Paylaş
Bu özel gün, ülkemizde ve tüm dünyada her yıl kutlanmaktadır. Maalesef kanser halen tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli sağlık problemlerinin başında gelmektedir. Fakat alacağımız tedbirler ile bu riski azaltmak ve sağlığımızı korumak mümkündür. Tıbbi Onkoloji Uzmanı, Kanserde Güncel Tedavilere Erişim ve Geliştirme Derneği başkanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, kanser riskini azaltmak için neler yapılabileceği hakkında şu bilgileri verdi:
AKDENİZ TİPİ BESLENME ÖNEMLİ
Akdeniz tipi beslenme kansere karşı koruyuculuğu en yüksek olan beslenme biçimidir. Bu beslenme türünün en temel özelliği besin çeşitliliğine sahip olmasıdır. Yüksek miktarda zeytinyağı, zeytin, meyve ve sebzeler, tam tahıllar, baklagiller ve yağlı tohumlar; orta düzeyde yumurta, balık, kümes hayvanları ve süt ürünleri ile düşük düzeyde kırmızı et ve et ürünlerinin tüketimi bu diyetin temel özelliğidir. Özellikle zeytinyağı tüketiminin önemini gösteren bir araştırmada 19 çalışmanın analizi yapılmış ve zeytinyağı tüketimi fazla olan gruptaki kanser riskinin yüzde 60 daha az olduğu bulundu. Akdeniz diyetinde meyve ve sebzelerle bol miktarda alınan antioksidan ve flavonoidler hücreleri kansere karşı korur. Yine Akdeniz diyeti içinde yer alan balık, ceviz ve keten tohumu Omega-3 içeriği sayesinde kansere karşı koruyucu etki gösterir. Her gün en az 2 porsiyon süt-yoğurt tüketimi ile kalsiyum ve probiyotik alımının arttırılması başta kolon kanseri olmak üzere birçok kanser türünde korucu etki yapmaktadır.
SİGARA DAVETİYE ÇIKARIR
Sigara, başta akciğer kanseri olmak üzere en az 15 farklı kanser riskini daha arttırır. Sigarada 7 bin üzerinde kimyasal madde bulunuyor ve bunlardan en az 70’inin kanserojen olduğu belirlendi. Tüm dünyada tütün kullanımına bağlı yıllık 7-8 milyon ölüm bildirilmektedir. Bu ölümlerin yaklaşık yüzde 90’ı aktifi sigaraya bağlıyken, yüzde 10’u pasif içiciliğe bağlıdır. Erkeklerde tüm ölümlerin yüzde 25’inden, kadınlardan ise yüzde 15’inden fazlası tütüne bağlı olarak gerçekleştiği bildirilmiştir. Bunların üçte birinden fazlası kanser ile ilişkili ölümlerdir. Baş, boyun, boğaz kanserleri gibi önlenebilir kanserlerin yüzde 80-90’ı tütün kullanımı ile ilişkilidir. Günde 4’ten az sigara içenlerde kanser riski 5 kat artarken, günde 10 adet içenlerde 20 kat artmaktadır. Pasif içiciliğe bağlı çocuklarda da lösemi, lenfoma, santral sinir sitemi tümörleri ve karaciğer kanseri riskinin arttığı gösterilmiştir. Dolayısıyla tek başına sigara içmemek ve başta çocuklarımız olmak üzere aile bireylerini buna maruz bırakmamak ile birçok kanser riski büyük oranda azaltılmaktadır.
FAZLA KİLO RİSKİ ARTTIRIYOR
Obez kişilerde kanser görülme oranı, ideal kilolarında olan bireylere göre çok daha fazla görülmektedir. Özellikle son yıllarda genç nüfusta kanser görülme oranının artması fazla kilo ile bağdaştırılmaktadır. Son dönemde yapılan bir çalışmada beden kitle indeksindeki 5 puanlık artışın kadınlarda bağırsak kanseri riskini yüzde 25 oranında arttırdığı gösterilmiştir. Ayrıca fazla kilo başta yumurtalık ve meme kanseri olmak üzere birçok kanser riskini bağımsız olarak arttırmaktadır. Bu nedenle çocukluk yaşlarından itibaren ideal kilonun temini ve korunması risk azatlımı açısından çok önemlidir.
DÜZENLİ EGZERSİZ YAPILMALI
Düzenli egzersiz yapmak sağlıklı bir yaşamın en temel koşulları arasında yer alır. Son yıllarda yapılan çalışmalar düzenli yapılan egzersizin hem kansere karşı koruyucu olduğunu hem de kanser tedavisi gören hastalarda ilacın yararlılığını arttırarak daha kısa sürede normal yaşamlarına dönebildiğini gösterdi. Yapılan bir çalışmada günde en az 1 saat egzersiz yapmanın meme kanseri riskini yüzde 20 azalttığını göstermiştir. Özellikle egzersiz yapmak bağırsak sağlığımız için olumlu etkilere sahip olduğundan dolayı kolon kanserine karşı da koruyucudur. Egzersiz sonrası insülin seviyelerinin düşmesi, inflamasyonun azalması, azalan vücut yağ kitlesi, tümöre karşı immün mekanizmaların uyarılması ve insülin benzeri büyüme faktörlerinin azalması gibi mekanizmalar, egzersizin kanser gelişimi önleyici etkileri arasında yer almaktadır. Bütün bu etkilerinin yanında son zamanlarda keşfedilen ve kansere karşı koruyucu olduğu düşünülen irisin hormonunun salgılanması sadece egzersiz ile gerçekleşmektedir. Egzersiz mutlaka belli bir tempoda yapılmalıdır.
Paylaş