Paylaş
Halbuki sadece İzmir il sınırları içinde nüfusun en az üçte birini yaklaşık 1.5 milyon kişiyi etkileyebilecek kararlar alındı toplantıda. Aydın, Manisa ve diğer çevre illerle birlikte milyonlarca kişinin iş ve aile yaşamı da bu stratejik kararlardan etkilenecek.
Geçen hafta yapılan İzmir Tarım ve Gıda Zirvesi’nden söz ediyorum. Sanayi odasından ihracatçı birliklerine onlarca kuruluş ve yüzlerce uzmanın aylarca çalışarak hazırladıkları raporlar bu zirvede tartışıldı. Toplantı bitiminde tarım ve gıda sanayi ile doğrudan veya dolaylı ilişkisi bulunan binlerce şirket, milyonlarca kişiye gelecek 10 yılda rehber olacak bir yol haritası ortaya çıktı.
İzmir ve çevresinde milyonlarca kişinin yaşamını etkileyeceği için normal bir zamanda bu zirvenin sonuçlarının manşet olması gerekir. Sanırım son dönemin hareketli gündeminde gözlerden kaçtı. Ben de İsmail Uğural’ın geçen hafta Hürriyet’teki köşesinde konunun detaylarından haberdar oldum. Kendisiyle sohbet ettiğimde İzmir’i gelecek 10 yılda dünyanın en önemli tarım ve gıda sanayi merkezlerinden biri yapacak kararları büyük bir heyecanla anlattı.
Önce şunu vurgulamakta yarar var. Ben, Tarım Bakanı ve karar verici konumundaki çok sayıdaki bürokratın katıldığı bu zirveye sunulan raporların hayvancılık politikasından süt fiyatlarına geçmişten ders alınarak hazırlandığını var sayıyorum. Belirlenen strateji ile günlük, mevsimlik, yıllık fiyat hareketlerinden çok, 10-20 yıl sonra İzmir’in tarım ve gıda sanayinde geleceği noktayı yani çizilen büyük resmi önemsiyorum.
Çiftçilikten sanayiciliğe geçiş
ÖRNEĞİN süt konusunu ele alalım. Türkiye, dünyada en fazla süt üreten 10 ülkeden biri. İzmir ise Türkiye’de en fazla süt üretiminin yapıldığı kent. Sadece bu veriler bile İzmir’in gelecek 10 yılda neden dünyanın en önemli tarım ve gıda sanayi merkezlerinden biri olacağına çarpıcı bir örnek. Uğural, “Biraz çevrenize bakın. Tire’de, Ödemiş’te, Kiraz’da çiftçiler artık yılda bir kez pamuk ekip hasat yapmıyor. Modern hayvancılık ve süt üretim tesisleri kuruluyor. Süs bitkileri üretimleri başladı. İzmir’in çiftçileri artık tarım ve gıda sektöründe faaliyet gösteren sanayici olmaya başladı. 20 yıl öncesiyle bugün arasında çok fark var” diyor.
Bu gelişmeler sonucu Tarım Bakanı’nın bizzat katılımıyla süt birliklerinden süs bitkilerine, arı üreticilerinden kırmızı et üreticileri birliklerine, ticaret borsasından sanayi ve ticaret odaları temsilcilerine kadar yüzlerce kişinin katılımıyla yapılan toplantılar sonucu belirlenen yol haritasının başlıklarını bir kez daha hatırlatayım. “Tarım ve Gıda Sanayinin Teknoloji Entegrasyonu” şemsiyesi altında gelecek 10 yılda sırasıyla şu alanlara öncelik verilecek. Süt hayvancılığı, yaş-kuru meyve ve sebze işleme ve ihracatı, kültür balıkçılığı ve su ürünleri, süs bitkileri, jeotermal gibi yenilenebilir enerji ve organik üretim.
Menderes Havzası dünya süt merkezi olacak
ARTIK stratejinin belirlendiğini söyleyen Uğural, şimdi uygulamaya geçileceğini belirtiyor. Örneğin; Kiraz’dan başlayıp Beydağ, Ödemiş, Tire ve Menderes’e kadar uzanan Küçük Menderes Havzası dünyanın en önemli süt üretim ve işleme merkezlerinden biri olabilir. Bu ürünlerin süt, yoğurt, ayran, peynir veya sütlü tatlılar şeklinde satışı için dünya çapında yeni pazarlar yaratacak çalışmalar yapılması gerekecek. Mesela Batılı ülkelerin yeni tanışıp çok sevdiği yoğurttan sonra dünyanın pek bilmediği ama bizde milli içki olarak ilan edilen ‘ayran’ uluslararası marka haline gelebilir. Bu örnekler alt alta uzayıp gider. Yeter ki yol haritası incelenip yatırımcıdan çalışanına herkes kendisine bu zincir içinde bir yer bulsun.
Paylaş