Paylaş
Alaybey Tersanesi’nde 1988’de yapıldıktan sonra İzmir – Karşıyaka arasında 30 yıla yakın taşıdığı binlerce yolcunun hatıraları da Kordon vapuruyla birlikte sulara gömülecek. Muhtemelen Kordon’la Karşıyaka’dan Konak’a gidip gelenler 1988 yılında en çok, ocak ayında 1385 TL’ye fırlayan doları durdurmak için Tahtakale’ye polis baskını gibi iş hayatlarını etkileyen konuları konuşuyorlardı.
Kenan Evren’in Cumhurbaşkanı, Turgut Özal’ın Başbakan olduğu o yıllarda grev hakkının kısıtlanmasına karşı Aliağa’da çıplak ayakla yürüyüşe geçen rafineri işçileri, Buca Cezaevi isyanı, Saddam’dan kaçan 100 bin Kürt’ün Türkiye’ye sığınması da büyük ihtimalle en çok konuşulan siyasi konular arasındaydı.
Ama en renkli yolculuklar hiç şüphesiz Karşıyaka maçı gidiş ve dönüşlerinde oluyordu. Hele bir de Karşıyaka galip ise Kordon vapurunun düdüğü hiç susmuyordu. Öğrencilerin yoğun olduğu saatlerin neşesi, belki de evlilikle sonuçlanan çok sayıda ilk aşkın da Kordon vapurunda filizlendiğine hiç şüphe yok. Tabii, sadece Kordon değil, Efes, Bergama, Sur, Selçuk gibi çok sayıda gemi Cumhuriyet tarihi boyunca böyle anıları taşıdılar.
150 YILLIK HİKAYE
Körfez’de deniz ulaşımının geçmişine baktığımızda 150 yıl gibi zengin bir tarih karşımıza çıkıyor. Yandan çarklısından, buharlısına çeşit çeşit gemiler milyonlarca İzmirli’yi taşımış bir asrı aşkın süre. Ege’nin bereketli ovalarındaki ürünleri limana taşımak için Aydın’a, Turgutlu’ya (Kasaba) uzanan demiryollarının yapılmasıyla İzmir’de 1850 yılından sonra nüfusun iki kat artması gemi yolculuklarını başlatımış.
Dokuz Eylül Üniversitesi yayınlarında Sadık Kurt’un araştırmasına göre Körfez’de önce İngiliz, Rus ve Yunan bandıralı vapurlar çalışır. Daha sonra tüccar Yahya Hayati Efendi, Körfez’de vapur işletme imtiyazını alıp Hamidiye Vapur Şirketini kurar. Kilizman, Terakki, Hamidiye, Göztepe, Urla, Adliye gibi adları olan vapurlar seferlere başlar. İlk başlarda işler iyi gider, ama zaman içinde Hamidiye şirketinde yönetim değişip gemiler eskidikçe bozulur.
VAPUR BATTI, İSKELELER YAKILDI
Hamidiye şirketine en büyük darbe 1908 yılında Karşıyaka – Konak seferini yapan İstanbul adlı vapurun bir gemiyle çarpışmasıyla gelir. Vapur batar, çoğu Rum 62 kişi ölür. Bu olay üzerine Rumlar geminin çürük olduğu gerekçesiyle Hamidiye şirketinin İzmir ve Karşıyaka iskelelerini yakar. Kabataş, Karantina, Kokaryalı (Güzelyalı) gibi iskelelere saldırılır, ama askerler sevk edilerek bunlar kurtarılır.
Olaylardan sonra Hamidiye şirketi uzun süre seferleri başlatamaz. Karşıyaka - Basmane arasında günde 10 tren seferi olmasına ve Güzelyalı’ya tramvay çalışmasına rağmen yeterli olmaz, insanlar işlerine gidemez olur. Sonunda bir kaç ay sonra seferler başlar, ama işleri bozulan Hamidiye Vapur Şirketi 1915 yılında Belçikalıların eline geçer. Kurtuluş savaşından sonra işletmeciliği devlet üstlenir, 2000 yılından beri de İzmir Büyükşehir Belediyesi yapıyor.
Burada bir kaç satırla anlatabildiğimiz İzmir’in Körfez vapurlarının hikayesi yeni nesil gemilerle, yeni bir yolculuğa başladı. Bakalım onların hikayelerinden gelecek nesillere neler kalacak.
Paylaş