Paylaş
GEÇEN hafta İzmir’in Amsterdam gibi bisiklet kent olabilmesi için kullananları bindiklerine pişman etmeyecek düzenlemeler ve eğitimden söz etmiştim. Hafta içi Başkan Kocaoğlu’ndan bir davet aldım. İnciraltı Kent Ormanını’ndaki kiralık bisiklet istasyonunun açılışına çağırıyordu.
Belediye Bandosu ve müzik grubu eşliğinde, sandviçli ayranlı piknik havasında, partililer ve belediye çalışanlarının yoğun katılımıyla açılış yapıldı. Başkan Kocaoğlu, İnciraltı’ndan Sasalı’daki Doğal Yaşam Parkı’na kadar uzanan 100 km’lik bisiklet parkurunu anlattı. Halen açılışı yapılan 11 istasyona ekleneceklerle birlikte toplam 29 istasyona ulaşacak parkur gerçekten heyecan verici. Bununla ilgili detaylı haberler hafta sonu gazetelerde yer aldı.
Şimdi sıra vatandaşı bisiklet kullanımına alıştırmakta. Bisiklet istasyonlarının işletmeciliğini yapıp, sadece 1 lira gibi çok cüzi rakamlarla kiralama işini organize edecek İZULAŞ’ın bu uygulaması iyi bir teşvik. Örneğin, Alsancak’a gitmek isteyen biri İnciraltı’ndan alacağı bisikletle bir başka istasyon olan Göztepe’ye kadar gidecek. Burada iskeledeki istasyona bisikleti bırakıp tekneyle Alsancak’a ulaşabilecek. Eğer pedalına güveniyorsa Konak’a, Alsancak’a kadar bisikletle gidecek.
Ancak en başta da söylediğim gibi, bisikletin Amsterdam’dakine benzer bir yaşam biçimi haline gelip insanların işlerine, okullarına, alışverişe bisikletle gidebilmeleri için önce vatandaşın bisikletli yaşama alıştırılması gerek. Birinci şart bisiklet parkurlarında yayaların yürümemesi. İkinci olarak trafiğe çıkmak zorunda kalan bisikletlilere araçların saygı göstermesi. Nitekim bisikletçilerin belediye otobüs şoförlerinin dikkatini çekmek için yaptıkları eylemden bunun ciddi bir sorun olduğu anlaşılıyor.
Bisiklet, kullananlar için sağlık, enerjide büyük bir tasarruf, trafik yoğunluğu ve hava kirliliğinde azalma demek. Yaşı yetenler hatırlar. 70’li yıllarda birinci ve ikinci petrol krizleri dünyayı sallayıp petrolün varili 3 dolardan 40 dolara fırladığında, Avrupa arabayı bırakıp bisiklete binmeye başlamıştı. Bugün ise petrolün varili 100 doların üzerinde. Türk sürücüler dünyanın en pahalı benzinini kullanıyor. Sadece bu nedenlerle bile bütün İzmir’in kontak kapayıp bisiklete ya da toplu ulaşım araçlarına binmesi gerek.
Şimdi altyapı da oluştuğuna göre, ‘Perşembe Bisikletçileri’ gibi etkinliklerle bisiklet modası yaygınlaştırılabilir. Özellikle gençlerin öncülüğünde bu moda tutarsa 3-5 yılda İzmir’in ‘Bisiklet Kent’ haline gelmesi şaşırtıcı olmaz.
Seçime üç kala Körfez’de tasarruf
BAZI şeyleri anlamak mümkün değil. Bisiklet kullanımını teşvikle övgüleri hak eden Büyükşehir son günlerde deniz ulaşımındaki yeni düzenlemeler nedeniyle büyük eleştiri alıyor. Yolcu sayısı az gerekçesiyle Körfez’de bazı tekne seferleri kaldırılmış. Bostanlı’dan tekneye binen bir yolcu önce Karşıyaka İskele, ardından Pasaport derken, neredeyse 1 saatte Alsancak’a ulaşabilir olmuş.
Başkan Kocaoğlu, cumartesi günü ulaşımın kamu hizmeti olduğunu, zarar bile olsa yerel yönetim tarafından yapılması gerektiğini söylüyordu. Seçime iki ay kala vatandaşı çıldırtan tasarruf uygulamasını insan gerçekten anlayamıyor.
Paylaş