PaylaÅŸ
Gelin şimdi, bu sektördeki durumu adım adım analiz edelim.
ÇİP KRİZİ: Otomotiv sektörü yıla aslında oldukça pozitif başladı. Sene başındaki hedefler iç pazardaki satışların 1 milyon adede ulaşacağı yönündeydi. Ancak, işler beklenildiği gibi gitmedi. Otomotiv dışındaki tüketici elektroniği talebinde patlama yaşanması, başta Uzakdoğu ve ABD olmak üzere meydana gelen küresel felaketler, ‘mikro çip’ üretimini durma noktasına getirdi. Üzerine pandeminin yol açtığı nakliye sıkıntıları ve magnezyum gibi hammaddelere ulaşma zorlukları da eklenince, dünyada otomotiv sektörü yılın ikinci yarısında durma noktasına geldi. Çip bulamayan fabrikalar kapandı, kısacası hedefler şaştı.
MATRAH TELAŞI: Yılın son aylarına doğru piyasadaki sıfır araç sayısı azaldı. Özellikle vatandaşın ulaşabileceği ekonomik sıfır otomobillerde bu durum daha derin hissedildi. Döviz kurlarındaki artışa bağlı olarak yüzde 50 ve yüzde 80 ÖTV matrahında tutanamayan sıfır araçlara bir an evvel ulaşmak isteyen vatandaş bayilerin yolunu tuttu ancak ‘araç yok’ yanıtıyla karşılaştı. Tüketiciler gelen az sayıda aracın nerede olduğunu bir türlü anlayamadı. Çünkü, her krizin kendine göre fırsatçıları vardı. Bu dönemin fırsatçıları ise galeriler ve buradaki ‘fırsat’ı görerek otomobil alım-satım işi yapmaya başlayan bir takım kötü niyetli kişilerdi.
PLAKA OYUNU: Galericiler ve söz konusu kötü niyetli kişiler, uzun süreli ilişkileri bulunan bazı bayileri devreye sokarak gelen az sayıda aracı çekmeye başladı. Bu araçların satın alınma işlemleri yapılıyor, plakalanarak ikinci el sitelerinde sıfırından yüksek fiyata satışa konuluyordu. Kasım-aralık aylarında arzdaki sıkıntı o kadar arttı ki, bu kişiler fırsatçılığın bile dozunu kaçırdı. Ederi 300 bin lira olan otomobiller 500-600 bin liralara satışa konulmaya başlandı.
STOKÇULARA SOBE: Sonucunda devlet artık devreye girdi. Önce İzmir’deki bir bayiye üst sınırdan stokçuluk cezası kesildi. Şimdi de Karabük merkezli 50 ilde, tekel oluşturdukları ve araç fiyatlarındaki artışı etkiledikleri iddiasıyla 51 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.
Tabii ki tüm markalar ve tüm bayiler bu şekilde davranmıyor. Ama bu bazı bayilerin bu tarz işlere karıştığını ve tüm sektör adına kötü örnek oluşturduğu gerçeğini de değiştirmiyor. Gelen araç sayısının ise kasım ve aralık aylarında çok çok az olduğu, teslim edilen araçların büyük bölümünün ise geçtiğimiz aylardan (yaz başından) satışı yapılan araçlar olduğu bildiriliyor.
Otomotiv sektörü dernekleri başta olmak üzere tüm markalar konunun üzerine titizlikle eğilmeli. Özellikle markalar, böylesine hassas bir dönemde bayileri sürekli olarak kontrol etmeli. Denetimlerini arttırmalı. Aksi halde ‘birkaç’ bayinin yaptığı bu hareket Türkiye ihracatının lokomotif sektörü olan otomotiv sektörüne her geçen gün daha fazla mâl edilecek.
Son sözüm şu... Keser döner sap döner. Bir gün gelir işler tersine döner tüketici bulduğunu değil yine istediğini tercih eder. Yıllardır güvendiği markası bugün bu olaylara gözünü kaparsa gün gelir tüketici de o markalara gözünü kapatır...
MARŞINA BİLE BASMADAN İKİNCİ EL ARAÇ ALIR MISINIZ?
TÃœRKÄ°YE’deki otomobil pazarı ve hareketliliÄŸi sadece biz Türklerin deÄŸil yabancıların da ilgisini çekiyor.ÂHafta içinde katıldığım bir toplantıda VavaCars CEO’su Lawrance Merritt’i dinlerken kendimi yeni bir bilim kurgu dizisinde hissettim. Bu dizide Merritt baÅŸroldeydi. Senaryoyu hemen özetleyeyim…
Merritt bir gün Londra’da otururken uzun süredir yürüttüğü çalışmalar neticesinde elindeki projeye en uygun galaksinin Türkiye olduğuna kanaat getiriyor. Çünkü Türkiye galaksisindeki halkın ikinci el otomobile deyim yerindeyse sevdalı bir kitle olduğunu kavrıyor. Başlıyor uygun yerel bir partner aramaya.
Petrol Ofisi ile söz kesiyorlar. Ve Merritt Türkiye’de, VavaCars adını verdiği hayalini hayata geçiriyor. Peşin paraya alınan, iyice bakımı yapılan, makyajlanan araçlar sanal alem üzerinden satılmaya başlıyor. Yanlış okumadınız, halk hiç görmediği dokunmadığı hatta marşına bile basmadığı bir aracı internet, ya da aplikasyon üzerinden satın alıyor. İsterseniz satın aldığınız otomobil özel bir araca yüklenip kapınızın önüne getiriliyor. Olmaz derseniz sizi limuzin ile alıp yeni aracınıza götürüyorlar.
Başta Türkler yanaşmaz bu işe denilen yöntem yavaş yavaş güven veriyor. Sonrasında ise coşuyor. Öyle ki o güne kadar galakside ikinci el otomobil dünyasının hakimi olan oto galeriler bile VavaCars’dan araç almak için sıraya giriyor.
200 MÄ°LYON DOLARLIK YATIRIM KARARI
Şakayı tadında bırakıp diziden gerçek dünyamıza dönelim. Kendi segmentinde Türkiye’de pazar payı yüzde 1’i aşan VavaCars’ın yeni hedefi yüzde 5’lik pazar payına ulaşmak. Şirket bunun için 2022’de 200 milyon dolarlık yatırım kararı almış durumda. Bu yatırım sonunda çalışan sayısı 280’den 1000’e çıkacak.
VavaCars CEO’su ve Kurucu Ortağı Lawrence Merritt’in konuyla ilgili mesajları şöyle:
Türkiye; 50 milyar dolar büyüklüğündeki ikinci el araç pazarıyla Avrupa’da İngiltere, Fransa ve Almanya’nın ardından dördüncü konumda yer alıyor.
Türkiye’nin potansiyelini yüksek olarak değerlendiriyor ve gelecek vaat eden bir pazar olarak görüyoruz. Türkiye’den doğan bir marka olarak büyümemize hız kesmeden devam edeceğiz
Ankara, İstanbul ve İzmir’de açılacak yeni merkezler kanalıyla yurt geneline yayılmayı hedefliyoruz.
Yeni açılacak merkezlerle ikinci el araç alım-satımında anahtar teslim şeklinde tüm hizmetleri tek elde birleştiriyoruz. Türkiye’de 100 bin metrekarelik bir alanda yapacağımız yatırımla, en büyük muayene ve araç yenileme merkezi olacağız. VavaCars’tan alınacak bir araç, Türkiye’de bir müşteri için olabilecek en iyi ikinci el araç olacak.
Sektörde şimdiye kadar yapılmış en büyük yatırıma imza atacağız 2022’deki toplam yatırım rakamımız 200 milyon doları bulacak. Bu yatırımla daha önce böyle bir tesis bulunmayan Türkiye’de, oyunun kurallarını değiştirerek tüketiciler için çıtayı yükseltmiş olacağız.
İkinci el otomobil piyasasında VavaCars’ın büyümesi, yatırım kararı, istihdam sağlaması, profesyonelliği hepsi çok güzel. Umarım yine de büyüme dozajında olur, piyasayı, fiyatları domine edecek hale gelmez. Profesyonel rakiplerin sayısının artması bu endişeleri giderir.
PaylaÅŸ