Seçimlerde sonucu belirleyen iki faktör!
Seçimlerde sonucu belirleyen iki temel faktör var. İlki ülkenin gidişatı (özellikle ekonomik gidişat). Eğer seçmenler ülkenin gidişatını pozitif buluyorsa iktidar partisi yüzde 90’nın üstünde bir oranla oyunu koruyor. Bunun tersi de geçerli. Büyük krizlerde iktidarların değişmesi bu yüzden. İkinci faktör ise lider performans algısı. Lideri seçmenler tarafından taktir edilen partilerin oyu artıyor. Şimdi Metropoll verileriyle bu iki faktöre bakalım.
Seçmenler gidişattan hiç bu kadar rahatsız olmamıştı!
Aralık 2011’den beri yapılan periyodik araştırmalara göre seçmenler hiçbir dönemde bu ay olduğu kadar karamsar olmamış. Seçmenlerin yalnıızca dörtte biri ülke iyiye gidiyor diyor. Neredeyse her 3 seçmenden 2’si ise ülke kötüye gidiyor diyor.
AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu sağ blokla CHP ve HDP’nin oluşturduğu sol blok arası fark 20 puanın altına düşecek. İddiamın nedenleri:
AK Parti’nin Milliyetçi Çıkmazı!
Daha önce burada yazdığım gibi AK Parti’nin yeniden tek başına iktidar olabilmesi için MHP ve HDP tabanından toplam 3 puanı geri alması gerek. 1 Kasım seçimleri için AK Parti bir tercih yapıp Barış Süreci’ni buzdolabına koydu ve MHP’ye giden oylara yöneldi. Bu stratejinin iki riski var. İlk olarak artan terör olayları ve şehit cenazeleri, milliyetçi seçmenleri AK Parti kadar Barış Süreci’ne başından beri itiraz eden MHP’ye de yakınlaştıracaktır. Ancak AK Parti’nin asıl riski Kürt oylarını kaybetmeyi göze almış olmasıdır. Bu 7 Haziran seçimlerinde AK Parti’ye oy veren her 10 seçmenden 1’i demek! Boyutlarını bilmesek de AK Parti’nin bu tabandan bir kaybı olacak.
Apple, Microsoft ve Facebook’u dünyanın en önemli markası yapan dahilerin üniversite terk olmaları da eğitimin onların başarılarında bir payı olmadığına delil olarak sunuluyor.
Peki gerçekten de eğitimin, çabanın, hayal gücünün bu başarılarda rolü nedir?
İsterseniz hepimizin bildiği bir başarı hikayesiyle bu soruya birlikte yanıt arayalım.
Malchom Gladwell bence herkesin okuması gereken Outliers (Çizgi Dışındakiler) adlı kitabında başarının sırrını anlatırken Bill Gates’in hikyasini de anlatır.
İlk hafta 44 yurttaşımızı teröre kurban ettik.
Karakol baskınları, şehit cenazeleri haberleri arasında yazıyorum bu satırları.
Dönüp geldiğimiz yer 90’-ların Türkiyesi!
90LARIN BİLANÇOSUNU MECLİS ÇIKARTMIŞTI
Başbakan Davutoğlu'nun deyişiyle 'Sanki bir el düğmeye bastı'' ve 3 yıl süren Barış Süreci yerini ölümlere bıraktı. Koca ülke bir haftada 90lardaki fabrika ayarlarına geri döndü. Herkes aynı soruyu soruyor ne yapmalı?
Ne Yapmalı?Veriye dayalı araştırmalarıyla bilinen RAND'ın tam da bu soruya yanıt veren Terörist Gruplar Nasıl Bitirilir? adlı bir analizi var. 251 Sayfalık raporun İngilizce metnine şuradan, kısa bir Türkçe özetini ise şuradan ulaşabilirsiniz. Rand'ın analizi 1968 ile 2006 arasında faaliyetlerine son veren 404 terör örgütüne dayanıyor. Aşağıdaki figürde de görebileceğiniz gibi terör örgütleri 4 şekilde faaliyetlerine son vermiş: Siyasi Çözüm, Polis-İstihbarat, Teröristlerin Zaferi ya da Askeri Zafer.
Kaynak:Rand How Terrorist Groups End. En Etkili Yöntem: Siyasi ÇözümRand'ın analizine göre terörist gruplarla mücadelede en etkin yöntem Siyasi Çözüm. Terör örgütlerinin yüzde 43’ü faaliyetlerine şeffaf bir siyasi müzakere sürecinden sonra imzalanan bir anlaşma ile son vermiş. Bu yöntem özellikle 10 binden fazla sayıya ulaşan terörist grupları bitirmenin tek yolu. Terör örgütlerini sonlandıran ikinci etkin yöntem yerel destekle yürütülen Polis-İstihbarat gücüne dayalı mücadele. Bu ikinci yöntem özellikle küçük ve marjinal desteğe sahip terör örgütlerinde etkili.
Daha önceki bir yazımda erken bir seçimde AK Parti’nin tek başına iktidar olması için ya MHP’den ya da HDP’den en az 3 puan alması gerektiğini ve bu iki partiden aynı anda oy alabilmenin imkansızlığını yazmıştım. Bugün MHP ve HDP dengesi üzerinde duracağım. Daha spesifik olarak HDP ve MHP’nin ayrı ayrı değil birlikte oy kaybetmeleri durumunda ortaya çıkacak meclis tablosunu paylaşacağım. Analizleri paylaşmadan önce bir noktanın altını çizeyim. Ben AK Parti’nin önümüzdeki seçimde hem MHP’den hem de HDP’den aynı anda oy alabileceğine ihtimal vermiyorum. Ama bu bir olasılık hesabı değil senaryo hesabı. Simulasyon.
HDP ve MHP 1 puan oy kaybetse 3. Parti kim olur?
Hem HDP hem de MHP 1 puan kaybederse ve AK Parti bu 2 puana ek olarak diğer partilerden de (daha ziyade Saadet Partisi’nden) 1 puan alırsa meclis tablosu ne olur? Aşağıdaki tabloda yer alan bu senaryoya göre AK Parti oylarını 3 puan arttırıyor ve tam sınırda iktidar oluyor. HDP mecliste 3. Parti oluyor. MHP ise meclisin en küçük partisi olarak temsil ediliyor.
Tablo 2: HDP ve MHP 1 puan oy kaybeder ve AK Parti bu 2 puana ek olarak diğer partilerden 1 puan daha alırsa milletvekili dağılımı
MHP ve HDP 2’şer puan kaybederse ne olur?
Bu yazıyı Japonya’da yazıyor olmam tesadüf değil. İstanbul’la aynı nüfusa sahip Tokyo’yu görünce insan utanıyor. Buradaki metro istasyonları temizlik bakımından bizim hastanelerle yarışır! Gerçi çevreyi ne kadar kirlettiğimize kani olmak için buraya gelmenize gerek yok. Bizim plajlar izmaritten, pet şişelerinden, mısır koçanlarından geçilmez ama Yunan adaları pırıl pırıl. Hopa’dan taş atımı mesafedeki Gürcü sahilleri de öyle. Peki neden?
Temizlik bizim kültüre has bir değer değil mi?
Günde üç defa tozu alınan, sabah akşam pas pas edilen, kirlenmesin diye ayakkabıyla girilmeyen evlerde yaşıyoruz. Temizlik imandan gelir diyerek bu konuya değer de veriyoruz. Yani hem meselenin önemini hem de gerektiğinde etrafı temiz tutmayı biliyoruz.
Eğitim şart değil!
Koalisyonu eğitim üzerinden kurulsun. Gerekçe ve reform önerilerim.
Çocuklarımız yeni ekonomide rekabet edebilecek mi?
Son 7 yıldır kişi başı milli gelirimiz 10 bin dolara çakılıp kaldı. Yılda 3-4 bin dolardan 10 bin dolara inşaatla yolla çıkıldı ama 20 bin dolara çıkmak katma değeri yüksek üretimle mümkün. O nedenle yapısal reform şart. Hukuk sisteminde, temel özgürlüklerde ve elbette eğitimde reform şart. Bugün eğitimi konuşalım.
Eğitimde neredeyiz?
MEB himayesinde, OECD’nin yaptığı PISA’ya göre Türkiye’nin karnesi aşağıda. 12 yılda geçebildiğimiz tek bir ülke yok!