Paylaş
Gözler, İzmir’in yeni kent merkezi olarak ilan edilen Bayraklı ve Liman çevresindeki bölgede yapılacağı söylenen gökdelenleri aramaya başladı. Birbiri ardına projeler açıklanıyor ama henüz yeni bir şey ortada yok. İlk açıklanan projelerden biri olan Türkiye’nin ikinci, Avrupa’nın beşinci en yükseği olacak Folkart İkiz Kuleler’de son durumu Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak’la konuştuk. Bundan bir yıl önce Folkart’ın şantiyesine gittiğimde, temel kazıları süren derin çukurun başında Mesut Sancak, hafriyatta 10 bin kamyon toprak çıkacağını söylemişti. Geçen hafta gittiğimde kulelerden birinin temeli bitmiş otopark dahil yatay olan bölüm bitip dokuz kat çıkmış, diğer kulenin ise otopark bölümü tamamlanıp kulenin temel demirleri yeni döşeniyordu. İşin doğrusu, inşaatla pek ilgisi olmayanlar için, 40 katı geçip 200 metre yüksekliğe ulaşacak binalar için henüz yolun çok başındaymış gibi bir görüntü vardı. Mesut Sancak’a projenin hangi aşamada olduğunu sorduğumda ilginç bilgiler verdi:
“Şu ana kadar projenin en zor kısmı yapıldı. Birinci kulenin hafriyat, beton, demir, çimento gibi malzemelerden oluşan kaba inşaatının yüzde 50’si bitti. Şimdi daha dar olan diğer yarısı yükselmeye başlayacak ve hızla 40 kata ulaşacak. Önümüzdeki haftadan itibaren (bu hafta) her 5.5 günde bir kat yükselecek. Gelecek üç ay boyunca Altınyol’dan gelip geçenler her ay kulelerin çok daha yukarı fırladığını görerek şaşıracak. Şubat sonunda birinci kulenin kaba inşaatı bitmiş olacak. 3.5 ay sonra, mayıs sonunda da ikinci kule bitecek. Önümüzdeki 2013 sonunda birinci kule açılışa hazır hale gelecek. 3.5 ay sonra da ikinci kule tamamlanacak ve ikisini birden işletmeye alacağız.”
Proje Müdürü Ayetullah Mutlu ise kulelerdeki hızlı yükselişi, inşaat sektöründe en ileri teknoloji olan hidrolik tırmanır kalıp sistemi ile başaracaklarını söyledi. Projelerinin Türkiye’deki en hızlı yüksek yapı inşaatı olacağını belirten Mutlu, ortalama 8 ile 10 gün olan kat atma süresini, kullandıkları teknolojiyle yüzde 50 azaltıp 5.5 güne kadar indirdiklerini kaydetti.
Depremi söndüren teknoloji
İkiz kulelerin her birinin yüksekliği 200 metre olacak. Böylesine yüksek bir yapının deprem ve rüzgara dayanıklılığını sağlamak için uluslararası danışmanlık alınmış. İngiltere’de bir rüzgar testi firmasından alınan sonuçlara göre binanın statik hesapları yapılıp, kullanılacak malzemelerin cinsi ve miktarı belirlenmiş. En az 9 şiddetinde depreme dayanacak şekilde inşa edilen kulelerin temelinde kullanılan 28’lik özel yapım demir ve betonla örülen blokların yüksekliği 7 metreye kadar ulaşıyor. Bilimsel ve akademik çevrelerin katkılarıyla yapılan ileri mühendislik hesapları sonrasında ise özel derin temel baret kazıkları kullanılmış. Ayrıca, yapının deprem ve rüzgardan kaynaklanan hareketini sönümleyecek özel bir teknoloji kullanılıyor. ABD ve Japonya’da kullanılan bu teknoloji Türkiye’de ve bölgede ilk kez İzmir’de uygulanacak. ‘Outrigger’ denilen, depremde ve rüzgarda yapının salınımlarını dengeleyen, amortisör gibi uzayıp kısalabilen sismik dengeleyici özel kiriş elemanları standart önlemlere ek olarak kullanılacak.
Ege ekonomisine katkısı
Toplam 150 milyon dolarlık projenin Ege ekonomisine de hatırı sayılır bir katkısı var. İnşaatta kullanılan sadece demir, çimento ve betona ayrılan bütçe 50 milyon TL. Bu malzemenin hepsi Ege’den temin ediliyor. Mesut Sancak, çok özel malzeme ve hizmetleri yurtiçi ve dışından aldıklarını, bunun dışında yerli firmalardan yararlanıp mesela mekanik ve elektrik uygulama firmalarını İzmir’den seçtiklerini söyledi. Şu ana kadar projede öngörülen 21 bin ton demirin 10 bin tonu kullanılmış. Projenin tamamında 130 bin metreküp beton, 12 bin 500 ton çimento ve 30 bin metrekare cam kullanılacak. Alüminyum ve diğer kaplamalarla birlikte toplam kaplama miktarı 80 bin metrekareye ulaşacak. 1 metreküp betonun 2.5 ton olduğu göz önüne alınırsa toplam 325 bin ton beton kullanılmış olacak ve her bir kulenin ağırlığı yaklaşık 150 bin ton olacak. İnşaat süresince 1000 işçi ve 100 mühendisin çalıştığı proje tamamlandığında, gökyüzüne doğru yükselen 4 bin kişinin yaşayabileceği adeta küçük bir kasaba kurulmuş olacak.
Kimler satın aldı
Kulelerin yüzde 60’ının satıldığını söyleyen Sancak, hedeflerinin, kulelerin inşası bittiğinde satışları tamamlamış olmak olduğunu söyledi. “Bizim gözümüzde bu proje bitti. Artık yeni projeler peşindeyiz diyen Sancak, “Bundan sonra satışları projenin bitimine göre ayarlayacağız. Proje başlarken metre karesi 2 bin 300 dolar olan yerler bir yılda yüzde 33 değer kazanarak 3 bin dolara ulaştı. İnşaat bittiğinde 4 bin dolar olmasını bekliyoruz” diyor. Alıcıların profili hakkında da bilgi veren Sancak, “Kurumsal firmalar, doktor, avukat, serbest meslek sahipleri var. Kat alanlar, yarım kat ya da 100 metrekare alanlar var. Mesela CMS Jant Sanayi 1.5 kat aldı, Maphre Genel Sigorta 1 kat aldı, Akça Holding 1 kat aldı, Yöntem Yeminli Müşavirlik, futbolcu Necati Ateş, basketbolcular Asım Pars ve Hakan Köseoğlu, teknik direktörler Kemal Kılıç ve Ümit İnal, aktör Bülent İnal alıcılar arasında” dedi.
Arazi bulsa milyon dolarlar yatıracak
İzmir’de, içinde her şeyi barındıran kaliteli büyük alışveriş merkezi açığı olduğunu söyleyen Sancak, arazi bulsalar milyonlarca dolarlık projelerinin hazır olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Önümüzdeki yılın sonunda İzmir’e mutlaka iyi bir alışveriş merkezi kazandırmak istiyoruz. İzmir kişi başına düşen kapalı alışveriş merkezi metrekaresinde Türkiye’de en düşük illerden biri. İstanbul’da kişi başına alışveriş merkezi alanı 200 metrekare iken İzmir’de yaklaşık üçte biri, 70 metrekare. Ama İzmir’in en önemli sorunu büyük projelere uygun arazisi olmaması. Olanların da ya imar sorunu var ya davalı. Hangisine el atsak mutlaka sorun çıkıyor.” Özelleştirme İdaresi’nin satışa çıkardığı 42 dönümlük Şaraphane arazisinde bile sorun olduğunu söyleyen Sancak, “Basmane Çukuru’yla da ilgilendik ama içinden çıkamadık. Öyle bir yerin boş olmasından daha büyük israf olur mu? Alışveriş merkezi için çok güzel bir yer ama öyle duruyor. İnciraltı’nda yatırım yapmak istedik sorun çıktı. Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’deki eski Tariş arazisiyle ilgilendik, Organize ile Tariş birbirleriyle mahkemelik oldu. Nereye dokunsak sorun var. Bu bölgede bile hala sorun var. Yeni Kent Merkezi olarak ilan edilen bölgenin Bayraklı Belediyesi sınırlarında kalan bölümü için sekiz ay önce yeni bir dava açıldı. Şimdi hiçbir proje yapılamıyor. Bölgede başka bir arazimiz var, en az 60–70 milyon dolarlık yatırım yapacağız ama kolumuzu kıpırdatamıyoruz. Ana artere ulaşımı olan yolların dar olduğu gerekçesiyle dava açılmış. Bilirkişi incelemiş, haklı bulmuş. Demek ki, haklı bir dava imiş. Zamanında doğru plan yapılmadığı için şimdi parsellerin yeri değişecek gibi yeni düzenlemelerle en az 2 yıl kaybolacak.
Çeşme, İstanbul’un yazlığı olacak
Çeşme’ye önümüzdeki yıl en az 150–200 milyon dolar yatırımı mutlaka yapacağız. Çeşme’nin geleceği çok parlak. Önümüzdeki 3-4 yılda çok daha fazla büyüyecek. İzmir-İstanbul Otoyolu bitip ulaşım süresi 3.5 saate indiğinde Çeşme-İstanbul’un tatil beldesi haline gelecek. Çeşme’de arazi oluşturmaya çalışıyoruz. İçinde otel ve en az 150–200, belki de 300-400 villanın olacağı farklı tarzı olan tatil köyü gibi büyük bir kompleks yapacağız. Çeşme’nin en büyük avantajlarından biri jeotermal. Otellerde jeotermal turizmi yapılabilse kasım, aralık, ocak dahil 12 ay Çeşme çalışır.
Paylaş