Sürücüsüz otomobillerin yollara düşmesi trafikte yeni bir tehdit olur mu? Ancak bu yazımda güvenliği tartışmak yerine olaya bambaşka bir açıdan bakacağız. Otomobilleri artık kullanmadığımız günleri düşünün; trafikteyiz, İstanbul'un trafik çilesini çekiyoruz. Saatlerce araç içinde direksiyon başında değilken ne yapacağız?
Evimiz, iş yerimiz dışında otomobillerimiz de gelecekte fazlasıyla vakit geçirdiğimiz bir ortam halini alacak. Ama salt direksiyon başında olmamız gerekmediğinden artık bambaşka aktivitelerde bulunabileceğiz. Özellikle CES 2017 etkinliğinde birçok konsept otomobille karşılaştık. Dikkat çeken en önemli nokta bu araçların eko sistemi ciddi manada değiştirmesi oldu.
Bir yaşam alanına dönecek olan otomobiller ev ile iş arasında köprü vazifesi görecek. Kullanıcılar hem çalışmalarını araçlarında yürütebilecek; hem de koltukların arkasında yer alan ekranlardan oyun oynayıp televizyon seyredebilecek. Bugün de bunu yapabiliyoruz kısmen; ancak şoför koltuğunda oturanlarımız hariç elbette! Oysa sürücüsüz otomobille tüm aile ve arkadaşlar aynı eko sistemi paylaşabilecek.
Kısacası otomotiv devleri de bu geleceğe hazırlanıyor; artık şirketler ev ve iş dışında üçüncü bir çevre olarak otomobilleri hayal ediyor. Elbette bu şu an sadece bir hayal; ama yakın gelecekte otomobillerde çok daha fazla şey yapacağımız gerçeği de önümüzde duruyor.
Teknoloji dünyasında sular hiçbir zaman durulmaz bilirsiniz; her gün her an yeni bir teknolojik oyuncakla karşılaşmaya en azından bunca yıllık meslek hayatımda epey alıştım; ama hala öğreniyorum, öğrenmenin sonu yok. Ama bugünkü yazımda yeni bir teknolojiyi anlatmak yerine hayatımızın ta içine giren teknolojiden bazen kaçma hakkımız olduğu üzerinde bir şeyler karalayacağım.
Telefonlar cebimize girdiğinden beri herkes her an ulaşılır oldu. Ne zaman birine hemen ulaşmak istesek telefonunu çevirmemiz yeterli; nasılsa ne kadar uzakta olursa olsun telefonuna bakmakla yükümlü ya hani!
* * *
Ama işin aslı pek de öyle değil. Telefonunu aradığınız biri o an meşgul olabilir, size dönmeyebilir, hatta size mesajla 'şu an müsait değilim' demek durumunda da değildir. Çünkü hepimizin bir özel hayatı var. Elbette bu söylediğim karı koca veya yakın aile ilişkilerini kapsamıyor. Ama bir arkadaşımızı aradığımızda bize dönmediğinde neden bundan fazlasıyla rahatsızlık duyarız? Gerçekten de o telefon açılmak zorunda mıdır? Bir kişinin ulaşılmama hakkı yok mudur?
Geçen gün oyuncu bir arkadaşımla konuşurken telefon yüzünden aksayan işlerinden bahsetti. Eskiden bir dizi çekimi yapılacağı zaman önceden söylenir, o saatte o çekim bir şekilde başlardı. Ancak sonra telefon icat oldu, daha oyuncumuz yoldayken bile çekimlerin iptal olabildiği tebliğ edilir oldu. Ne güzel değil mi?
Pokemon Go'yu henüz telefonunuza kurdunuz veya resmen ülkemizde yayınlanmasını bekliyorsunuz. Ne olursa olsun, Pokemon'dan ne kadar uzakta kalmaya çalışırsanız çalışın, bunda pek de başarılı olamayacağınız muhakkak; zira Pokemon Go ile telefonlara giren efsane çizgi film serisi artık her yerde!
Pokemon Go, aslında telefonlardaki oyun anlayışını kökten değiştirecek bir dönemi de başlatıyor. Kullanıcılar telefonlarını alıyor ve Pokemon yakalamak için metrelerce ve hatta kilometrelerce yolu kat etmekten geri durmuyor. Bu gidişle diyetisyenlerin 'Pokemon diyeti' vermeye başlayacağı günleri görürsek hiç şaşırmayın; zira doğru dürüst yürümeyi sevmeyen pek çok insan bile bu oyun sayesinde her yeri karış karış dolaşır oldu.
Şimdi isterseniz Pokemon'la ilgili merak ettiğiniz noktalara tek tek değinelim ki kafalarda hiç soru işareti kalmasın.
Cihazın teknik özellikleriyle sizi boğmak istemesem de; temel bir kaç özelliğinden bahsetmeden de olmaz. İşlemcisi olsun, ekran yongası olsun iPhone 6S ile birebir aynı olan ve kamerasıyla 4K video çekimi de yapabileceğiniz iPhone SE'nin fiyatı da aslında en çok konuşulan konuların başında geliyor; zira cihazın Türkiye fiyatı 1999 TL.
Yani bugüne kadar Türkiye'ye giren en ucuz iPhone'dan bahsediyoruz.
Nesnelerin interneti (Internet of Things -IoT) nedir ve yeni akıllı cihazlardaki örnekleri nelerdir?
Nesnelerin interneti, aslında günlük hayatta kullandığımız cihazların ağ teknolojisine yani internete dahil olmasını ve gerektiğinde birbiriyle iletişim kurmasını tanımlar.
Güncel örnekler arasında, buzdolabı gibi ev aletleri, tıbbi cihazlar, enerji üretim ve kontrol bileşenleri, pişirme ekipmanları, İKettles gibi su ısıtma cihazları ya da aydınlatma ürünleri bulunur.
Hürriyet Grubu e-Business Pazarlama Müdürü Mustafa Kemal Temel, uzun yıllar Trendyol’da çalışmış; hatta kurucu 6 ekipten de biri.
Çalışma temposunun içinde elbette bu ilginç verilere de rastlamış.
Örneğin kadınların en çok çanta veya giysiyi günün hangi saatlerinde baktığını biliyor musunuz? Temel’e göre kadınlar daha çok sabah saatlerinde, yani 07:00 ila 09:00 arasında kendilerini alışveriş sitelerinde buluyormuş. Bunun sebebi de kadınların sabah saatlerinde indirim, fırsat kampanyalarını takip etmek istemeleri. Dolayısıyla işe başlamadan önceki saatlerini kadınlar, yoldayken bu sitelerde geçiriyor.
Peki ya en çok ne zaman iş ilanlarına bakıyoruz?
HTC ekibiyle gittiğimiz kongrede ilk olarak HTC'nin yeni üst düzey telefonu HTC One M9'la tanıştık. One M8'e göre özellikleri kısmen daha gelişmiş olsa da, telefondan tek şikayetim tasarım bazında bir önceki modelle hemen hemen aynı olmasıydı. Oysa telefonun tasarımında farklılığa giderek çok daha geniş kitleler kazanılabilirdi.
HTC One M8'in resmi
Bu da HTC One M9...
HTC One M9'la ilgili teknik bilgilere