Paylaş
Bu başarı hikayesini birazdan özetleyeceğim. Ama önce sanayinin kalbindeki dostlarımın sektördeki bazı tespitlerine yer vereyim.
MÜHENDİS AMA AŞÇILIK YAPIYOR
Erdoğan Doğru, “Sanayide en büyük sorun kalifiye eleman. Kıyamet kadar işsiz var, ama çoğu değerlendirilemiyor. Gelen eleman bir kaç ay sonra çalışamam diyor. Pazarlamacılık yapıp, yurtdışına gidip gelme daha cazip geliyor” diyerek başlarına gelen bir olayı anlattı:
Bir süre önce ODTÜ mezunu bir genç geldi. İşi gösterdik, “Abi çalışırım ben bu işte” dedi. Memnun olduk. İmkanlar da iyi. Konuya adapte olmasını, işe uyum göstermesiyle zaman içinde yönetim pozisyonlarına yükselebileceğini söyledik. Tam karar vermek üzereyken genç, “Senede kaç defa yurtdışına çıkarım?” diye sordu. “Neden?” diye sorunca “Fuar için” dedi. Yapacağı iş, kazanacağı paradan önce fuarı düşünmesi bizi şaşırttı.
İyi eğitim görmedikleri için mühendis, işletme gibi mesleklerden üniversite mezunu gençlerin garsonluk, taksicilik, aşçılık yapmak zorunda kaldıklarını söyleyen Doğru, “Aldıkları eğitim yetersiz olduğu için günümüz gençlerine hizmet sektöründe çalışma daha cazip geliyor. O nedenle sanayide kalifiye eleman sıkıntısı çekiliyor” diyor.
TÜRKİYE’DE İLKİ YAPTILAR
Doğru ODTÜ’den, Tümen İTÜ’den mezun olduktan sonra 8 yıl Makine Kimya Endüstrisi’nde (MKE) çalışmışlar. Ardından 80 metrekarelik bir dükkanda çelik satarak kendi işlerini kurmuşlar. 2008 yılında sektördeki bir boşluğu görerek yaptıkları yatırım, 10 yılda altı yüksek ısılı fırın ve tonlarca ağırlıkta pres yapan makineleri ile milyonlarca euro değerinde bir tesise dönüşmüş.
Türkiye’de 10 yıl önceye kadar serbest dövme tekniğiyle istenilen ölçüde çelik yarı mamul üretimi yapan özel sektör firması yokmuş. Vinç, gemi şaftı, jeneratör gibi makinelerin yapımında ihtiyaç olan bu mamüller yurtdışından yüksek maliyetlerle ithal ediliyormuş. Ürünlerin Türkiye’de üretimi için gerekli fırınlar ve pres makinelerini Al-Çelik’te kendi imkanları ile imal etmiş. Örneğin ithal etseler 6 milyon euroya alacakları bir hidrolik presi 1.5 milyon euroya mal etmişler. Sıfır makinelerle kurulsa milyonlarca euroya mal olacak tesis bugün ekonomik büyüme dönemlerinde müşterisi eksik olmayan bir yatırıma dönüşmüş.
CARİ AÇIĞI AZALTIYORLAR
Emin Tümen, “Bu tesis cari açığın azalmasına katkıda bulunuyor. Bizden önce yurtdışına üretim yaptıran makine imalatçılar artık bize geliyor. Hem daha uygun fiyat alıyor, hem de ithalat için zaman kaybı ve bürokrasiden kurtuluyorlar. Ama ithalatı engelleyip, döviz kaybını azaltmamız ve bizim mamüllerimiz kullanılarak üretilen makinelerin tamamına yakını ihraç edilip, döviz kazandırmasına rağmen biz ihracat teşviklerden yararlanamıyoruz” diyor.
Bir tarafta aldıkları eğitime rağmen sanayi yerine başka sektörleri tercih eden gençler, diğer tarafta yoktan var ederek hep genç kalanlar. Fazla söze gerek var mı...
Paylaş