Paylaş
Hatırlıyorsunuz değil mi, eskiden annemiz ekmek lokmamızı yemediğimiz zaman ‘‘Bak Afrika'da çocuklar açlıktan ölüyor, utan yaptıklarından’’ diyerek bizi azarlardı.
Türkiye'de birçok insan şimdi büyümüş, yaşını başını almış olmasına rağmen ve hatta bunlardan bir bölümü yazar da olmasına rağmen, o zamanlarda söylenen bu sözün etkisiyle yaşıyorlar.
Çocukluk yıllarında yaşanan birçok olayın insanın bilincinde tahribat yaptığının en güzel canlı delili de onlar işte.
***
Şimdi bunların çıkardığı yeni moda şöyle:
Diyelim ki siz, akşam eşinizle birlikte bir restorana gittiniz.
Birkaç gün sonra bir gazetede aklı başında olduğunu sandığınız bir köşede yazı çıkıyor.
Bu yazıda, memlekette bu kadar acılar yaşanırken o restorana gidenlerin utanması gerektiği belirtilerek...
Sonra da böylesine para harcanabilen bir yere, olsa olsa ahlaksızların, kaçakçıların veya gece mafyasının gidebileceği yazılıyor.
***
Veya son dönemde yaygın olan başka bir örnek verelim.
Güneydoğu'da görev yapan askerler hatırlatılıyor ve sonra da biz batıda yaşayanlara dönülerek ‘‘Geceleri nasıl da rahat uyuyorsunuz, olacak iş değil. Siz keyfinize bakarken orada insanlar acı çekiyorlar, utanın utan’’ deniliyor.
Dahası, oradaki problemlerin doğrudan sorumlusu sizmişcesine suratınıza bakıyorlar.
***
Tabii bu iki durum da insan ilk tepki olarak ilk önce gerçekten utanıyor.
Sonra da bu lafların ne kadar da haklı olduğuna karar veriyor.
Ve sonra da düşünmeye başlıyor doğal olarak...
Ben ne yapsam da bu insanların gözüne görebilsem diye.
Akıllı bir insan olarak ben, uzun süre düşündükten sonra çözümü bulmuş durumdayım.
Bu çözümü vatandaşlarımla da paylaşacağım doğal olarak.
***
Şimdi size Türkiye'de iyi vatandaş olabilmenin ve popülistlerin gözüne girebilmenin TOP 10 altın kuralını veriyorum.
1- Katiyen restorana gitmeyin, Eğer gidecekseniz de mutlaka ev yemeklerinin yapıldığı esnaf lokantalarında yiyin.
2- Bir numaralı önerinin gelir dağılımını ve Türkiye'deki eşitsizlikleri düzeltme yolunda önemli katkıları olacağı kesindir. Fakat daha kısa sürede sonuç almak istiyorsanız o zaman daha radikal olmalısınız. Kesin çözüm açlık grevidir. Bunu yaptığınız takdirde halk kitlelerinin ve onların ideologlarının içi daha rahatlayacaktır.
3- Patronunuza başvurun ve maaşınızda azaltma yapmasını isteyin. Neden diye sorunca da ‘‘Türkiye'nin bu koşullarında bu parayı doya doya, gönlümce harcamam imkânsız. Onun için paranız sizde kalsın’’ deyin, Sizi anlayışla karşılayacağından eminim.
4- Evinizden katiyen dışarıya çıkmayın. Türkiye'deki sistemin çarpıklığı nedeniyle eviniz ne yazık ki İstanbul'da bulunduğundan dışarıya adım atığınızda yapacağınız her şey doğal olarak göze batacaktır. Şunu unutmayın ki İstanbul sokaklarındaki en doğal hareketi bile bir Siirt'te, bir Şırnak'ta yapmak imkânı olmadığından 200 gram kestane alıp yeseniz bile Türkiye'deki sosyal adaletsizlik kavramına istemeden de olsa katkıda buunacaksınız. Sosyal bilinci yüksek vatandaşların evde oturması bu yüzden gerekiyor.
5- Köy korucusu olmak için başvurun. Aslında devlet İstanbul'dan başka yer tanımayan insanları korucu olarak almıyor, ama anladığım kadarıyla bu sistemin değişmesi acilen gerekiyor. Çünkü gazeteciler doğudaki savaşa fiilen katılmayan insanların vatan haini olduğunu düşünüyorlar. Askerliğimizi ne yazık yapmış durumdayız. Birçoğumuz çağdışı bile kalmış çoktan. Dolayısıyla bu arkadaşların bize kızmamaları için yapabileceğimiz tek şey köy korucusu olmaktır.
7- Gece eğlenmek için GAP Televizyonu'nu izleyin veya çanak anten satın alıp, mutlaka Diyarbakır'daki yerel kanalları almaya gayret gösterin.
8- Yedi numaradaki işi eğlenmek uğruna yaptığınızı sakın ola da kimseye söylemeyin. Türkiye'de eğlenirken görülmenin sosyal bilinç taşımadığınızın en büyük göstergesi olduğunu ve bunun kınanmanıza yol açacağını unutmayın. Gece o kanalları izlemenizi ‘‘Memleketimin sosyal durumu hakkında dün gece de ideolojik çalışmalar yaptım’’ şeklinde etrafa duyurun.
9- Yaşar Kemal'in bir romanını tekrar alıp okumaya başlayın. Ve bu kez azimli olup bunu mutlaka sonuna kadar okuyun.
10- Gece mutlaka rakı için, türkü dinleyin ve türkünüzü dinlerken de mutlaka doğuya doğru bakarak, ‘‘Ahhhh, aaah’’ diye bağırın.
***
Tamam mı. Umarım ipucunu almışınızdır.
Bütün bunları yapar iseniz siz iyi vatandaş olacaksınız.
Yapmaz iseniz artık ne olacağınızı da, ben eminim bir köşe yazarı bir gün açıklayacaktır.
Artık okur, öğrenirsiniz.
Haydi öptüm hepinizi.
Paylaş