Paylaş
YAŞLANMAYI KÖKTEN ÇÖZÜN
Bilindiği gibi genel olarak bir bozulma sürecini ifade eden “yaşlanma”, insanın bedensel ve ruhsal işlevlerinin giderek azalmasıdır. Her yaşın ayrı bir güzelliği olsa da yaşla birlikte ortaya çıkan yüz kırışıklıkları, cildin yapısındaki gevşeme ve sarkmalar, kadın-erkek tüm insanların ortak sıkıntısıdır. Cildin tüm katmanlarını ilgilendiren ve tedavi edilemez olduğu düşünülen bu yaşlanma problemi, artık tıptaki gelişmeler sayesinde kısmen önlenebilir hale gelmiştir.
İşte bugün, kişinin kendi fibroblast hücrelerini saflaştırıp canlandırarak yeniden enjekte edilebilecek duruma getiren ve yeni bir teknoloji olan fibrocell yönteminden bahsedeceğiz.
Etki süresi ve kalıcılığı diğer uygulamalara göre daha uzun süren, kişinin kendi hücreleri olması sebebiyle herhangi bir alerjik reaksiyona sebep olmayan “Fibrocell Tedavisi” ile ilgili merak edilenleri, bu yöntemi Ankara’da ilk uygulayan merkezlerden biri olan TOBB ETÜ Hastanesi’nde görev yapan Plastik, Rekostrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Afşin Uysal ile konuştuk. Gerçekten de günümüz insanının, özellikle de kadınların çok korktuğu yüzdeki kırışıklıklar ve yaşlanma belirtilerinin tedavisinde kullanılan bu yeni teknolojinin bilinmeyenleri ile ilgili hafta boyunca gönderdiğiniz maillerden derlediğim soruları Dr. Uysal’a sordum, o da cevapladı.
* İlk olarak yüzümüzde farkettiğimiz, hepimizin kaçınılmaz son olarak düşündüğü ‘yaşlanma’nın etkilerinden bahseder misiniz?
İnsan yüzü zamanın etkilerini yansıtır. Bu görünüm insanoğlunun gerçek biyolojik saatidir. Bir önsöz, bir vitrin, bir kapak, ya da içinde olanı bilinmeyen bir kutunun ambalajı gibi, yüzün yarattığı algı, insanın varlığının ilk sunumudur. İnsan kendisini bu algı ile tanır ve çevresine tanıtır. Yüz birbirini tanıma, farketme, değerlendirme, iletişimleri düzenlemede en öncelikli görüntüdür. Zaman ilerledikçe yüz değişir, yıpranır, gençliğini yitirir. Yerçekimi etkisi ve dokuların elastikiyetinin azalması, hücre yenilenme döngüsünün değişmesi ile birlikte, alında ve göz çevresinde kırışıklıklar oluşması, ağız çevresinde çizgilerin derinleşmesi, elmacık kemiklerinin üzerindeki yumuşak dokuların yanaklara doğru yer değiştirmesi şeklinde tipik yaşlanma izleri ortaya çıkar. Cildin gerginliği ve parlaklığı azalır.
* Peki yüzyıllardır insanoğlunun peşinde olduğu gençlik iksiri etkisi için ‘Fibrocell Tedavisi’ni biraz anlatır mısınız?
Birincil iletişim enstrümanımız olan yüzümüze gösterdiğimiz özen, günümüzde “kendisini iyi, daha iyi hissetmek” adına korumanın ötesinde bir şeyler yapmaya bizi zorlamıştır. Kozmetik ürünler, dolgu maddeleri, kırışıklık tedavileri, laser, estetik cerrahi girişimler artarak uygulanmaya devam ederken “hücresel tedaviler” de modern çağda mutluluk verici gelişmeler göstererek hayatımıza girmiştir. Sağlığın pek çok alanında çalışmalar devam ederken, doku mühendisliği ile artık yüzün biyolojik saatine müdahale edilebilecek, etkili, güvenli, kalıcı, şaşırtıcı sonuçlar alabilmek mümkün hale gelmiştir. “Fibrocell Tedavisi” adı ile bilinen yöntem, kişinin kendisinden alınan dokunun özel bir laboratuvarda ayrıştırılıp bağ dokusu hücreleri olan fibroblastların çoğaltılıp kendisine enjeksiyonu şeklindedir.
SERTAP ERENER’İN ALMANYA’DA YAPTIRDIĞI İŞLEM
* Peki hocam okuyucularımızın merak ettiği bir konu; bu yöntem tanınmış sanatçı Sertab Erener’in yurt dışında yaptırdığı ve son zamanlarda basında çok yer alan işlem mi?
Evet, işlem Sertap Erener’in Almanya’da yaptırdığı işlemin, hem güvenlik hem de sistem açısından aynısı.
* Peki o zaman biraz da bu işlemden bahsedelim. Nedir bu tedavinin aşamaları?
Fibrocell tedavisi, kan tahlilini takiben, steril şartlar sağlanarak, lokal anestezi ile kulak arkasından alınan küçük bir deri parçasının özel nakil şartlarında, laboratuvara gönderilmesi ile başlar. Laboratuvarda bu deri parçasındaki ciltaltı bağ dokusunda yeralan fibroblastlar, uygun ortamlarda, 3-4 hafta süren işlemlerle 20 milyonluk 3 grup halinde, yani toplam yaklaşık 60 milyon hücre içeren son ürünlere çevrilirler. Elde edilen sıvı madde, hiçbir ek materyal içermeyen, tamamiyle kişinin kendisine ait dokulardan oluşan, enfeksiyon ya da başka hastalığa yol açmayacak bir canlı dolgu maddesidir. Toksik, karsinojenik, teratojenik, alerjik olmaması nedenleriyle en ideal biyolojik materyaldir.
* Bu tedavi sadece kırışıklıkların giderilmesinde mi kullanılır?
Hayır, bu işlemle kırışıklıkların giderilmesinin yanısıra özellikle doğum yapmış kadınların en büyük problemi olan çatlaklar ve her tür yara, yanık izleri de silinebilmektedir. Bütün bunların haricinde, cilt daha parlak, dolgun ve gergin hale gelir.
* Gelelim en önemli soruya; işlemin etkisi ne kadar sürer ve herhangi bir yan etkisi var mıdır?
İşte hastalar için en cazip kısmı da tam bu kısım; işlemin sonuçları uzun süre, yani en az 4-5 yıl kalıcıdır ve rahatlıkla söyleyebiliriz ki herhangi bir yan etkisi yoktur.
* Yani bu işlemi bir kere yaptıran birine, 5 sene sonra tekrar aynı işlemlerin yapılması gerekir mi?
Hayır, bu da işin diğer bir güzel kısmı. Uygulama yapılan kişinin doku örnekleri, gerek güvenlik açısından, gerekse ileride aynı uygulamanın daha kolay yapılabilmesi için özel doku bankasında saklanır. Dolayısıyla kişi işlemi tekrarlamak istediğinde, kendisine ait saklanan dokular tekrar kullanılır ve yeni hücreler üretilir, yine sıvı haline getirilerek kişiye enjekte edilir.
OKUYUCUDAN DOKTORA
* 35 yaşında bir bayanım, yüzümde 10 sene önce geçirdiğim trafik kazasına bağlı bir iz var. Başvurduğum doktorlar çeşitli yöntemlerle tedavi denediler ancak başarılı olmadı. Bahsettiğiniz bu yöntem acaba izin kaybolmasına yardımcı olur mu?
Meral E.
Fibrocell tedavisi yara izlerinin azaltılmasında oldukça etkili. Tabii yaranın yeri, şekli, çöküklük ya da kabarıklık dereceleri de önemli, fakat her ihtimalde tam kaybedilemese de mutlaka belirgin bir düzelme sağlanabiliyor.
* 33 yaşındayım, 2002 ve 2005 yıllarında doğum yaptım. İki gebeliğimde de karnımda ve bacaklarımda çok fazla çatlak oluştu. Doktorumun önerdiği krem ve solüsyonlarla bu çatlakları gideremedim. Bu fibrocell yöntemiyle gebelik çatlakları da tamamen yokolabilir mi?
Gamze K.
Cilt özellikleri nasıl kişiden kişiye değişiyor ise, uygulanan tedaviler de kişiden kişiye değişen oranlarda başarı oranlarına sahiptir. Fibrocell “stria” dediğimiz doğum sonrası çatlaklara etkilidir, ancak tamamiyle kaybedilemeyebilir, azaltılabilir.
KISACA AFŞİN UYSAL
1971 yılında Ankara’da doğdu. 1994 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi alanında ihtisas yaptı. 2001-2011 yılları arasında TC Sağlık Bakanlığı Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 1. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Kliniği’nde Başasistan olarak görev yaptı. 2011 yılında SB Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde El Cerrahisi Yan Dal Uzmanlığını alan Dr. Uysal, Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği, Türk El ve Üst Ekstremite Cerrahisi Derneği ve Rekonstrüktif Mikrocerrahi Derneği üyesidir. 2011 yılından beri TOBB ETÜ Hastanesi’nde çalışmaktadır.
SİZ SORUN, UZMANLAR YANITLASIN
Önümüzdeki hafta konumuz “akılcı ilaç kullanımı...” Günümüzde artık herkes istediği ilacı maalesef eczanelerden reçetesiz satın alıp kullanabiliyor. Oysa ki ilaç bir kimyasaldır, yararlarının yanısıra pek çok yan etkisi de vardır. Bir hastalığın önlenmesi, kontrol altına alınması veya tedavi edilmesi için, doğru ilacın hekim önerisiyle, gereken zamanda, gerektiği miktarda kullanılması çok önemlidir. Tedavinin ekonomik ve sosyal maliyetini etkileyen ve herkesi ilgilendiren bu konuyu konunun uzmanı Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Gümüşel ile konuşacağız. Yazılan her reçeteden hastalar yeterince fayda sağlayabiliyor mu sorusuna cevap arayacağımız akılcı ilaç kullanımı ile ilgili merak ettiklerinizi hafta boyunca jineklinik@senolkalyoncu.com adresinden bana ulaştırabilirsiniz.
DUYURU
30 Mayıs Perşembe günü Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezi’nde saat 09.30’da başlayacak “I. Sporcu Sağlığı ve Doping Sempozyumu” her biri konusunda uzman isimlerin biraraya geleceği ve tüm sporcuların ücretsiz katılabileceği bir organizasyon. Spor ile ilgilenen tüm okuyucularımı bu sempozyuma beklerim.
Paylaş