Paylaş
Cumhuriyetin son 50 yılının bir dönemine damgasını vuran ne kadar çok ismi tek bir yıl içerisinde kaybetmişiz.
Sonra 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin barajı geçmesi, ardından patlayan terörle Ankara’da 109 kişiyi katleden intihar bombaları, kazılan hendekler, terk edilen şehirler ve bir anda iç savaş görüntüsü vermeye başlayan Türkiye.
Hürriyet’e iki kez saldırı, Ahmet Hakan’ın hastanelik edilmesi, Can Dündar ve Erdem Gül’ün ‘haber yazdılar’ diye demir parmaklıklar arkasına konması. Zaten yıllardır sorgulanan demokrasi, hukuk ve yargı sistemi üzerine düşen yeni kara lekeler.
Yazdıklarımız yazmadıklarımızın binde biri bile değil. Ama bu kadar olay arasında ömür boyu unutamayacağım karelerden biri, Bodrum’dan Yunanistan’a kaçmak isterken Ege’nin azgın sularına yenik düşen göçmen botundan sahile vuran Suriyeli 3 yaşındaki Aylan Bebek olacak. DHA Bodrum muhabiri Nilüfer Demir’in çektiği fotoğraf o güne kadar üç maymunu oynayan dünyayı ayağa kaldırdı. New York Times gazetesi ise yılın son büyük röportajında; Aylan bebeğin Kanada’dan Suriye’ye, Almanya’dan İstanbul’a dünyanın dört bir yanındaki akrabalarına ulaşıp Esad rejimi, IŞİD terörü, fabrikalarda bakımevi diye açılan odalarda çocukları bile boğaz tokluğuna ambalaj kutuları doldururak çalışmak zorunda kalan ve sonunda dayanamayıp sulara gömülen bir ailenin dramını anlatıyordu.
Birkaç hafta önce suyun öbür yakasında Sakız’a ulaşabilenleri gördüm. Kucaklarında birkaç aylık bebekleriyle kadınlar boş gözlerle denize bakıp önlerindeki belirsiz geleceğe dalmışlardı. Halbuki kısa bir süre öncesine kadar onlar da sıcacık evlerinde oturuyorlardı. Şimdi ise insanlığın utanç abidesi olarak limana sıralanmışlar ayazda titriyorlardı.
Sakızlılar Suriyeli göçmenleri Ada’dan gönderebilmek için kendi aralarında para toplayıp gemi biletlerini alıyorlarmış. Her gün gemi yanaşıp kapaklar açıldığında yüzlerce Suriyeli sonu belirsiz yeni bir yolculuk için iskeleye hücum ediyordu. Gördüklerimin filmlerde izlediğimiz Birinci, İkinci Dünya Savaşı görüntülerinden eksiği yok, fazlası vardı.
2015; özel, güzel olayların dışında pek hatırlanmak istenmeyecek bir yıl olacak. Şu anda en fazla ihtiyacımız olan barış ve huzurun 2016’da gelebilmesi dileğiyle.
Paylaş