Paylaş
Başbakanımız ve ülkemizin “Plaket Kolu Başkanımız” Sayın Davutoğlu’na bağlı “Etik Kurulu”nun memurin kısmına gönderdiği tebligat henüz yerini buldu.
O tebligatta “Yılbaşı münasebetiyle size gönderilecek olan hediyeleri kabul etmeyin, etik değildir” deniyordu. Gerekçesi de “Bu tür hediyelerin duyulduğu takdirde ahalide yolsuzluk algısı uyandıracağı” şeklindeydi.
* * *
Memurlara verilebilecek yılbaşı hediyelerinin takvim mi kol saati mi yoksa başka bir şey mi olduğu yani cinsi o tebligatta belirlenmiyordu.
Ayrıca memurlarımız “Aman dikkatli olun, gönderdikleri hediyeyi ayakkabı kutusu içine koyabilirler” diye uyarılmıyor, başka bir deyişle sunum şekli tarif edilmiyordu.
Şahsen “Etik Kurulu”nun bu telaşını “aşırı hassasiyet hali” olarak nitelendirdim.
AŞIRI HASSASİYET
Son bir ay içinde gündeme düşen kimi haberlere bakıldığında böyle bir hassasiyete gerek olmadığı rahatça anlaşılır.
Misal, aralık ayına Ak Saray’ın maliyetini tartışarak başlamışız. Mimarlar Odası’nın yaptığı beş milyar liralık maliyet hesabı algısı bozuk gazetecilerin diline düşmüş.
Yok efendim, Saray döşenirken lüksün gözü çıkarılmış. Tanesi 70 binden koltuk, tanesi 8 bin 500 liradan ithal ağaç alınmış. Yok efendim, Saray’a özel dokuma halılar getirtilmiş.
Bunların dile dolandığı yetmezmiş gibi bir de “bin odalı saray” diye diye zihinlerde binbirgece masalı dekoru yaratılıyor.
Altı Kazık Partisi de fitnenin başı. “Uzun Boylu Sevgi İnsanı” dayanamayıp cevabı yapıştırıyor:
“Bunlar sayı saymayı da bilmiyor. Saray bin değil, bin yüz elli odalı. Ayrıca itibarda tasarruf olmaz.”
İşin bu noktasında vatandaşın algısına güven olmayacağından, polis için ithal edilen teleskopik copların teşkilata dağıtıldığı da o tartışma günlerinde açıklandı.
Emniyet Genel Müdürlüğü polisi, vurduğu yerden ses getiren çelik gövdeli yeni coplar için uyarmayı da ihmal etmedi.
“Bu coplarla kafaya vurmayın, yan etki yapar. Vatandaşı yolsuzluk algısını algılayamaz hale getirir. Kola ve bacaklara tatbik edilmesi tercih edilir.”
* * *
Aralık ayının üçüncü haftasında yolsuzlukla suçlandıkları için istifa eden bakanların Meclis Komisyonu önündeki ifadeleri gazetelere manşet oldu.
Eski bakanlardan biri 176 Aralık tapeleri için “Onlar montajlıydı” derken, diğeri “O tapeler gerçektir ve suçsuzluğumun kanıtıdır” diyordu. İfadeler birbirini tutmuyordu.
Memurları yılbaşı hediyesine karşı uyaran Etik Kurulu haklıydı. Algılar karışabiliyordu.
BOŞA GİDEN AÇILIM
Bereket versin fıkıh ulemamızdan Hayrettin Hoca ahalideki “yolsuzluk algısına” ayar veren fetvasını yetiştirdi de zihinler açıldı. Polise de teleskopik coplara da ihtiyaç kalmadı.
Fetvada özetle “Yolsuzluk, hırsızlık demek değildir. Üç bakanın itham edilmesi ahlaksızlıktır, günahtır, rezilliktir” deniyordu. Şahsen ben ikna oldum.
Aralık ayı sonlarına doğru Ak Saray’ın maliyeti tartışmalarından sıkılan “Uzun Boylu Sevgi İnsanı” gündemi değiştirmek için “Osmanlıca açılımı”nı başlattı.
Bu açılım, ortalama dört yüz kelime ile konuşup felsefe yapabilen ahalimizin ilgisini çekmedi. Okumuşlar dil döktükleriyle kaldılar.
Bu tartışmalara hiç girmeyen memleket büyüklerimizden Bülent Arınç’ı kızdıran şey ise kimi gazetecilerin nankörlüğüydü. Meclis lokantasındaki et sarfiyatını yazmışlardı.
“Ulan alçaklar” diye başlayan hissiyatlı tiradını hiç ağlamadan o zaman söyledi ve vekillerin 15 bin lira ile geçinemediğini anlattı.
Aynı gün, Meclis Başkanı Cemil Çiçek arkadaşının böyle celallendiğinden habersiz, başka bir grup gazetecilere ayar veriyordu.
“Milletvekili ve yakınlarına ömür boyu kırmızı pasaport verilse hoş değil mi?”
* * *
Etik Kurulu’nun “Hediye kabul etmeyin” tavsiyesi ile yeni asgari ücretin açıklanması, yılın son gününe denk gelmişti.
Yeni asgari ücret 946 liraydı.
Asgari ücretli bir vatandaşın Ak Saray’daki bardaklardan bir tane alabilmesi için 54 liraya daha ihtiyaç vardı. Memura hediyeyi zaten o veremezdi.
Hepinize iyi yıllar.
Paylaş