Derin düşünceler-7

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Türkler'in bu yıl dünyaya damgalarını vurmaya başlayacakları belliydi zaten.

İlk önce Eurovision Şarkı Yarışması'nda bunca yıllık uğraştan sonra ikinciliği yakaladık.

Uluslararası zincirleme başarıların startının verildiğinin ilk işareti buydu.

Sonra Beşiktaş ve Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde temsil hakkını kazandı.

Time Dergisi'nin başlattığı, bir tür siyasi Eurovision'a dönüşen, çağa damgasını vuran insanlar anketinde ise Atatürk, böyle giderse 100 bin kadar oy alıp, bir numara olacak. Sadece bu tür başarılarla da yetinmeyeceğimizin işaretini de dün verdik.

Mehter takımı, gösteriler yapmak üzere Japonya'ya hareket etti.

Türkler'in gücünü ilk üç başarımız dünyaya göstermeye yetmezse, mehter takımının bu konuda kafalarda şüphe bırakmayacak adımları Japonya'da atacağına yüzde yüz eminim.

Çünkü, tanıdığım kadarıyla onlar bu konuda son derece ciddiler ve hiç laubaliliğe tahammülleri de yok.

***

Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Sayın Ertuğrul Özkök, dünkü yazısında ilginç bir konuya değinmiş.

Hükümetin, emekliye ayrılan kuvvet komutanlarına birer kutu Godiva Çikolatası göndereceğini, bunun da nedeni, gerginliği ortadan kaldırıcı bir hareket olduğunu yazmış.

Buna ben de katılıyorum.

Katılmakla birlikte Hürriyet'ten aldığım maaşı hak etmek için bir küçük noktaya haddim olmayarak değinmek zorundayım.

Genel Yayın Yönetmeni, dünkü yazısının bir yerinde şöyle diyor:

‘‘Bundan 15-20 yıl öncesine kadar başbakanların komutanlara böyle küçük hediyeler göndermesi teamülü vardı.

Nedense, bu teamül 12 Eylül'den sonra ortadan kalktı.’’

Evet, ‘‘NEDENSE’’ diye soruyor.

Bordo mahkûmu bir basın işçisi olarak kontratımda yer alan ‘‘Büyüklerine gerektiğinde danışmanlık yapmakla görevlisiniz’’ maddesi doğrultusunda hareket edip, bu konuda Genel Yayın Yönetmeni'ne yardımcı olmak istiyorum.

‘‘NEDENSE’’ sorusunun cevabını ben biliyorum...

1980'li yıllarda müthiş döviz krizleri vardı.

İthalatta büyük sıkıntılar yaşanıyordu.

Bu nedenle de Godiva Çikolataları ithal edilemiyordu.

Komutanlara yerli çikolata göndermek pek de şık olmayacağından, bu güzel âdete bir süre için ara verilmişti.

Tamam mı, mesele bu kadar basit işte...

***

Aslında döviz krizi olmasaydı, çikolata ithali devam etseydi de bir şey değişmeyecekti.

Sivillerin o durumda bile emekli komutanlara çikolata göndermelerine imkân yoktu.

Şöyle ki...

O dönemde Türk kapitalizmi, henüz feodalizmden geçiş aşamasındaydı.

Ne paket dağıtım servisleri vardı, ne de telefonla sipariş verme imkânı bulunuyordu.

Bu nedenle Zincirbozan'da tutuklu bulunan siviller, çok arzu etmelerine rağmen çikolata siparişlerini telefonla yapma imkânına kavuşamadılar.

Demek istediğim, bütün olan bitenin altında kötü niyet aramak doğru değil, sadece kapitalizmin gelişme evreleri doğrultusunda her şey normal ve istikrarlı olarak yoluna devam ediyor.

***

Ara notu...

Sevgili okurlarım...

Bu yazıdan sonra Hürriyet'te yazarlık hayatımın sürüp sürmeyeceğinden emin değilim.

Bu nedenle, ne olur ne olmaz deyip size hoşçakalın demek istiyorum. Bana bugüne kadar vermiş olduğunuz destek için çok teşekkür ediyorum.

İnşallah bir gün tekrar birlikte olmak üzere şimdilik elveda.

Beni unutmayın.

Serdar Turgut - Full Time Eski Yazar

***

Hürriyet, asabımı bozmaya devam ediyor.

İlk önce çıplak erkek resmi yayınladılar.

Yani o da tatsız bir şeydi ve bildiğimiz anlamda medeniyetin sonuydu, ama en azından resmi basılan adam güzeldi.

Ancak, dün yaptıklarıyla bardağın gerçekten taşmasına neden oldular.

Dün fanilalı bir erkek resmi yayınladılar.

Üstelik de fanilalı resmi yayınlanan kişi Eyüp Aşık'tı.

Size bir şey söyleyeyim mi, Eyüp Aşık'ın bu pozunun basılabildiği bir gazeteden atılmayı beklemeden istifa etmeye karar verdim.

Çünkü, dün itibariyle tahammül sınırlarımı gerçekten aşmış durumdayım.

Eyüp Aşık, İngiltere'de filan bakan olsaydı, bu fanilalı resminden sonra hükümeti mutlaka iktidardan düşerdi, buna da eminim...

***

Şimdi yeni bir moda başladı.

İnsanlar hangi cinsiyetten olduklarına karar veremiyorlar.

Bunalımlara giriyorlar.

‘‘Acaba ben erkek miyim, yoksa kadım mıyım’’ diye uzun uzun düşünüyorlar.

Onlara yardımcı olmaya karar verdim.

Eğer kadın mı, erkek mi olduğunuza kolayca karar veremiyorsanız, basit bir test uygulayın.

Kendi kendinizle sevişmeye başlayın.

Erken orgazm olursanız erkeksiniz demektir.

Uzun ön sevişmede ısrar ederseniz, sadece orgazm değil, manevi tatmin de ararsanız ve geç orgazm olursanız, o zaman da kadınsınız demektir.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

Kendi başınıza çözün bu meselenizi de, bizi meşgul etmeyin lütfen...

Çünkü, bizim uğraşmak zorunda olduğumuz daha önemli meseleler var.

Yazarın Tüm Yazıları