Paylaş
Fakat sizlerin bilmediği ve medyanın da ne yazık ki farkına varıp, sormadığı bir gerçeği her zaman olduğu gibi benden öğreneceksiniz. Bilindiği üzere 1-6 Haziran tarihleri arasında Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması düzenlendi. Bu yarışmada da Emir Batkan ve Ömür Başara’nın aranjörlüğünü yaptığı, Cem Doğangil’in seslendirdiği Caner Yemez’e ait ‘Dön’ adlı beste kazandı. İşte bu yılkı 21. Uluslararası Çeşme Müzik Yarışması’nda ülkemizi Aydilge değil Cem Doğangil temsil edecekti. Çünkü Altın Güvercin bitiminde, festivalin mimarı Ali Rıza Türker ile Çeşme Festivali’nin mimarı Erol Yaraş konuşurken, ben de yanlarındaydım. Zaten gazetelerde de Uluslararası Çeşme Müzik Yarışması’nda Türkiye’yi Doğangil’in temsil edeceği haberleri yayınlandı.
Olan Ali Rıza ile Erol’a oldu
Fakat daha sonra Doğangil’in, Altın Güvercin jürisinde bulunan Figen Çakmak tarafından yurt dışında yapılacak Uluslararası bir festivale gönderilmesinin daha uygun olacağı söylendi. Böylelikle Kuşadası daha çok tanınacaktı. Figen’in (FİDOF-Uluslararası Festivaller Birliği Türkiye As Başkanı) teklifi üzerine karar değişti. Erol Yaraş’a Çeşme’de, Türkiye’yi Altın Güvercin 2010’da üçüncü olan Eda Pala’nın temsil edebileceği söylendi. Devreye Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu girdi. Sonuç değişmedi. Büyük gerginlikler ve kırgınlıklar yaşandı. Ali Rıza ve Erol zorda kaldı. Sonuçta genç yaşına iki roman ve iki albüm sığdıran Aydilge, 3 Temmuz tarihinde, yani dün gerçekleşen yarışmada, sözleri kendisine, bestesi kendisine ve Cem Sarıoğlu’na ait olan ‘Takıntı’ adlı parçası ile katıldı. Niye böyle olduğunu dürüst bir gazeteci olarak önce Ali Rıza’ya sordum. Sonucu benden öğrendiğini ve bu konuda sessiz kalmak istediğini söyledi. Erol ise yarışmaya gölge düşmemesi açısından daha sonra konuşacağını belirtti. Kuşadası Kültür Komisyonu ve Başkan Danışmanı olan Murat Saraç’ı bu kez aradım.
Anlaşmaya uygun davranış
Sağolsun bir dost olarak hemen telefonda açıklama yaptı. Ardından da mail gönderdi. Kuşadası Belediyesi’ni temsilen e-postasını aynen yayınlıyorum;
“Altın Güvercin’in ne kadar özlendiğini ve yalnızca Kuşadası için değil Türkiye müzik piyasası için de ne kadar büyük bir marka değeri taşıdığını hep birlikte gözlemledik.
Organizasyon komitesinin çalışmaları esnasında birinci gelecek eserin ve sanatçıların, Türkiye’yi temsilen Yurtdışındaki uluslararası bir yarışmaya katılması konusunda tüm taraflarla mutabık kalınarak bu yönde görüşmeler sürdürülmeye başlanmıştı.
Merkezi Malta’da bulunan WAFA’nın (Dünya Festivaller ve Sanatçılar Federasyonu) yetkilileri ile de görüşülerek Birinci olan eserin Türkiye’yi İtalya’da temsil etmesi konusunda gerekli sözler verildi. İkinci veya üçüncü eserlerinde Kırım, Çeşme gibi festivallerde yer alması konusu karara bağlandı.
Çok üzgünüz
Ancak isim haklarının devri sırasında yaşanan boşluk nedeniyle organizatör firma, “Altın Güvercin” isim haklarının yeni ve gerçek sahibi Kuşadası Belediyesinin onayını almadan festival birincisinin Çeşme’de yarışacağı yönünde bir açıklamada bulundu. belediyemizi bu durum hakkında geç bilgilendirdi.
İsteğimiz dışında gerçekleşen bu gelişme, Belediyemizi daha önceden planladığı ve yaptığı anlaşmalar açısından sıkıntıya soktu. “Destinasyon İzmir” grubu ile birlikte, Bölgede ortak Turizm hedeflerine sahip olduğumuz kardeş şehrimiz Çeşme’de düzenlenecek olan organizasyonla ilgili de ister istemez zor durumda kaldık. Kırgınlıklar yaşandı.
Yapmış olduğumuz anlaşmaların, uluslararası ve uzun vadeli nitelik taşıması nedeniyle vazgeçme şansımız yoktu. Dolayısıyla Çeşme Festivali’ne Birincimizi “Konuk Sanatçı” olarak göndermeyi ve ikinci veya üçüncü Besteyi ve Sanatçıyı da Yarışmacı olarak göndermeyi taahhüt ettik. Çeşme Festival organizasyonu ise kendilerince haklı nedenler öne sürerek teklifimizi kabul etmediler. İki Kardeş Şehrin Belediye Başkanları arasında yapılan son derece medenice görüşmeler sonucunda ise, bu sene için Çeşme festivaline katılmama kararı alındı.
Çeşme’deki tüm dostlarımız tarafından anlayışla karşılanacağımıza inanıyoruz. Çok üzüntülüyüz. Olayları çok yakından takip eden ve kişiliğine güvendiğimiz sizin aracılığınızla gerçekleri dile getirmek istedik. Gelecek yıllarda yapacağımız ortak çalışmalarla, Çeşme-Kuşadası arasındaki dostluğu en üst seviyelere getirmek için elimizden geleni yapacağımızı belirtmek isterim.”
Evet durum bu sevgili okurlar. Yorum sizin.
Alaçatı’da en yeniler sezonu tek tek açtılar
Bu yıl Çeşme ve özellikle de Alaçatı tabiri caiz ise bulunmaz Hint kumaşı oldu. Çeşme’nin iki yıldır parlayan yıldızı Alaçatı’da bu yıl da pek çok yeni yer açıldı. Dilerim işler iyi gider. Çünkü geçen sene İstanbullu pek çok yatırımcı borç, harç içinde yok oldu. Çeşme’ye gitmişken bilinen değil de yeni açılan yerlerden söz edeyim bu kez. Hem meraklılara, hem tatilcilere ve özellikle de mekan sahiplerine bir faydamız dokunur belki.
Gubiba’da bıldırcın keyfi
Aslında üç yıl olmuş Berrak Korukcu’nun Amerika’dan gelip Alaçatı’ya yerleşmesi. Sonunda bildiği bir işi yapmaya karar vermiş. Restoranın adı Gubiba. Önce Ege’ye özgü yemeklerle ünlenen Berrak Hanım’ın şimdilerde bıldırcın ve de bıldırcın dolması revaçta. Bilkent Üniversitesi Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Amerika Florida’da Radisson SAS’da 3 yıl aşçılık yapmış Berrak Korukcu. Vatan özlemine dayanamamış. Rahmetli babasının da vasiyeti üzerine açmış Gubiba’yı. Korukcu “Gubiba’nın ıspanak püresi yatağında, iç pilavlı bıldırcını müşterilerin gözdesi. Erzurum yöresinden gelen bıldırcınlar özel soslar eşliğinde hazırlanıyor. Ayrıca restoran dışında evlere de servis yapılıyor.
Telefon: 0232 716 78 16
Suus’da Hatay mutfağı
Hülya Çamurdan Mert ve kocası Mert Mert’in işletmesini yaptığı Suus Restoran, şık, sevimli ve de kısa sürede Alaçatı’ nın yükselen yıldızları arasına girdi. Özellikle zengin mönüsü ve uygun fiyat politikası ile, romantik ve lezzetli yemek isteyenlerin ilk tercihleri arasında. Servislerinde Ege, Akdeniz mutfağından İtalyan mutfağına kadar birçok çeşit var. Ama iddialı oldukları Hatay Mutfağı büyük ilgi görüyor. Açıkçası benim de tercihim Hatay mutfağı. Telefon: 0.232.716.05.24-34
Furun’da müthiş kahvaltı
Tam 30 yıldır tanırım Mustafa Arıcı’yı. İzmir’de ilk diyet kurabiye, boğaca ve pasta çeşitlerini o gerçekleştirmiştir. Tek kötü yanı para tutamaması ve bonkörlüğü. Bodrum Barlar Sokağı’nda 40 yıldır hizmet veren Yunuslar Karadeniz, Mado, Buğday El Sanatları’nın da ortağı. Rahmetli Zeki Müren en büyük müşterisiydi Bodrum’da . Mustafa yeni şubesini modaya uyarak Çeşme Alaçatı’da açtı. Adı Furun Cafe&Patisserie. Bir de ortağı var. Cenk Özakbaş. Sabahları 22 çeşit peynir ve ev yapımı reçelden oluşan köy kahvaltısında yer bulmak olanaksız. Tam 63 değişik lezzette ekmek yapıyor ve beni de deli ediyor. Onun ekmekleri yüzünden kilo alıyorum. Furun bu yıl Alaçatı’nın en favori yeri bana göre.
Paylaş