Paylaş
İZMİR’de çoğunlukla bayanların gittiği bir spor salonu... Pilates, yoga ve benzeri aktivitelere katılanlar arasında 20 yaşında genç kızlar da var, 40’ını, 50’sini geçmiş olgun hanımlar da... Spora ara verildiğinde orada da sohbetler dönüp dolaşıp yerel seçimlere geliyor.
Özellikle genç hanımlar herhangi bir partiye yakınlıkları olmadığını söylüyor. AKP’yi iş yapan bir parti olarak görenler var ama, yaşam tarzına müdahale, demokrasinin törpüleneceği endişesi onları da sarmış.
CHP’ye ise çok tepkililer. Beceriksizlikle suçladıkları belediyeye sözlerini sakınmadan veryansın gidiyorlar. Elleri kırılsa bile oy vermeyeceklerini söylüyorlar.
Yaş olarak gün görmüş geçirmiş hanımlar daha farklı düşünüyor. Operasyonlar yapılıp kadrosu hapislere düşen belediyenin çalıştırılmadığını söyleyip eleştirilerde insaf istiyorlar. Ankara, İstanbul belediyeleri boğazına kadar borca batarken İzmir’in kendi kaynaklarıyla yaptığı işlerin küçümsenmemesini istiyorlar. Ama en önemlisi Gezi olaylarıyla birlikte Başbakan’ın toplumu bizimkiler ve ötekiler diye ikiye bölmesinin kabul edilemeyeceğini söylüyorlar.
Aylar, haftalar bu tartışmalarla geçiyor. Sonra 17 Aralık yolsuzluk skandalı patlıyor, “Montaj mı? Gerçek mi?” tartışmaları arasında. Tayinler ve görevden almalarla devlet alt üst oluyor.
Yaşananlar spor salonunun genç müdavimlerini dehşete düşürüyor. Hele toprağa giren bedeni henüz soğumayan 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın terörist ilan edilip Başbakan Erdoğan’ın mitinginde yuhalanmasını hiçbir insanlığa sığdıramayıp, “Bu gidişe dur demek gerek. Seçimlerde mutlaka oy kullanıp en güçlü aday CHP etrafında birleşmek gerek” demeye başlıyorlar.
Ötekiler uyanıyor
YUKARIDAKİNE benzer pek çok örneğin Türkiye’nin, İzmir’in hemen her köşesinde yaşandığından şüphem yok. Başbakan kendi seçmen kitlesini tek bir yumruk haline getirmek için kendisine oy vermeyenlerin tamamını ‘ötekiler’ diyerek aynı kefeye koydu. Ama o ötekiler arasında aradığı partiyi bulamayan seçmen kitleleri de var. Oyunu CHP’ye ya da MHP’ye vermek istemeyenler merkez sağ bir partinin eksikliğini şiddetle hissediyor. Ama öyle bir parti yok.
Son bir aydaki gelişmeler, Başbakan’ın izlediği kutuplaştırma politikasının karşı taraftaki dağınık güçleri bir araya getirerek ‘karşı kutup’ yaratmaya başladığını gösteriyor.
İster bindirme, ister yığma densin pazar günü Erdoğan’ın İzmir mitingi adeta Cumhuriyet mitinglerine bir cevaptı. Emniyetin verdiği rakamlara göre 180 bin kişi katılmış mitinge. Bu kalabalığın oy sandığına mutlaka bir yansıması olacaktır.
İzmir’de bu saatten sonra ‘karşı kutup’ta, muhalefet cephesinde yeni işbirliklerinin gündeme gelmesi sürpriz olmayacak.
Paylaş