PaylaÅŸ
Antalya’daki gibi çok katlı otellerde her şey dahil turizmden farklı bir konsept düşülüyor Çeşme ve Didim için. Buna itiraz edilemez. Zaten geçen hafta Turizm Bakanı  ile toplantı yapan İzmir Başkanları Kurulu’ndaki isimlerin açıklamalarından genellikle olumlu izlenimler aldıkları anlaşılıyor.
100 bin gence iÅŸ
Geçen yıl Türkiye’ye gelen 52 milyon turistten 10 milyonu Antalya’ya gitti. Sadece 1 milyon turistin geldiği İzmir’in mutlaka bir şeyler yapması gerekiyor. İzmir’de geçtiğimiz 2019 sezonunda turizm sektöründe kayıtlı olarak 67 bin kişi çalışmış. Bakan Ersoy ise sadece Çeşme projesinde dil bilen en az 100 bin gence istihdam imkanı yaratılacağını söylüyor. Eğitimli gençler arasında işsizliğin rekor kırdığı şu yıllarda bunlar önemli fırsatlar.
Yine de zaman içerisinde Barcelona gibi turistlerden bıkan bir kent haline gelmek istemiyoruz. Ama petrol yatakları olmayan Türkiye’nin en önemli doÄŸal kaynağının deniz, kum, güneÅŸ ve tarih olduÄŸunu da unutmayalım.Â
Çeşitli kaygılara rağmen  turizmin dayanılmaz cazibesiyle yeni bir şeyler yapılabilir. Antalya ve  Barcelona’da yaşanan  olumsuz örnekler dikkate alınarak yapılacak planlarla İzmir için çok başarılı turizm stratejileri geliştirilebilir.
Antik Efes’ten temiz Körfez’e
Bugün turistlerin hayranlıkla gezdikleri antik kentler Efes ve Milet  bir zamanlar büyük liman kentleriydi. Ancak nehirlerin taşıdıkları alüvyonlar zamanla her iki kenti  denizden kopardı. Bunun bedeli ağır oldu. Ekonomileri çöken Efes ve Milet  harabe kentler haline geldi.
O dönemde Efes ve Milet’in kaybetmesinden kazanan İzmir oldu. Bölgenin en büyük liman kenti haline geldi, hala da öyle. Ancak bugünlere gelmek  kolay olmadı. İzmir’in ilk kuruluş yeri Bayraklı Tepekule de bir zamanlar deniz kenarındaydı. Zamanla nehirler denizi doldurunca Körfezden uzaklaştı. Yeni liman o zamanlar deniz olan Kemeraltı Hisar camii çevresinde gelişti.  Ancak bugün o liman da dolmuş durumda.
5 bin kilometre boru hattı Â
Varlığını liman kenti olmasına borçlu olan İzmir geleceği için Körfez’in dolmasını önlemek zorunda. Gediz nehrinin yatağının yönü  değiştirilerek bu tehlike bir süre ertelendi. Ama Körfez’i çevreleyen dağlardan tepelerden gelen seller  hala büyük tehdit oluşturuyor.  Küresel ısınmayla artan sel baskınları bu tehlikeyi daha da artırıyor.
Büyükşehir  2004 yılından beri  yağmur sularının kanalizasyonla birleşmesini önleyecek bir projeyi uyguluyor.  Sadece yağmur sularını toplayan hattın yaklaşık 500 kilometresi yapıldı.  Ama Körfezi çepeçevre kuşatacak projenin tamamı 5 bin kilometre. Bu çok önemli  bir proje. Yağmur suları ayrıştığı için arıtma tesislerinin yükü azalacak. Böylece taşmalarla Körfez’in  dolması ve kirlenmesinin önü alınmış olacak.
 İşte o zaman İzmir yüzülebilir bir Körfez’e kavuşmuş olacak. Ama en önemlisi kent yüzlerce yıl daha liman kenti olarak varlığını sürdürebilecek.
Â
Â
PaylaÅŸ