Sağlıklı beslenmeyle meme kanserinden korunun

Erken teşhis meme kanserinde çok önemlidir. Her yıl ekim ayı meme kanseri farkındalık ayı olarak belirlenmiştir. Geçen ekim ayında da tüm dünyada meme kanseri farkındalık etkinlikleri düzenlendi. Meme kanserinden korunmak için doymuş yağ oranı yüksek besinlerden kaçınılması gerektiğini kaydeden Kanserde Güncel Tedavilere Erişim ve Geliştirme Derneği (KANSERTED) Başkanı, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, lif açısından zengin tahılların tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Coşkun, ayrıca meme kanseri tanı ve tedavisindeki yeni gelişmeler hakkında şu bilgileri verdi:



İLTİHAP YAPICI GIDALARDAN KAÇINMALI

“European Journal of Epidemiology dergisinde yeni yayınlanan, 350 binden fazla kadınla yapılan araştırmada, kadınların tükettiği ‘proinflamatur(iltihap yapıcı)’ gıdalar ne kadar fazlaysa, meme kanseri riskinin o kadar yüksek olduğu gösterildi. Proinflamatuar besinler; kırmızı ve işlenmiş etler, şeker ve doymuş yağlar açısından yüksek besinlerdir. Bu çalışmada 15 yıl içinde 13 bin 200’den fazla kadına meme kanseri teşhisi konulmuştur. Proinflamatuar diyetle beslenen kadınlarda meme kanseri riski yüzde 12 daha yüksek olarak bulundu. Proinflamatuar beslenme biçimi iltihabi durumu arttırarak meme kanserine neden olabilmektedir. Bu nedenle özellikle risk altındaki kadınların ‘proinflamatuar tarz’ dediğimiz kırmız et ve işlenmiş gıdalardan, doymuş yağ açısından zengin besinlerden kaçınması, bunun yerine iltihabı önleyici sebzeler, meyveler, bitkisel proteinler ve lif açısından zengin tahılları tercih etmesi uygun olacaktır.

GENETİK ARAŞTIRMA YAPILMALI

Meme kanserinin en önemli risk faktörleri; ileri yaş, uzun süreli doğum kontrol haplarının kullanılması, doğum yapılmamış olması veya geç yaşta çocuk sahibi olmak (özellikle ilk doğumun 30 yaşından sonra olması), adet görmeye erken başlama ve normalden daha geç yaşta menopoza girme, aşırı alkol tüketimi, sigara kullanımı ve obez olmak sayılabilir. Ailesinde meme kanseri olan bireylerde bu risk faktörleri daha büyük öneme sahip olmaktadır. Ailesinde meme kanseri olan bireylerde bu hastalığın görülme olasılığı iki kat artmaktadır. Eğer ailedeki bireyde menopozdan önce meme kanseri varsa risk üç kat daha fazla, iki memesinde de kanser gelişmişse risk dokuz kat daha fazla artmaktadır. Ailesel meme kanseri düşünülen bireylerde mutlaka genetik araştırma yapılmalıdır. Tüm meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 10’undan ailesel meme kanserleri sorumludur.

İYİ SONUÇLAR ALINMAYA BAŞLANDI

Meme kanseri tedavisinin her safhasında büyük gelişmeler yaşanmaktadır. Gerek yeni kemoterapi ajanları gerekse hedefe yönelik ilaçların devreye girmesi ile yayılmış hastalıkta dahi çok iyi neticeler alınmaktadır. Akıllı ilaç tedavisini bazen kemoterapi ile bazen de hormon tedavileri ile birlikte uygulayarak çok iyi sonuçlar alıyoruz. Aynı zamanda cerrahi ve radyoterapi teknikleri de gelişmiştir. Birçok hastada artık memenin tamamını almaya gerek olmamaktadır. Yine sintigrafi teknikleri sayesinde, sıklıkla lenf ödeme yol açan koltuk altı temizlemesinden örnekleme yapılmak suretiyle birçok hastada kaçınılabilmektedir.”