Otelimiz olsa da biz de batırsak

Galatasaray’ın son maçı dramatikti.

Takımın kaptanı Selçuk ayağına aldığı her topta ıslıklandı.

Taraftar oyundan sıkıldıkça, futbol oyununu topsuz oynayan Galatasaray yönetimini istifaya davet etti.

Seyretmeyenler o görüntülere internet üzerinden bir kez daha baksın.

Kaptan Selçuk, maçın bitimine üç dakika kala “uyduruk da olsa” kritik bir penaltıyı atıyor.

Seyirci “Sen atma Hollandalı atsın” diye bağırıyor.

Aldırmayıp penaltıyı gole çeviriyor.

Bir tek arkadaşı yanına koşup kutlamıyor, kaptanına destek çıkmıyor.

Selçuk santraya tek başına yürüyor.

***

Bunlar milyonların gözü önünde yaşanırken ne olup bittiğini sadece Lig TV’nin Maraton ekibi anlamıyor.

Tümer Metin bir hafta önce elini masaya vura vura “Selçuk bu ülkenin bir numarasıdır, nokta” diye hüküm veriyordu.

Cümlenin sonundaki “Nokta” vurgusu da bu lafımın üzerine tartışma kabul etmem, demenin ses efekti oluyordu.

Selçuk’un icraatını ekrandan izleyen milyonlarca insan Tümer Metin ve arkadaşları ile aynı fikirde değil.

BOYNUZU DOKUZ

Selçuk topla diri koşular yapıp adam geçemeyen, fiziği ile tekniğini buluşturup “orta sahada benim dediğim olur” diyemeyen bir futbolcu.

Sahada ne yaptığına bakın.

Oyunda penaltı olursa var, frikik olursa var.

Kaldı ki o frikiği onun kadar iyi kullanabilen üç dört kişi daha var takımda.

İkili mücadelede ayakta kalamayan, forvetlerini topla kırk yılda bir buluşturan, aldığı her topu ya yandakine ya geridekine veren bir Selçuk olmasa da olur futbolumuzda.

Seyirci bunu görüyor.

Selçuk yandaşlarının onu “Öve öve öküz etmesini, boynuzunu dokuz etmesini” kaldıramıyorlar.

Stalin’den sonraki Sovyet lideri Kruşçef Birleşmiş Milletler’de konuşurken, sözlerinin etkisini arttırmak için, ayakkabısını çıkarıp kürsüye “pat pat” vurmuştu.

Sen de elini masaya vurup “Bizim oğlan bir numara” diyebilirsin ama seyirci bunu yemez.

***

Yemediği için de ıslığı basıyor.

Aynı seyirci Umut’a niye o kadar sert tepki göstermiyor?

Çünkü onun kapasitesi belli. Kimse Umut’u dünyanın en iyi golcüsü diye tarif etmiyor.

Onu ıslıklayan nefesine yazık eder.

Ancak Burak Yılmaz’ı ıslıklamışlardı.

Çünkü Selçuk için “İniesta’dan iyidir” diyenler Burak’ı da Ronaldo ile kıyaslıyordu.

Seyirci aptal yerine konduğunu anladığı anda ıslığı bastı.

OTELİ BEKLEYİN

Galatasaray yönetimine gelince, Mustafa Denizli’yi de yollayıp rahatladılar.

Denizli isim vermeden “Çeteleşmiş üç dört futbolcudan” bahsetti.

Taraftar bunların kimler olduğunu tahmin etti.

Son maçtaki ıslıklamalar da bu algının da payı var.

Sosyal medyada Başkan Dursun Özbek ile dalga geçiliyor.

İnternet fenomeni olmuş bir seyyar satıcının gövdesine başkanın yüzünü monte etmişler, başkanı o seyyar satıcı gibi konuşturuyorlar.

“Kurban olduğum, bileklik satıyom ben, ödeyecem borcumu” repliğini duyan kahkahayı basıyor.

***

Başkan’ın kendisi otelci ya! Galatasaray’ı da otel sahibi yaparak kurtaracak.

Vizyon bu, yetenek de aşağı yukarı bu.

Şu anda İstanbul otelleri dolulukta yüzde 50’ye düşmüş.

Bu azalmaya rağmen oda fiyatlarını da yüzde 50 düşürmüşler.

Sektörde batan batana, kaçan kaçana bir durum var.

İş dünyasının kulisleri otel hikâyeleri ile çalkalanıyor.

İstanbul’da üç, dört ve beş yıldızlı 54 adet otelin satılığa çıkarıldığı, yerli yabancı müşteri arandığı biliniyor.

Başkan Dursun Özbek bu batık otelcilerin arasına Galatasaray’ı da katmaya kararlı.

Dursun Bey’e “Zurnacının karşısında limon yenmez” deyip, bileklik satışında bol kazançlar dileyelim.