Paylaş
Özellikle de içene su katılan projeleri daha çok seviyor. İstanbul’un öte yakasına açılacak kanalı heyecanla beklemesi bunun birinciye gelen alametlerinden biri.
Edirne Valisi Sayın Dursun Ali Şahin bunun farkında olan bürokratlarımızdandır. Öyle olduğu için de Edirne’nin Hafsa ilçesine bağlı Azatlı köyündeki yalağı bizzat hizmete açmak istemiş.
Önce şehirlerde yaşayan ve “yalak” denilen düzenekten haberi olmayan okurları aydınlatalım.
* * *
Boşu boşuna Google’a saldırmayın. Google denen sersem arama motoru da şehirli işi olduğundan “yalak” sözcüğünü yazdığınızda, altına mavi bir çizgi atıyor.
Bu “ayıplı söz, kaba söz kullandınız” manasına geliyor. Mavi çizgi ısrarcılığından Google’ın bu sözcüğü “yalaka” ile karıştırdığını anlıyoruz.
Google’ı baypas edip sözcüğü kendimiz açıklayalım. “Yalak”, besi ve yük hayvanlarının su içtiği düzeneğin adıdır.
SAKİN İNEK, ÇILGIN YALAK
Hayvan besleyenler, yerden elli santim yüksekte, dikdörtgen şeklinde bir havuz yaparlar. İçini sıvarlar ve başına bir tulumba koyup içine su basarlar. Hayvan, adına “yalak” denen bu havuzdan su içer.
Edirne Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından Azatlı köyü merasına yapılan yalak da böyle bir şey. Proje basit ama mühendis gözüyle bakıldığında Karadeniz ile Marmara’yı birbirine bağlayacak olan çılgın kanaldan bir farkı yok.
Kanalın içinde de su var, yalağın içinde de su var.
Nitekim Vali Bey bunun farkına varmış, Azatlı köyü yalağının Edirne ahalisi için “yeteri kadar çılgın proje” olduğundan hareketle, açılışı bizzat yapmak istemiş. Bürokratlarını peşine takıp doğruca Azatlı’ya gitmiş.
Gittiğinde de yalağın balonlarla, renkli bayraklarla süslendiğini görmüş. Köylü, su içerken dişleyip balonları patlatmasınlar diye inekleri yalaktan uzak tutuyormuş.
* * *
Kimileri Sayın Şahin’i eski hallerinden, taaa Giresun’daki valiliğinden bilir. O zaman da reformcuydu, o zaman da çılgın projelerden yanaydı.
Misal, Cumhuriyet kullarını tuzdan korumak için restoranlarda masalara tuzluk konmasını yasaklamıştı. Kamuya ait yemekhanelerde “Kepekli ekmek yeme mecburiyeti” reformu da onun eseridir.
Bir seferinde de ahaliyi şekerden korumaya karar verdi ve kahvelerden çay ocaklarına kadar her yere “tek şeker” mecburiyeti getirdi. Çay bardağının yanına ikinci şeker konamayacaktı.
Giresun’da ahalinin çıldırma noktasına gelmesi, Vali Bey’in ürettiği projelerin de “çılgın” olduğunun birinciye gelen deliliydi.
BİZE İNEĞİ O ÖĞRETTİ
Azatlı köyündeki yalak açma töreninin ayrıntılarını TV’de gördüm. Açılışta kesilecek olan kırmızı kurdeleyi Vali Bey ile birlikte tam dokuz kravatlı birden tutuyordu.
Kırmızı kurdeleyi tutan bürokratlar, frikik atışı öncesi baraj kuran futbolcular gibi dizilmişlerdi. Yan yana durduklarında uzunlukları, yalağın uzunluğunu birkaç karış geçiyordu. Kurdele kesiminden sonra Sayın Vali bir konuşma yaptı. Hayvancılıkla geçinen, onlarla birlikte yatıp kalkan köylülere hayvanların ne kadar önemli olduğunu anlattı. Özelikle de inek hayvanını bolca övdü ve “Allah o kadar güzel yaratmış ki, Hindular buna tapıyor” dedi.
Cemaatin bu lafı üzerine hafiften gerildiğini fark edince de “Tabii ineğe tapmak doğru bir şey değil” diyerek, yanlış anlaşılmaların önüne geçti.
Konuşmayı çapik vurarak alkışlayan köylüler de “süt verimini artırma” sözü verdiler. İnekler ise sessiz kaldı.
* * *
Yemekten sonra yalağı süslemek için kullanılan balonlar ve renkli bayraklar; bir başka çılgın projenin açılışında kullanılmak üzere dikkatlice toplandı. İneklerin yalaktan topluca su içme gösterisi seyredildi.
Bu arada yalağı havuz niyetine kullanmaya kalkan şuursuz bir köylü çocuğu babası tarafından tokatlandı.
Azaplı’da güzel bir gündü ve reformcu valilerin hizmete soktuğu çılgın projeler hayatı daha da güzelleştiriyordu.
Paylaş