Paylaş
Konuyla ilgili Acıbadem Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Yörübulut’tan anne adaylarını ilgilendirecek çok önemli bilgiler aldık. Yörübulut, anne ve bebek sağlığını ilgilendiren durumlarda MR çektirmenin bir sakıncası olmayacağını hatta, “Aksine anne ve bebek sağlığı için yaptırılması gerekli durumlar olabilir” diyor. Dr. Mehmet Yörübulut, bu zamana kadar yapılan bilimsel araştırmalarda da MR’ın anne ve fetüs sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisinin olmadığını da dile getiriyor.
RADYASYON İÇERİYOR MU?
Yörübulut “Gerekli bilgilendirme ve hazırlıklar yapıldıktan sonra doktor eşliğinde anne adayına çekim yapılabilir. MR, ayrıca radyasyon içermediğinden ve hastalıkları teşhis başarısı yüksek olduğundan güvenilir bir tetkik” ifadesini kullanıyor. Sonuçta; hamilelikte de aksi giden bir durumun teşhis edilmesi veya şüphesinin giderilmesi için MR’a ihtiyaç duyuluyor.
Hamileliğin ilk üç ayında bile MR çekiminin yapılmasının hiçbir yan etki oluşturmadığını açıklayan Yörübulut, “Ancak biz hekimler tedbir olarak ilk üç ayda acil bir durum yoksa, MR çekimin bir sonraki trimestere bırakılmasını tercih ediyoruz. Ancak acil ve gerekli durumlar için bu süreyi beklemeye gerek duyulmuyor. Anne karnındaki bebeğin sağlıklı olup olmadığını anlamak için, zaman kaybetmeden ‘fetal MR’ görüntüleme yapılması gerekebiliyor. Hamileliğin 24. haftasından itibaren uygulanabilen fetal MR, fetüsün ve plasentanın değerlendirilmesi açısından ultrasonografiden daha güvenilir sonuçlar veriyor” bilgisini veriyor.
İLAÇSIZ OLMALI
Yörübulut, MR çekimlerinde damar yolu ile verilen ‘kontrast madde’ denilen ilaçların hamilelere verilmediğini söylüyor. Her ne kadar kontrast madde üzerine yapılan çalışmalarda, hayvanlar üzerinde teratojenik bir etki gözlenmediğini söylese de, insanlar üzerinde yeterince çalışma yapılmadığından tavsiye edilmediğini dile getiriyor. Bu sebepten MR çekimleri, anne adaylarına kontrast madde verilmeden yapılıyor.
ÖĞRENMEDEN GEÇMEYİN
PREMATURİTE VEYA PREMATUR BEBEK NEDİR?
Her yıl 17 Kasım günü ‘Dünya Prematüre Günü’ olarak kutlanır. Gebelik süresini tamamlamadan doğan bebek yani, normal gebelik süresi 38 hafta ile 42 hafta arasında sürerken eğer gebelik 37 haftadan önce sonlanırsa doğan bebeğe prematüre denir. Ayrıca bazı bebekler zamanında doğarlar ancak kilosu eksik olarak dünyaya gelebilirler, bunlar prematur bebekle karışabilir ancak bunlar kesinlikle prematur bebek değildirler. Burada şöyle bir sınıflama yapılır; yenidoğan bebeğin doğum tartısı gebelik yaşına göre uyan yüzde 10-90 değerleri arasında ise ‘doğum ağırlığı gebelik yaşına uygun’, doğum ağırlığı yüzde 90 üstünde olanlar için ‘doğum ağırlığı gebelik yaşına göre fazla’, doğum ağırlığı yüzde 10 altında olanlar için ise ‘doğum ağırlığı gebelik yaşına göre düşük’ terimleri kullanılmaktadır. Buradan da anlaşılacağı gibi her düşük doğum tartılı bebek prematüre olmayabilir. Zamanında doğduğu halde iyi gelişmemiş ve ‘zayıf’ olabilir.
***
Prematüre bebekler beklenenden daha önce dünyaya geldikleri için bakımları ve gelişim süreçlerindeki takipleri daha bir dikkat ister. Erken doğmalarının aile üzerindeki olumsuz etkisi, ne olacağını bilememe korkusu, konu hakkında fazla bir şey bilmeme anne-babayı endişelendirir. Bu süreçte ailenin araştırması, doktorlar ile sürekli irtibat halinde bulunması gerekmektedir. Prematüre bebeklerde pek çok sorun yaşanabilir, yaşanmayabilir de. Bu durumda olası rahatsızlıklar hakkında bilgi sahibi olmaya çalışmak, bu yönde çabalamak en doğrusudur.
DERECELERİ ŞÖYLE
Prematüre bebekler gebelik yaşına göre 3’e ayrılır, ileri derecede (24-31 hafta), orta derecede (32-35 hafta), sınırda (36-37 hafta)
prematur bebekler ayrıca, doğum ağırlıklarına göre de 3’e ayrılır.
Düşük doğum ağırlığı: Bebeğin doğumda 2500 gramdan az olması.
Çok düşük doğum ağırlığı: Bebeğin doğumda 1500 gramdan az olması.
Aşırı düşük doğum ağırlığı: Bebeğin doğumda 1000 gramdan az olması.
Paylaş