Paylaş
Bir konuşmazsınız, iki konuşmazsınız, sonunda patlarsınız. İlker Meral bu hafta Rize’nin Hikmet Hocası’nı patlatmayı denedi ama başaramadı. Kısmet başka hocayaymış.
Maç yöneten hakem olarak “hata yapmayı” her ne kadar insani bir sonuç olarak görsem de öyle şeylere tanık oluyoruz ki akla ziyan. O zaman da insanın bildiği ne kadar şey varsa hepsini gözden geçiresi geliyor.
Ligimizin tecrübeli hakemlerinden İlker Meral ve yardımcıları Cemal Bingül ile Ahmet Ayaz beni bu hafta sonu bitirdiler.
Bir Mersin İdman Yurdu – Rizespor maçı yönettiler ki bu kadar olur. Al o maçın görüntülerini, nerede hakem eğitimi yapılıyorsa “ders notu” olarak seyrettir.
* * *
Hani teknik direktörler vardır. Lig TV ile anlaşmaları gereği maçtan sonra kamera önüne geçip iki çift laf ederler. Eğer o hafta, hakemden ağır biçimde canları yanmışsa o klasik başlangıcı yaparlar:
“Ben bugüne kadar hakemler hakkında hiç konuşmadım ama..”
İşte cümlenin ortasına denk gelen “ama” sözcüğü izanın da sabrın da terbiyenin de kırılma noktasıdır.
Cümleye gir. Araya “ama” sözcüğünü koy. Arkasına da aklına geliyorsa “saydırmaca tarzı” ekle, onların hamuru o suyu kaldırır.
DÖRDÜ BİR ARADA
Rize’nin Kweuke adında bir forveti var. Tank gibi güçlü kuvvetli bir adam. Ağır gözüküyor ama kısa mesafede patlaması var. Koştuğu zaman yetişebilirsen yetiş. Mitolojideki Herkül gibi de kuvvetli.
Öyle kolay kolay yıkılmıyor.
Bakmayın Mersin’in savunma adamı Servet’in onu ceza sahası içinde düşürmesine. Servet de bir doksanlık adam. Sultan Abdülaziz’in saray pehlivanlarından Katrancı Mehmet heybetinde, üstelik ondan daha çevik olduğu kesin.
O pozisyonda Kweuke de hareket halindeydi. Ceza sahası içindeki bire bir mücadelede fizik kuralları işledi, Kweuke öyle düştü. İlker Meral boş gözlerle baktı. İçinden “Düşmez kalkmaz bir Allah” diye geçirdi mi acaba?
Siz Ersun Yenal ile Tümer Metin’in ekran başında bol keseden “Ben vermem” demesine kulak asmayın. Bekâr yiğidin boşanma meseli gibidir halleri. Kendi başlarına öyle bir darbe gelse o gece programa çıkamazlardı.
Devam ediyorum, bu da ikinci vak’a!
Rize’nin yediği ilk golden önce yine Kweuke’yi orta sahada sıkıştırdılar. Tam dört Mersinli birden üstüne hamle etti. Kweuke sürüsünden ayrı düşmüş Bufalo gibi mücadele etti.
Biri önden vuruyor, öbürü arkadan bacağına dalıyor. Sonunda Serkan kendini oğlanın ileri uzanmış bacağının üzerine attı da Kweuke öyle devrildi. Hakem İlker Meral yine boş bakıyor.
O verilmeyen faulden sonra Mersin’in eline geçen top gitti, Rize ağlarına yapışıp, gol oldu.
* * *
Haydi onu da vermedin. Ya son pozisyon? Kweuke yine Mersin sahasına dalmış, top göğsüne doğru geliyor.
Arkasında bekleyen Katrancı Mehmet Pehlivan heybetindeki Türkücü Servet tecrübeli, o top Kweuke’ye gelirse bir daha alamayacağını biliyor.
Yapabileceği son şeyi yapıyor. Sağ kolunu Kweuke’nin boğazına doluyor. Komando eğitiminde düşman nöbetçisini boğazlar gibi, üzerine yüklenip Kweuke’yi yere sırt üstü indiriyor.
Hayrettir! Hakem İlker Meral bunda da insan doğasına aykırı bir şey bulmuyor, karar devam.
SAKIN SUSMAYIN
Hikmet Karaman hocanın maçtan sonra kamera önünde ne söyleyeceğini çok merak ettim. İnanılmaz ölçüde sakin ve dengeli konuştu.
Hakemden yakındı ama öylesine. Sanki “Adalet” kavramının kadın ismi olarak kaldığı bir toplumda sızlanıp da kimin yüreğini parçalayacağım, der gibiydi. Öyle bir şey benim başıma gelse ortalık yırtılmıştı.
Nitekim aynı yayında (Maraton’da) Fenerbahçe’nin hocasının aleyhlerine verilen penaltı hakkındaki çemkirmesini de dinledik.
Yorumcuların tamamı penaltıyı haklı buldukları halde “Niye penaltılar hep bizim aleyhimize” davası güdüyordu. Lehlerine bir penaltı verilse, eşiyle birlikte şampanya açıp kutlama yapacakmış.
Allah’ın sopası yok işte.
Özet görüntülerde Volkan’ın yediği golün elle atıldığını da gördük. Caner’in yaptığı penaltının verilmediğini de. Al sana eşinle birlikte kutlanacak bir sebep. O penaltı verilse 0 puan çekmiştin.
O yüzdendir ki “Bugüne kadar hakemler hakkında hiç konuşmadım ama” diye lafa girecek teknik adamlara sesleniyorum.
“Konuşun, göğsünüzü gere gere konuşun!”
Paylaş