Sevgili Hürriyet okurları... Deprem felaketini yaşadığımız 6 Şubat sabahından bu yana büyük bir travma yaşıyoruz. Ve maalesef doğal afetler sonrasında “kalp krizleri” ve “ani ölümler” de artıyor. Peki neden?
Haberin Devamı
* Acaba deprem sırasında ve sonrasında neler yaşanıyor?
* İnsan vücudunda ne tür değişiklikler kalp krizini tetikliyor?
Hem bu soruları hem de konuda merak edilenleri, Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş’a sordum. Çok önemli bilgiler verdi. Ve söz şimdi Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş’ta:
* * *
“Deprem sırasındaki yaralanma ve ölümler daha çok travma nedeniyle gerçekleşir. Dâhili hastalıklar olarak ezilme hastalığı (crush sendromu) ve kalp krizleri diğer önemli ölüm sebepleridir. Kalp krizleri hem deprem anında hem de takip eden bir yıl içinde önemli ölüm sebeplerindendir. Deprem anında yaşanan akut stres durumu, ani heyecan ve korku durumu kanda stres hormonlarının artmasına neden olur. Kanda adrenalin düzeyi saniyeler içinde artar. Tansiyon yükselir, kalp hızı artar, kalp daha güçlü kasılır. Kalbin oksijen ihtiyacı artar. Çünkü kalp artan strese cevap vermeye çalışmaktadır. Damar sertliği, yani damar içinde kolesterol birikintisi bulunan hastalarda bu plakların üzeri yırtılabilir. Kabuğu yırtılan plağın üzerine pıhtı oturur ve damar içinde kan akımı tamamen kesilir. Kan akımının bu şekilde kesilmesi demek kalp krizi meydana gelmesi ve kalbin o bölgesinde doku hasarı olması demektir. Bu durumda hasta tüm göğsünü kaplayan, baskı hissine benzer ya da bazen yanma şeklinde görülebilen şiddetli bir ağrı hisseder. Ağrıyla beraber soğuk soğuk terleme olabilir. Böyle bir durumda bir tane aspirin içilerek en yakın hastaneye başvurulması hayati önem taşır. Hastanede acil anjiyografi ve balon stent yöntemiyle damar açma işlemi yapılarak kalbin göreceği hasar en az seviyede tutulmaya çalışılır.”
* * *
Haberin Devamı
ŞENOL KALYONCU: Deprem sürecinde ve takip eden bir yıl içinde kalp krizlerinin arttığını belirttiniz. Deprem sonrası kalp hastalıklarından korunmak, kalp krizi riskini azaltmak için neler yapılabilir?
Haberin Devamı
PROF. DR. HÜSEYİN BOZBAŞ: Maddeler halinde şu şekilde sıralayabiliriz:
Almakta olduğumuz ilaçları bırakmayalım: Hastalarımız halihazırda kullandıkları ilaçlara muntazam bir şekilde devam etmeliler. Örneğin, hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, kalp yetmezliği için aldıkları ilaçları kullanmaya aynı şekilde ara vermeden devam etmeliler. Bu ilaçların reçete gerekmeksizin temin edilebildiğini belirtmek isterim.
Hipertansiyon kontrol altında olmalı: Yüksek tansiyonu olan hastalarda bu dönemde kan basıncında dalgalanma, iniş-çıkışlar olabilmekte. Yaşanılan stresli durum tansiyonu doğrudan etkilemekte. O nedenle hastaların bu süreçte tansiyonlarını takip etmeleri ve tansiyonları 140/90mmHg’nın üzerinde seyrediyorsa hastaneye başvurmaları gerekmektedir. Böyle bir durumda hastaların aldığı ilaçların dozları artırılmalı veya ilave ilaç başlanmalıdır.
Kan şekeri yüksek seyretmemeli: Şeker hastalığı olan hastalarımızın kan şekeri düzeyleri ölçülmeli ve yüksek seyrediyorsa ilaç tedavileri gözden geçirilmelidir.
Tütün ürünlerinden uzak durulmalı: Sigara kalp krizini ciddi şekilde tetikleyen faktörlerin başında geldiğinden asla kullanılmamalıdır. Ancak sigaraya daha önceden başlamış olan ve sigarayı bırakamayan insanlar bu üzüntülü ve zor günlerde sigara miktarını minimum sayıda tutmalı, en azından artırmamalıdırlar.
Psikolojik destek ve tedavi alınmalı: Yaşanılan büyük afet insanları derinden etkilediğinden bu dönemde psikolojik destek çok önemlidir.
İyi sağlık hizmeti sağlanmalı: Bu zorlu süreçte sevk zincirinin iyi çalıştığı ve koordinasyonun iyi bir şekilde sağlandığı bir sağlık hizmeti çok önemlidir. Göğüs ağrısı ile başvuran hastanın hızlı bir şekilde kalp grafiğinin çekilmesi ve kalp krizi tanısı konması durumunda hastanın ivedi bir şekilde anjiyo yapılabilen bir sağlık merkezine sevki hayati önem taşımaktadır.
Hijyen ve sağlıklı beslenmeye özen gösterilmeli: Afet sonrası çadır ve konteyner kentlerde kalan depremzedeler için yeterli hijyenin sağlanması enfeksiyon hastalıklarından korunmak açısından çok önemlidir. Bağışıklık sisteminin güçlü tutulması için çocuklar ve yaşlı hastalar başta olmak üzere tüm depremzedeler dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen göstermelidir. Yeterli sıvı tüketilmelidir. Kabaca vücut ağırlığı *0.3ml olacak miktarda günlük sıvı alınmalıdır (Örneğin, 70kg birisi 70*0.3=2100ml, yani 2 litre civarı sıvı almalıdır. Bu miktar, çay, kahve, diğer sıvı içecekler ve su dâhil toplam miktarı ifade etmektedir).
Hareketsiz kalınmamalı: Koşulların elverdiği ölçüde hareket edilmesi ve yürümeye çalışılması kalp sağlığı açısından önemli olup kalp krizlerinden koruyucudur.
* * *
Tüm halkımıza tekrar geçmiş olsun. Allah ülkemize bu tür bir afeti tekrar yaşatmasın. Sağlıklı günler dilerim...