Paylaş
Düşük kurun uzun vadede Türkiye’ye bir şey kazandırmadığını öne süren Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, “TL’nin güvenli bir para olması rekabetçi kur olduğu anlamına gelmiyor. Değerli TL yerine rekabetçi TL’yi tercih etmeliyiz” diye konuştu.
SON dönemde ekonominin odağına dolar kuru oturdu. Doların hızlı tırmanışı iş dünyasında bütün hesapları alt üst etti. Ankara’da kısa dönemde kurun ateşini söndürmek için girişimler sürerken Frankfurt’tan uzun dönem için öneri geldi. Reform paketinin en önemli unsurunun yeni büyüme modeli ve bu modelin yol haritası olması gerektiğine dikkat çeken Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, kalkınma modelinde aşırı değerlendirilmiş TL politikasından vazgeçilmesini istedi. Eczacıbaşı, “Biz düşük kuru tercih ettik. Çeşitli kesimlere yarar getiriyor olabilir. Uzun vadede Türkiye’ye bir şey kazandırdığı yok. Dövizi ucuz tutma alışkanlığından vazgeçmemiz lazım. TL’nin güvenli bir para olması rekabetçi kur olduğu anlamına gelmiyor. Değerli TL yerine rekabetçi TL’yi tercih etmeliyiz. Ayrıca düşük faizin kalıcı olması da çok önemli” diye konuştu.
YEREL SORUNU EKLEMEYELİM
Eczacıbaşı’nın davetlisi olarak gittiğimiz Frankfurt ISH Fuarı sonrasında basın toplantısı düzenleyen Bülent Eczacıbaşı doların son 2.5 ayda kendi tahminlerinin üzerine çıktığına işaret etti. Bu durumun gerçek anlamda bir sorun olduğunu belirten Eczacıbaşı kur etkisi ile büyüme hızının düşeceğini, enflasyonun ümit edildiği kadar düşmeyeceğini vurguladı. Eczacıbaşı, “Dünyadaki kur hareketlerinden ortaya çıkan bir mesele. Kendi yerel sorunlarımızı buna eklemememiz lazım. Dövizi ucuz tutma politikasının sonucu. Böyle yapmasaydık kur artışı göreceli olacaktı. Dışarıdan gelen bir etki olarak kalsın. Uluslararası hareketin bize çıkardığı bir fatura diyelim” şeklinde konuştu.
YENİ HİKÂYE LAZIM
Avrupa’nın iki ay öncesine göre ekonomik anlamda daha olumlu bir noktada bulunduğunu vurgulayan Eczacıbaşı, “AB’de resesyon tehlikesi vardı ama şimdi olumlu gelişmeler karşımıza çıkıyor. Fransa’da işsizlik ilk kez düştü. İtalya resesyondan kurtuldu, Almanya’dan iyi işaretler geliyor. Avrupa Merkez Bankası büyüme hedefini yüzde 1.5 seviyesine çekti. Bunlar bizim açımızdan da sevindirici” dedi. Türkiye’nin reform yorgunluğu yaşadığını ve bunu üzerinden atabilirse bu dönemi fırsata çevirebileceği tespitini yapan Bülent Eczacıbaşı, “Yeni bir hikâyeye, yeni bir büyüme modeline ihtiyacımız var. Bol para döneminde bütün gelişen ülkelerde reform yavaşlaması oldu. Artık reformlarda bir atılıma girilmeli. Bu reformların da toplum tarafından benimsenmesi ve yurtdışına iyi anlatılması çok önemli” dedi.
Nuh’un Gemisi’ne davetiye verdi
ULUDAĞ Ekonomi Zirvesinin 2. Gününe Bülent Eczacıbaşı’nın konuşmasının başında katılımcıların bir kısmı ile Birleşmiş Milletler’den gelen bir davetiyeyi paylaşması damga vurdu. Sürdürülebilirliğin önemine kinayeli bir şekilde dikkat çekilmesi amaçlanan davetiyede ikinci Nuh Gemisi’ne davetlisini deniyor. Katılımcıların da yoğun ilgisini çeken davetiyede, şu ifadeler yer alıyor: “Birleşmiş Milletler Paris 2015 İklim Zirvesi sonuçları için sizin endişelenmenize gerek yok. İklim değişikliğiyle mücadelenin iş dünyasına getirdiği fırsatlar, ‘karbon fiyatlaması’ gibi ekonomi politikaları sizi ilgilendirmiyor.
Düşük karbon ekonomisi modeli sizi bağlamıyor. Yatırımlarınıza yüksek karbon modeli ile devam edebilişiniz. Çünkü sizin Nuh’un Gemisi’ne davetiyeniz var.”
Hedefler şaşar felaket olmaz
HAM petrol fiyatlarındaki düşüşün de Türkiye açısından önemli bir avantaj olduğunu kaydeden Eczacıbaşı, şöyle devam etti: “Önemli olan petroldeki düşüşün fiyatlara yansımasıydı ama bütçe açığı korkusuyla bu düşüş fiyatlara yanstılmadı. Bu sebeple enerji fiyatlarının etkisiyle ihracatçılarımız rakiplerine kıyasla dezavantajlı konuma düştü.” Enflasyon büyüme ve kur cephesinde bu sene hedeflerin şaşacağını ancak bunun büyük bir felaket gibi algılanmaması gerektiğini vurgulayan Eczacıbaşı, “Bırakalım dışarıdan gelen etkilerle bu gelişmeler olsun, kendimiz buna yeni sorunlar eklemeyelim” dedi. Eczacıbaşı, Türkiye’nin gerçekleştirmek istediği atılımın temel taşlarından birinin toplumsal huzur ve barış ortamı olduğunu çözüm sürecinin de bu yüzden önemli olduğunu ifade etti.
Başkanlık tartışılmalı
TÜRKİYE’de başkanlık sisteminin tartışılmasının sağlıklı olduğunu ancak bunun kişilerden bağımsız tartışılması gerektiğini belirten Eczacıbaşı, “Önemli olan demokrasinin güvence altına alınmasıdır. Erklerin ayrılığı, denetim ve denge mekanizmaları en sağlam biçimde yerinde olmalıdır. Parlamenter sistem tam bir başarı sağlayamadı ama onunla ilgili bazı rötuşlara ihtiyaç var. Mesela seçim barajı sebebiyle pürüsüzsüz bir demokrasi olamıyoruz” diye konuştu.
Orta gelir tuzağı tehlikesi var
BÜLENT Eczacıbaşı’na göre Türkiye’nin yüzde 2- 4 arası büyümeye mahkum olarak orta gelir tuzağına düşme tehlikesi var. Eczacıbaşı, şunları söyledi: “Yatırımcının güven duyduğu ve parasını güvenle getirdiği; yerli ve yabancı sermayenin önünü gördüğü bir ortam sunmak en önemli konu. Orta gelir tuzağını ancak böyle aşılabilir. Bu konuları bürokratlar değil de girişimciler biliyor, yanlış atlara oynama ihtimali artıyor. Sektörlere eşit şans tanıyan bir teşvik yöntemi daha verimli olacaktır. Merkezi otorite tarafından belirlenen sektörlerin teşvik edilmesin doğru bulmuyorum.”
İş kazaları ülkenin utancı
ECZACIBAŞI, “İş kazaları Türkiye için bir utanç konusudur, sanayici olarak da utanmamız gerekir. Yaptırımların ve mevzuat ciddiyetle uygulanmalı, bundan sonra daha duyarlı olunmalı” değerlendirmesini yaptı.
Paylaş