Paylaş
Çene eklemi ile ilgili rahatsızlıklar ise toplumda her 10 kişiden üçünü etkilemektedir. Çene eklemi rahatsızlıkları, çene ekleminde ve çiğneme kaslarında sürekli tekrarlayan ağrı veya eklemde meydana gelen fonksiyon bozukluğu olarak tanımlanabilir. Çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkabilen bu sorunun ana nedeni ise çene ekleminin yüzeyi ve eklemdeki diskin uyumunu kaybetmesidir. Çene eklemi rahatsızlıkları pek çok sebeple oluşabilir. Günümüzde eklem rahatsızlıklarının en önemli sebebi diş sıkma ya da gıcırdatma olarak karşımıza çıkmaktadır. Diş sıkma nedir? Manuel tedavi ne derece etkilidir? Tüm merak edilenleri Fizyoterapist Aslı Turgut Üstündağ’a sordum.
STRES VE KAYGI İLE ARTTI
“Diş sıkma (bruksizm), dişlerin istem dışı ve güçlü bir şekilde sıkılmasıdır. Bruksizminiz varsa, uyanıkken farkında olmadan dişlerinizi sıkabilir (uyanık bruksizm) ya da uyku sırasında dişlerinizi sıkabilir veya gıcırdatabilirsiniz (uyku bruksizmi). Stres, diş sıkmayı ya da gıcırdatmayı hem oluşturan hem de olayın şiddetini arttıran en önemli faktördür. Son dönemde pandeminin sonucu olarak toplumdaki stres ve kaygı seviyesinin de artmasıyla halihazırda yaygın olan bu probleme daha sık rastlamaktayız.
ÇENEDEKİ YANLIŞ KAPANMA
Çenelerimiz her zaman mükemmel kapanma (oklüzyon) arayışı içindedir. Çene eklemindeki hareket kısıtlılıkları, dişlerin diziliş ve sıralanışındaki bozukluklar (malokluzyon) veya çiğneme sırasında temas yüzeyini azaltan eksik bir diş varlığı, diş yüzeyleri arasındaki uyumu bozar; çene eklemini saran kaslar ile bağların kısalarak eklem içerisindeki diskin konumunun bozulmasına neden olur. Bu durumun sonucunda her iki taraf arasında kas kuvvetinde dengesizlik nedeniyle diş sıkma problemi ortaya çıkmaktadır.
Bununla birlikte; baş ve boyundaki öne doğru duruş, solunum yolundaki hava akışını azaltabilir ve ağızdan nefes alma gibi solunum sorunlarına yol açabilir. Bu nedenledir ki diş gıcırdatma problemi yaşayan birçok kişi aynı zamanda uyku apnesinden de muzdariptir. Aşırı sinirli, hassas, titiz ve mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olmak, bruksizmin diğer oluşma sebeplerindendir. Ayrıca mevsim geçişleri emosyonel stresi arttırıp daha çok diş sıkmaya neden olabilir. Kış döneminde havaların soğuk olmasına bağlı olarak kasların daha çok kasılması ve diş sıkmasının artması gözlemlenmektedir.
BİRÇOĞU FARKINDA DEĞİL
Aslında birçok kişi dişlerini sıktıklarının farkında değildir. Sağlıklı bir eklemde bir şey yiyip içmiyor ve konuşmuyorsak ağzımız kapalı iken üst ve alt dişler birbiri ile temas etmez. Bu pozisyon çene ekleminin istirahat pozisyonudur. Fakat diş sıkma problemi yaşıyorsanız ağız kapalı olsa bile dişlerin temasta olduğunu fark eder ve teması kestiğinizde çenede bir rahatlama hissedersiniz. Diş sıkma problemi olan kişilerin yakınları genellikle geceleri gıcırdatma sesi duyduklarını ifade ederler. Bazen ise ses olmadan sadece sıkma söz konusudur ve bu durumda bruksizmi saptayabilmek için birtakım belirtiler açısından uyanık olmakta fayda vardır. Uyku bozukluğu, yorgun uyanma, migren, baş, boyun, sırt ve şakaklarda ağrı gibi belirtilerin yanı sıra, sabah uyandıklarında çiğneme kaslarında ve dişlerde ağrı hissedebilirler. İlerleyen dönemlerde kulakta çınlama, kulak ağrısı, dişlerde kırılma ve diş kaybı, çeneyi açarken ve kaparken zorluk yaşama, eklemden ‘klik’ sesi gelmesi, dil kenarları ve yanak içinde küçük yaralar da görülebilir.
AĞRININ KAYNAĞI BULUNUR
Çene eklemi ile ilgili problemlerde diş hekimleri, fizyoterapistler ve psikologların multidisipliner şekilde çalışması önemlidir. Vücudumuz baştan ayağa kadar müthiş bir senkronizasyon ve bağlantı içindedir. Manuel terapide, çene eklemi ile bağlantıda olan bütün yapılar değerlendirilerek ağrının kaynağı bulunur. Çene eklemine yönelik hem ağız içi hem de dışardan yapılan uygulamalar ile eklem hareketliliği düzenlenir, spazm halinde olan kaslar gevşeme yöntemleri kullanılarak rahatlatılır. Sırt boyundaki gerilimler ortadan kaldırılır. Ergonomik düzenlemeler ile yanlış postüral alışkanlıklar ortadan kaldırılmaya çalışılır. Bu manuel terapi uygulamalarının yanı sıra dil, çene ve solunum egzersizleri de tedavide önemli bir yer tutmaktadır.”
Paylaş