Paylaş
Ancak, kısa vadede geçiş dönemi çalkantıları sürpriz olmayacak. Bu çalkantıların önce piyasalarda kendini göstermesi bekleniyor. Örneğin, seçim baskısından kurtulacak döviz kurunda olası dalgalanmaların işaretleri son birkaç haftadır vardı. Merkez Bankası döviz kuru ile piyasa kuru arasındaki makas geçtiğimiz cuma günü yüzde 10’u buldu. Faizler ise yüzde 30’ları görürken, yüksek meblağlar için yüzde 39-40’ları teklif eden bankalar vardı.
Seçim sonuçlarının ilk heyecanını atlattıktan sonra piyasalar yolunu bulacak, dengeler yeniden kurulacaktır. Bütün Türkiye’de olduğu gibi İzmir iş dünyası da yeni koşullara uyum için yeni bir hazırlık sürecine girecek. Ekonomisinde ihracatın büyük payı olan İzmir, döviz kurlarındaki gelişmeleri yakında izleyecek, büyük bir ihtimalle kurlar ertelenmiş gerçek değerlerine kavuşunca derin bir nefes alınacak.
EK VERGİ GELEBİLİR
Bir başka önemli gelişme deprem ve seçimler nedeniyle artan harcamaları karşılayacak yeni kaynaklar yaratmada kendini gösterecek. Muhalefet sözcüleri kampanya süresince gayrimenkullerden alınan vergilerin azlığını dile getirdi. Rant vergileri ile yeni kaynaklar yaratılacağı belirtildi. Bozulan dengeleri yeniden kurmak için servet vergisi gibi ek vergilere hazır olmakta yarar var.
Gerek iktidar, gerekse muhalefet kim kazanırsa kazansın ekonomiyi yeniden rayına sokması gerekecek. Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı Fatih Özatay geçtiğimiz günlerde yaşamını kaybeden, Türkiye’yi 2001 krizinden çıkaran Kemal Derviş’in ekibindendi. Özatay yayın hayatına yeni başlayan 10 Haber sitesinde kendisiyle yapılan röportajda seçim sonrası ekonomide olası senaryoları anlattı.
EKONOMİDE SENARYOLAR
Fatih Özatay, Millet İttifakı hazırladığı programı uygularsa enflasyonun 2 yıl sonunda yüzde 10’a düşeceği, 2024’te büyüme hızının yüzde 5.4’e ulaşacağı görüşünde. Anca dünya bankalarında yaşanacak bir kriz ve ihracat pazarımız AB ülkelerinde büyüme hızı çok düşük olursa, iç piyasada ise enflasyonun açıklanandan çok daha yüksek çıkması ve TL’nin aşırı değerlenmesi durumunda bu hedeflerin riske gireceğini söylüyor.
Özatay, Cumhur İttifakı için düşündüğü senaryolarda ise piyasalarda istikrarı sağlayıcı önlemler alınsa bile yapısal reformlar yapılmazsa yüzde 30 civarında bir enflasyonla yaşayacağımızı belirtiyor. Türkiye’de kamu borcunun düşük ve bankacılık sisteminin sağlam olmasının büyük bir avantaj olduğunu belirten Fatih Özatay, büyümenin dalgalı olacağı ve sürekli cari açık sorununu yaşanacağı düşüncesinde. Mevcut politikayı sürdürmede ısrarcı olunursa dövizde tırmanış olacağını düşünen Özatay, Cumhur İttifakı’nın istikrar politikaları uygulaması durumunda bir miktar yabancı sermaye gelebileceği görüşünde. Türkiye’de faizlerin artırılması gibi gerçekçi programların uygulanması durumunda ise dış piyasaların güveninin artıp yabancı sermaye akışının başlayacağını kaydediyor.
Evet, güne yeni bir Türkiye ile başlıyoruz. Seçim sonuçlarının hayırlı olması dileğiyle...
Paylaş