Paylaş
Bununla ne kadar gurur duysak azdır. Hatta bunu dünyaya ne kadar etkili bir şekilde anlatırsak yeridir. Çünkü Türkiye mültecilerin gıda, barınma, ve hatta sağlık ihtiyaçlarını karşılamada dünyaya örnek bir ülke. İstihdam konusunda da dünyadaki en ilerici uygulamalardan biri mevcut bizde. Özetle Türkiye mülteci hakları konusunda dünyaya örnek bir ülke.
ŞİMDİ MÜLTECİ ÇOCUKLARIN GELECEĞİNE ODAKLANMAK ZAMANI!
Şimdi artık daha yoğun bir şekilde mülteci çocukların geleceğine odaklanmamız ve ülkedeki mülteci algısını bu çocuklar üzerinden değiştirmemiz gerekiyor. Özellikle mülteci çocukların eğitim ve ruh sağlığını dert etmemiz gerekiyor. Fakat bu ihtiyaçların karşılanması barınma ve gıda ithiyaçlarını karşılamak kadar kolay olmayacak. Çünkü burada hem dil engeli var hem de ekonomik sıkıntılar. Malum Suriyeliler Arapça konuşuyor, öyle olunca da eğitime katılımda ciddi sorunlar ortaya çıkıyor. Şu an ilkokul çağındaki çocukların yarısı okula gitmiyor. Bu oran bakanlık verilerine göre ortaokul çağında yüzde 70’i aşıyor. Bizde bu çocuklara ders verecek sayıda Arapça bilen öğretmen de maalesef yok.
PSİKOLOJİK HİZMETLER ÇOK YETERSİZ!
Aynı şekilde Suriyeli çocukların ciddi anlamda psikolojik yardıma ihtiyacı var, zira bizim 2013 yılında sahada yaptığımız araştırmalara göre çocukların neredeyse yarısı travma mağduru (PTSD). Türkiye’deki bütün psikologları, psikiyatristleri, sosyal hizmet uzmanlarını toplasanız bile bu boyutta bir ihtiyacı karşılamanız mümkün değil. Dil bariyerine ve işin maliyet kısmına hiç girmiyorum. Tekrar altını çiziyorum: Barınma, beslenme maddi kaynakla hızlı bir şekilde çözülecek sorunlar; eğitim ve ruh sağlığı ise ancak sabır ve zamanla ve sistematik bir çalışma ile çözülecek sorunlar. Başka bir yol bulmalı!
TEKNOLOJİYİ BİR KALDIRAÇ OLARAK KULLANABİLİR MİYİZ?
Malum bu çağ yüksek teknoloji çağı. O halde bir sorum var: Suriyeli mültecilerin eğitimini ve ruh sağlığını iyileştirmek için teknoloji bir kolaylık sunar mı? Ben bir yıldır bu soruya yanıt arıyorum. Türkiye’de ve Amerika’da bu işin uzmanlarına danıştım. Adına Umut Projesı (Project HOPE) dediğimiz çalışma buradan çıktı. Çok basit bir tezim var: Çocuklara uzaktan eğitimle, bilgisayarda oyun oynayarak temel beceriler kazandırabiliriz. Açayım…
UMUT PROJESİ NEDİR?
Umut Projesi bilgisayarda oyun oynayarak çocuklara temel beceriler kazandıran projemizin adı. Çok basit olarak söylersek, bu projeyle çocuklara bilgisayar oyunları aracılığıyla temel beceriler kazandırıyoruz. Peki nedir bu beceriler? Türkçe, zihinsel yönetim becerileri, kodlama ve geleceğe umutla bakabilme becerisi. Acaba çocuklar günde 2 saat, haftada 5 gün toplam 4 haftada, yani 80 saatte bilgisayarda özel olarak seçilmiş oyunlar oynayarak bu becerileri kazanabilir mi? Bu soruya yanıt vermek için yaptığımız pilot çalışmanın sonuçlarını geçtiğimiz haftalarda İstanbul ve Washington DC’de Bahçeşehir Üniversitesi ve NYU ortaklığında açıkladık. Detaylarına Türkçe olarak şurada, İngilizce olarak da şuralarda ulaşabilirsiniz.
SONUÇLAR ÇOK POZİTİF!
Suriyelilere ilişkin yaptığım çalışmalarda genelde umudum kırılır ama bu son çalışma bana umut veriyor zira araştırma sonuçları çok pozitif. Özetle geçeyim:
- Türkçe hakimiyetlerini geliştirmek adına, mülteci çocuklara uyarlanabilir öğrenme teknolojisi platformu Cerego ile 200'den fazla Türkçe kelime tanıtıldı.
- Umut Projesi’ne katılan çocuklar, farklı etkenler arasında ayrım yapmayı öğretirken kısa zamanlı hafızayı ve hızlı tepkiyi ödüllendirerek yönetim becerilerini geliştirmek için tasarlanan Alien oyununu oynadılar. Uygulama sonrasında çocukların zihinsel becerilerinde kayda değer bir artış gözlemledi.
- Ayrıca çocuklar Umut Projesi’nin bir parçası olarak 21. yüzyıl için çok önemli bir beceri olarak gösterilen “Kodlama” dilini de öğrendiler. Code.org aracılığıyla Umut Projesi’ne dahil olan mülteci çocuklar, bin 800 satırdan fazla kod yazdılar.
- Ruh sağlığı anlamında sağlık riski altında olan, genellikle çaresiz ve umutsuz hisseden mülteci çocuklara, kendileri için daha iyi bir gelecek hayal etmeye teşvik etmek adına popüler bir oyun olan Minecraft aracılığıyla görevler oluşturuldu. Tasarlanan bu görevler çocukların hayallerindeki evi, mahalleyi ve okulu oluşturmasını gerektiriyordu. Burada da elde ettiğimiz sonuçlar son derece umut verici. Programa katılanlarda umutsuzluk oranı yarı yarıya azaldı.
BU BİR PİLOT ÇALIŞMA!
Şu anda bu projeyle çok küçük bir gruba ulaştık. Şimdi hayalim bu çalışmayı sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerine yayılmış Suriyeli mülteci çocuklara ulaştırmak. Açıkçası bunu nasıl yapacağız ben de bilmiyorum, kervanı yolda düzeceğiz. Bildiğim şu: Koşullar ne kadar berbat olursa olsun, umut her daim var.
Son bir not: Ne olur unutmayın, mülteci olmak bir tercih değildir!
Paylaş