Prostat kanseri tedavisinde Tuğcu Bakırköy tekniği

Prostat kanseri ülkemizde her 5-6 erkekten birinde görülebilen oldukça yaygın bir kanser türüdür. Tedavisi çoğunlukla prostat bezinin cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Son yıllarda cerrahi tedavide Da Vinci Robotu kullanılmaya başlanmıştır. Bu alanda Prof. Dr. Volkan Tuğcu’nun geliştirdiği ‘Tuğcu Bakırköy Tekniği’ ile prostat kanserinin robotik tedavisinde iyi sonuçlar alınmış ve tüm dünyada kabul görmüştür.

Haberin Devamı

Erkek üreme sisteminin bir parçası olan prostat, idrar torbasının hemen altında, bağırsakların ön tarafında, idrar torbasının çıkışını çepeçevre saran bir salgı bezidir. Başlıca görevi spermleri koruyan sıvıyı üretmek ve spermleri bu sıvı içinde sağlıklı bir şekilde saklamak olan prostat ayrıca sfinkter kaslar ile mesanenin ağzını sıkarak, idrar kaçırılmasını önlemekte görevli.

YAŞ VE BESLENME ÖNEMLİ YER TUTUYOR

Yaşlandıkça prostat bezinde görülen büyüme benign prostatik hiperplazi (prostatın iyi huylu büyümesi) olarak adlandırılır ve ağrılı, kanlı idrar gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Prostat kanseri ise prostat bezindeki hücrelerin kontrol dışı büyümesiyle oluşur. İyi huylu prostat bezi büyümesinden farklı olarak prostat kanseri, prostat bezinin merkezinden değil merkezden uzak bölgesinde de tümöre neden olduğu için değişik bulgular verebilir. Bu nedenle prostat kanserinde hasta idrar şikâyetlerini daha geç yaşayabilir. Erken evlerinde genellikle bir belirti vermeyen hastalık, yapılan kontrollerle anlaşılabilir. Ancak ihmal edildiği taktirde agresif karakter göstererek kemik ve diğer organlara sıçrayabilir. Genetik faktörlerin çok etkili olduğu prostat kanserinde yaş ve beslenme de önemli bir yer tutar. Ancak belirti vermediği için fark edilmesi oldukça zor olabiliyor. İlerlemesi durumunda ise ulaşılamayan lenfler sebebiyle tedavi mümkün olmayabiliyor.

GAZ SIKINTISI, KARIN AĞRISI ÇEKİLMİYOR

Prostatın vücudun çok derin bir bölgesinde olması sebebiyle robotik cerrahiyle yapılabilen ameliyatta prostata idrar torbasını aşağı düşürerek girmeyi deneyen Dr. Tuğcu, ulaşamadıkları lenflere de bu sayede ulaşabildi ve kanserin ilerlediği vakalarda dahi iyi sonuçlar alınmasını başardı. Bağırsak ile yumurtalık arasında küçük bir kesik açarak robotik cerrahi ile prostatı ve lenf nodlarını çıkarmayı amaçlayan ‘Tuğcu Bakırköy tekniği’ ile hastalar ameliyat sonrası da gaz sıkıntısı ve karın ağrısı çekmiyor. İlerleyen vakalarda dahi iyi sonuçların elde edilebildiği yöntem, bir süredir uygulanmaya devam ediyor. İtalya’daki doktorların da ilgisini çeken ve dünyaya yayılmaya başlayan bu yöntemin prostat tedavisinde büyük rahatlık sağladığını söylemek mümkün.

Haberin Devamı

ÖĞRENMEDEN GEÇMEYİN

Haberin Devamı

RETİNA YIRTIĞI

Gözünüzün önünde aniden ışık çakmaları, sinek uçuşmaları şeklinde rahatsız edici imgeler görüyorsanız retina yırtığına sahip olabilirsiniz.
Retina yırtığı, retinanın arkasında bulunan vitreus dediğimiz sıvının yapışık olduğu yüzeyden ayrılmaya başlamasıyla retinayı çekmesi sonucu oluşur. Normalde vitreus jeli homojen ve sıkı bir yapıya sahiptir ve retinayı destekler. Vitre jelinin bu homojen yapısı bazı özel durumlarda bozulabilir. Yüksek miyop, göz travması gibi durumlar vitreus jelinin sıvı kıvama geçmesini kolaylaştırır. Sıvı kıvama geçiş vitreus jeli destekleyici özelliğini kaybeder ve yırtığa sebep olduğu taktirde bazı belirtilerle kendini göstermeye başlar. Göz önünde aniden görülen ışık çakmaları, uçuşan siyah noktalar, hareket eden ağımsı görüntüler yırtığın en önemli belirtileri. Tabi ki yorgunluk, uykusuzluk gibi durumlarla da ortaya çıkabilen bu görüntülerin hepsi yırtık değil. Ancak sürekli ve rahatsız edici boyutlara ulaşıyorsa şüphelenmek faydalı olacaktır.
Göz bebeğinin ilaçlarla genişletilmesi ve ince mercekler yoluyla tespit edilebilen retina yırtığı lazer ile tedavi edilebilir. Birkaç dakika süren işlemle yırtığın içinde retinaya sıvı geçişi engellenerek görme kayıplarının önüne geçilebilir. Bu belirtileri görmezden gelmeye çalışmak ya da muayeneyi ertelemek göz için oldukça zararlı. Vitreus sıvısının bozulması aynı zamanda retinanın beslenmesinin de bozulması anlamına gelir. Tedaviye ne kadar geç başlanırsa buradaki hücrelerin ölümü de o ölçüde hızlanır. Bu sebeple geç kalınan tedavilerde ciddi görme kayıplarıyla karşılaşmak da mümkün.

Yazarın Tüm Yazıları