Paylaş
Dünyanın en büyük rüzgar tribünü üreticilerinden Danimarkalı LM Wind Power, darbeye rağmen Bergama’ya geliyordu. Rüzgar devinin 40 milyon euro yatırımla fabrika kurmak için 15 Temmuz’da imza atmasından birkaç saat sonra darbe olmuştu. Ama şirket sözünden dönmemiş Bergama Organize Sanayi Bölgesi’nden satın aldığı 200 dönüm arazinin parasını göndermişti.
Şimdi tam 94 metre boyunda dünyanın en uzun rüzgar tribünü kanatlarını Bergama’da üretecek fabrikanın inşaatı sürüyor. Önce 500 sonra bin kişiye iş imkanı yaratacak fabrika Temmuz 2017’de faaliyete geçecek. En ileri teknoloji ile üretim yapacak fabrikada çalışacak işçilerin eğitimi için derslik haline getirilecek depolar bir süre önce kiralandı. Çalışmak isteyenlerin başvuruları da değerlendirilmeye başlandı.
Danimarka ile iş ilişkisi olan bir Türk işadamından bilgi almak amacıyla LM şirketinin başlattığı diyalog sonunda Bergama’ya yatırımla sonuçlanmıştı. Ama sürprizlerle başlayan bu yatırımda şimdi yeni bir sürpriz daha var.
DANİMARKALI DEVİ ALDI
Bergama Organize Sanayi Bölgesi ile Enerji Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin Başkanı Hüseyin Vatansever’le sohbet ederken ilginç bir gelişmeden söz etti. Bergama’ya fabrika kurmaya başlayan Danimarkalı şirketi kısa süre önce Amerikan dünya sanayi devi General Electric satın almış. Hüseyin Bey’in ağzı kulaklarında ve “Bergama’daki tesis LM’nin dünyadaki 15’inci fabrikası. Ama en ileri teknoloji burada olacak. General Electric de Bergama’yı keşfedecek. Ayrıca kanat fabrikasının yanına motor ve makineleri üretecek fabrikalarını da kuracaktır” diyor.
Biraz araştırdığımda 1.6 milyar dolara LM’i satın alan GE’nin yenilenebilir enerji pazarındaki payını artırmak için yurt dışı yatırımları artırma haberlerini yabancı basında gördüm. Yani GE’nin Bergama’ya yeni yatırım yapması hiç de uzak bir ihtimal değil. Tabii ki, Türkiye yatırım cazibesini kaybeden bir ülke olmazsa.
Yine de er ya da geç LM ile kanatlanan Bergama’nın GE ile yüksekten uçmaya başlaması hiç sürpriz olmayacak.
Çikolatayı sadece zenginler yiyebilecek
GÜN geçmiyor ki, küresel ısınmanın başımıza açtığı yeni bir felaket olmasın. Daha geçen hafta İzmir, afet derecesinde yağan yağmurlarla suda boğuldu. Tam da o günlerde Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin düzenlediği Küresel Isınma Kurultayı’nda konu enine boyuna tartışılıyordu. Başkan Aziz Kocaoğlu, Türkiye’de ilk kez yağmur suyu ile kanalizasyonu İzmir’in ayırdığını ve çevre için elektrikli otobüslere geçtiklerini halen 20 olan sayının bütün filoya yayılacağını söylerken, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, çocukların verdiği çevre eğitiminden söz etti.
Başkan Tunç Soyer, bir sabah Seferihisar tepelerinde Ali Ağaoğlu’nun diktiği rüzgar tribünlerini görünce biz kendimiz bu işi niye yapmayalım dediğini ve enerji üretim kooperatifini kurduklarını anlattı. Yaşar Holding Yönetim Kurulu üyesi Feyhan Yaşar ise, üniversiteler başta olmak üzere tüm toplumun katılımını istiyordu. Ben ise çikolata sevenlere kötü haberi verdim. Küresel ısınma böyle devam ederse gelecek 20 - 30 yıl sonra çikolatanın sadece çok zenginlerin yiyebileceği, dünyanın en pahalı gıda maddelerinden biri olacağını söyledim.
New Scientist’deki bir rapora göre çikolatanın hammaddesi kakaonun yetiştiği Afrika ülkeleri Fildişi Kıyıları ve Gana’daki arazilerin büyük bölümü 2050’ye kadar kuraklık yüzünden yok olacak. Bu da bugün paketi 1 TL olan çikolatayı 20 - 30 yıl sonra bin TL’ye bile alamazsak şaşmayalım anlamına geliyor.
Paylaş