelik Kürtlerin aralarında öldüresiye kavga etmeleri için öyle fazla sayıya ulaşmaları veya aralarında son derece önemli çıkar çatışmaları olması da gerekmemektedir.

Bir bölgedeki Kürt sayısı takriben 100'ü aştığı an o bölgede muazzam bir iç savaşın tohumları otomatikman atılmış demektir. Fiili savaş ise yukarda dediğim gibi maksimum 6 ay içinde mutlaka çıkar.

* * *

Bu tarihsel gerçeğin önemli nedenlerinden bir tanesi Kürtçe konuşan insanların önemli bölümünün birbirlerini katiyen anlayamamalarıdır.

Tarihteki tüm lehçe farklılıklarının en muhteşemi Kürtçe'dedir. Öyle ki Kürtçe konuştuğunu iddia eden iki kişi karşı karşıya gelse bunlar büyük ihtimalle anlaşabilmek için tercüman tutmak zorunda kalacaklardır. Tercümanı da bulmak zor iştir çünkü aynı anda iki ayrı lehçede konuşmayı başaran Kürt bulmak da son derece zordur. Böyle bir tercüman bulunursa o zaman da o iki Kürt onu katiyen kabul etmez çünkü iki lehçeyi aynı anda konuşmayı başaran bir Kürt'ün MİT ajanı olacağı da kesindir.

İşte Kürtler bir araya toplanınca aralarında kısa sürede muazzam bir iç savaş çıkmasının nedeni de buradadır. Çünkü bir süre sonra, birbirlerinin ne dediğini katiyen anlamadıkları için, küfür filan yediklerini sanmaktalar, hayda orada başlayan basit bir kavga da kısa sürede fiili savaşa dönüşmektedir.

Bütün bu yazdıklarımın bir espri olduğunu iddia edenler, tarih bilgisindan yüzde 100 yoksun insanlardır, bu da bilinsin.

* * *

İşte bu noktada Kürtçe televizyonun önemi ortaya çıkmaktadır.

Bunun kurulmasına izin verildiğ takdirde daha test yayını yapılırken bile karşı karşıya gelinecek en büyük sorun hangi lehçedeki Kürtçe ile yayın yapılacağıdır.

Bunda ortak bir nokta bulunması imkánsız olacağı için Kürt grupları arasında bir savaş daha bu sorunu çözümlemek için çıkacaktır.

Ancak tabii Kürtlerin sadece tek bir lehçede konuşan insan grubu kalıncaya kadar birbirlerini öldürmeleri gerçekçi bir beklenti olamayacağına göre (gerçi tarihte bu işe girişmiş Kürt liderler de vardır) sorun savaş sonucunda da çözülemeyecektir.

O noktada da yapılacak bir şey kalmayacağından ilk Kürtçe TV'de yayınların Türkçe altyazı ile yapılmasından başka bir çare de kalmayacaktır.

* * *

İşte o aşamaya gelindiğinde Kürtlerin gerçekten mahvolmaları yolu da açılmış olacaktır.

Tarihsel nedenlerle Kürtlerin yüzde 90'ı Türkçe altyazıyı (ve hatta hiçbir yazıyı) okuyamayacaklarından, bu arada televizyon dizileri de heyecanlı olduğundan, istemeye istemeye de olsa Türkçe okumayı öğrenmek zorunda kalacaklardır.

Bunun tek istisnası televizyon yayınının yapıldığı lehçede Kürtçe konuşanlar olacaktır ama o kadar az sayıda insanın Türkçe okumayı bilmemesi de fazla problem oluşturacak bir olay değildir.

Kürtler Türkçe okuma yazmayı söktükten sonra hayatlarında ilk kez Türk televizyonunda denilenleri anlamaya başlayacaklardır.

Haberleri Türklerin yorumuyla izleyecekler, olan biteni izlemeye başlayacaklar ve daha da kötüsü belki de Reha Muhtar'ı hayatlarında ilk kez dinlemeye başlayacaklardır.

Böylece Kürtler de aynen Türkler gibi kafayı iyice yemeye başlayacaklar ve çok kısa süre içinde Kürtler ile Türkler ruhen tamamen birbirlerine benzeyerek, gerçekten kardeş olacaklardır.

Bu nedenden dolayı Kürtçe televizyon kanalının bir an önce yayına geçmesinde hayır vardır.