Paylaş
‘Hareketli çocuk, zeki çocuktur’ sözü yanlış bir inanış
BELİRTİLERİ
* Kıpır kıpır olma
* Oturmada güçlük
* Sürekli hareket
* Çok konuşma
* Sabırsızlık
En yaygın olarak çocuklarda görülen bu hastalığa ilk tanı genellikle ilkokul yıllarında koyulmaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalara göre, erişkinlerin yaklaşık yüzde 2 ila yüzde 4’ünde DEHB görülmektedir.
“Hareketli çocuk, zeki çocuktur” yanlış bir inanıştır. Ne yazık ki DEHB olan çocuklar tedavi görmedikleri zaman ergenlik ve erişkinlik dönemlerinde başka psikiyatrik bozukluklar açısından daha riskli hale gelirler.
İşte bu hafta, dikkat ve konsantrasyon güçlükleri ile aşırı hareketlilik anlamına gelen “Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozuklukluğu”nu, konunun uzmanı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Elvan İşeri ile konuştuk. Hafta boyunca gönderdiğiniz sorularla birlikte tüm merak edilenleri Dr. İşeri’ye sordum, o da cevapladı.
* Öcelikle ‘Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)’ tanımını yapar mısınız?
DEHB, kişinin yaşı ve sosyo-kültürel özelliklerine uygun olmayan ve onun günlük işlevlerini (örneğin çocuklar için okul ve yaşıt ilişkisini) olumsuz etkileyen dikkat ve konsantrasyon güçlüklerini, aşırı hareketlilik ve dürtüselliği tanımlar. Bu sorunlar 12 yaş öncesi başlayan ve en az 6 ay süreyle devam ediyor olan sorunlardır. Aslında bu tanım içinde iki ayrı sorun yani dikkat sorunu ve hareketlilik vardır. Özellikle okul çağı çocuklarında hiperaktivite ve dikkatsizliğin bir arada olduğu bileşik tipi sık görüyoruz. Oysa ki okul öncesi dönemde hiperaktivite; ergenlik ve erişkinlikte ise dikkat eksikliğinin ön planda olan tip daha fazla tanılanıyor.
* Peki aileler çocuklarında dikkat eksikliği olduğunu hangi belirtilerle farkedebilir?
Dikkat eksikliği bozukluğu; özellikle ders ve okul ödevleri gibi bilişsel çaba ve emek gerektiren işlerde dikkatin dağılması ve ilgi süresinin kısa olması, konsantrasyonun sağlanamaması, dalgınlık, unutkanlık, dağınıklık, sabır ve dikkat isteyen işlerden kaçınma, sık dikkat hataları yapma, ayrıntılara dikkat edememe, sınav performansının bu nedenle bozulması, özellikle ders yükünün arttığı yıllarda başarının düşmesi, zaman yönetimi yapamama ve sorumluluklarını tamamlayamama gibi sorunlarla kendini gösterir.
EN BÜYÜK BELİRTİ ‘KIPIR KIPIR’ OLMA DURUMU
* Hiperaktivite belirtileri nelerdir?
Hiperaktivite ve dürtüsellik ise kıpır kıpır olma, oturulması beklenen yerlerde (örneğin sınıfta) oturmada güçlük, sürekli hareket halinde olma, koşuşturma, çok konuşma, sakince bir etkinlik sürdürememe, sabırsızlık, sırasını beklemede güçlük, söz kesme, araya girme gibi belirtilerle farkedilir. Sakince yürütülmesi gereken iş ve etkinliklere uyum sağlamakta zorlanırlar. Bu belirtiler nedeniyle özellikle okul çağı çocukları kurallara ve sınıf düzenine uymada sıkıntı yaşar ve fazlaca uyarı alırlar.
* DEHB çocuğu nasıl etkiler?
DEHB çocuğun gelişim sürecini gerek bu sorun nedeniyle maruz kaldıkları sözel ve hatta fiziksel cezalar, aşırı uyarılmalar, gerek akademik sorunlar, gerekse yarattığı sosyal ve ilişkisel problemler nedeniyle olumsuz etkiler.
* DEHB sık görülen bir sorundur diyebilir miyiz?
Evet diyebiliriz. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite bozukluğu çocukluk çağında yüzde 5-10, erişkinlikte ise %4 oranında görülen bir bozukluktur. Bölgeler arasında oranlar değişiklikler göstermektedir. Erkek çocuklarda kızlara göre 4-9 kez daha fazla görülür.
* Peki bu sorunun nedenleri nelerdir?
DEHB’nin ortaya çıkmasında genetik etkenlerin ön planda olduğu düşünülmektedir. Bunun yanısıra çevresel bazı faktörler, örneğin annenin gebelikte yaşadığı olumsuzluklar ve maruz kaldığı toksinler (özellikle sigara ve kurşun) genetik yatkınlıkla etkileştiğinde beyin yapısında DEHB gelişimine yol açan nörobiyolojik yapı ortaya çıkmaktadır.
YETİŞKİN İNSANLARDA DA RASTLANABİLİYOR
* DEHB çocukluk çağının bir sorunu mu yoksa erişkinlikte de tanı konuluyor mu?
Geçmişte bu bozukluğun zaman içinde azalarak ergenlik döneminde geçtiğine inanılırdı. İzlem çalışmalarında DEHB olan çocukların yüzde 5-6’sında bozukluğun yetişkinlik döneminde de sosyal ve duygusal güçlükler ve iş alanında yaşanan sorunlarla sürdüğü gösterilmiştir. Hiperaktivite yaşla birlikte azalmakta, ancak dikkatsizlik ve dürtü denetim sorunları kalıcı olabilmektedir.
* Tedavisi kim tarafından ve nasıl yapılıyor?
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun en etkin tedavisi ilaç ve davranışçı tedavidir. Tedavi bir çocuk psikiyatristinin tanı koyması sonrası yine bir çocuk psikiyatristi tarafından başlanır. Erişkin olgular için ise bu aşamalar erişkin psikiyatri uzmanları tarafından yürütülür.
* Bu konuda aileler sizlere ne tür kaygılar iletiyorlar?
İlaç yan etkileri konusunda çoğu aile kaygı yaşıyorlar. Hiç kimse elbette çocuğuna ilaç başlansın istemiyor. Tedavinin çocuğun gerek bilişsel gerek sosyal gelişimine katkısını belirlemek gerekiyor. Tedavi alması gerektiği bir çocuk psikiyatrisi uzmanınca karar verilmiş ancak tedavi almamış olgularda bozukluğun seyri sırasında yaşanan zarar riski ilacın yan etki riskinden çok daha fazla olabileceği unutulmamalı. İlaç tedavisinin etki ve yan etki profili konusunda aileler hekimlerinden detaylı bilgi almalılar, bu konuda yetkin olmayan kişilerden gelen bilgilerle hareket etmemeliler.
* İlaç dışı başka yaklaşımlar uygulanmalı mı?
Ebeveynlerin bilgilendirilmesi ve eğitimi, çocuğa yönelik uygun tutumların geliştirilmesi, ödül-ceza yöntemleri konusunda bilgilendirme yapılması, okul-öğretmen iletişimi, çocuğa yönelik davranışçı tedaviler uygulanır. Bu yaklaşımların herbiri o çocuğun mizacı ve klinik özelliklerine yönelik olacağından bireysel ve aile değerlendirmesi sonrası planlanır.
* Peki DEHB başka psikiyatrik bozukluklarla birlikte olabiliyor mu?
Öğrenme güçlüğü DEHB’ye sık eşlik eder. Bunun yanısıra özgüvende azalma, depresyon, kaygı bozukluğu, karşı gelme bozukluğu ve davranım bozukluğu ile birlikte görülebilir. Erken tanı ve tedavi ek sorunlar oluşmasını engelleyecektir.
* Son olarak ailelere ne söylemek istersiniz?
DEHB olan bir çocuğun anne babası olmak yorucudur, sabır ister. Özellikle anne babalara ilk önerimiz tükenmişlik yaşamamaları için kendilerine özel zaman ayırmaları olur. Çocuklarına yönelik yıkıcı ağır eleştiriler yapmamalarını öneririz. Çünkü hareketlilik ve dikkatsizlik çocukların isteyerek yaptıkları bir şey değildir. Onların bu özelliklerini olumlu alanlara yönlendirmelerini öneririz. Spor gibi hareketli aktiviteler çoğu çocuğun hem başarılı olduğu hem de enerjilerini aktardıkları olumlu alanlardır. Ailelerin birlikte oynayabileceği masa üstü oyunlar gibi dikkati artıran ve çocukların hoşuna giden pek çok oyun vardır. Ekran bağımlılığı bu çocuklar için önemli bir risk, erken yaşlardan itibaren bu alanda sınır koymak gerekir.
OKUYUCUDAN DOKTORA
* 5 yıldır ilaç kullandığı halde yaygın gelişimsel bozukluk tanısındaki çocuğun şiddet eğilimi (babaanne, anneanne, kardeşine ve insanlara vurmak) normal midir? Engellemek için ne yapabiliriz.Beni aydınlatırsanız sevinirim.
Sare Y.
Şiddet eğilimi ve hiperaktivite belirtileri yaygın gelişimsel bozukluk tanısı konulan çocuklarda sık olarak rastlayabildiğimiz bir belirtidir. Bunun kontrolunde de çeşitli ilaçlardan yararlanılmaktadır. Her hastanın ilaca cevabı farklı olduğu gibi bir ilaçtan yarar görmeyen çocuğun farklı ilaç gruplarından faydalanması olasıdır.Bu sebeple ilaç tedavisinin tekrar gözden geçirilmesi konusunda doktorunuzla tekrar irtibat kurmanızda fayda vardır.
KISACA ELVAN İŞERİ
1968 yılında İstanbul’da doğdu. 1985-1992 yıllarında Hacettepe Üniversitesi Tıp (İng) Fakültesi’nde aldığı Tıp eğitimi sonrası, 1993 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalında Tıpta uzmanlık eğitimine başladı. 1998 yılında çocuk psikiyatrisi uzmanı oldu. Aynı alanda 2000 yılında Doçent, 2007 yılında Profesör ünvanını aldı. Halen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir. 2008 yılından bu yana üniversitedeki görevi yanısıra muayenehanesinde de çocuklar ve ailelere yönelik hizmetler vermektedir.
SİZ SORUN, UZMANLAR YANITLASIN
Haftaya “Sağlık Olsun” köşemizde, Avrupa’da 23-27 Eylül günleri arasında kutlanacak olan Üroloji-Prostat Haftası nedeniyle Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Önder Yaman ile prostat hastalıklarını konuşacağız. Konu ile ilgili tüm merak edilenleri Dr. Yaman’a soracağım. Sizler de prostat ile ilgili merak ettiklerinizi hafta boyunca bana jineklinik@senolkalyoncu.com adresinden gönderebilirsiniz.
Paylaş