‘Borsada oynayayım mı’

Ekonomi gazetecileri şu iki cümleyi duymaya çok alışıktır. “Sen bilirsin, dolar ne olacak” ya da “Borsada oynayayım diyorum, ne dersin.” Kesin bir şekilde söyleyebilirim, bugüne kadar ilk soruya hiç cevap vermedim. Çünkü dolar kurunun hangi tarihte kaç TL olacağına ilişkin hiçbir fikrim yok, olamaz da...

Haberin Devamı

Çünkü dolar kurunu etkileyebilecek onlarca ekonomik ve siyasi gelişmeyi, arz-talebi nokta atışı tahmin etme şansım yok. İkinci soruya gelirsek. Borsada oynayayım diyen birine de hep aynı cevabı verdim. Borsa oyun yeri değil. Bakın Hürriyet Gazetesi yazarı Zeynel Balcı bugünkü yazısında dikkat çekiyor. İstanbul Borsası’nda yabancıların ağustos ayının ilk üç haftasındaki alımları net 724 milyon dolara ulaştı. Tercih ettikleri hisseler ağırlıklı olarak endeks hisseleri.

‘Borsada oynayayım mı’

OYUN YERİ DEĞİL

Yabancılar ne zaman borsaya alım yönünde gelseler hisselerdeki yükseliş performansı küçük yatırımcı dediğimiz kitlenin ilgisini çeker. Borsada bilindik tabirdir, ”trene sonradan binmek.” Yani yükünü almış belli bir noktaya gelmiş yanlış hisse senedini tercih ederseniz, kâr etmek yerine zarar edersiniz. Çünkü borsa oyun yeri değildir, olmamalıdır. Hisse senedi alıyorsanız aslında bir şirkete ortak olursunuz. Borsa uzun vadeli “yatırım” yapılacak bir yerdir. Hisse senedi riskli bir yatırım aracıdır, uzun vadede kazandırma potansiyeli yüksektir, hatta bazen çok çok yüksektir. Tabii ki profesyonellere danışarak, doğru şirketlerin hisselerini tercih ederek borsaya yatırım yapabilirsiniz. Son dönemde “borsada oynayayım mı” sorusunu yine çok fazla duymaya başladım, hatırlatayım dedim...

Haberin Devamı

‘Borsada oynayayım mı’

TEKNEDEN MARKETE DOĞRUDAN BALIK!

Adını tam olarak koymasak da global bir krizden geçiyoruz. Dünyada enflasyon tırmanıyor, emlak fiyatları, kiralar, enerji maliyetleri vs. sürekli gündemde. Özetle devir hesap devri. Tam pandeminin etkilerinden kurtuluyoruz derken ortaya çıkan Rusya-Ukrayna savaşının da etkisiyle önümüzdeki dönemin en çok konuşulacak sektörlerinin başında yer alıyor gıda sektörü. Bugüne kadar zaten meyveden sebzeye, etten balığa, sütten peynire gıda ürünlerini çok tartıştık. Özellikle tarladan markete kadar olan süreçteki aracılar, maliyetler sürekli gündemdeydi. Elde ettiğim bilgilere göre perakende zincirinin önemli oyuncularından Migros böyle bir dönemde stratejik bir adım atarak rekabete yeni bir pencere açmaya hazırlanıyor.

Haberin Devamı

ARACI OLMAYACAK

Migros bundan sonra reyonlarında satacağı balıkları doğrudan üreticiden, teknelerden ve halden kendisi alacak. Yani arada aracılar olmayacak. Böylece hem balık çeşidi artacak hem hem de fiyatlar düşecek. Peki ama bu uygulama ne zaman başlayacak? Bildiğiniz gibi 1 Eylül’de balık yasağı bitiyor. Öğrendiğime göre 1 Eylül’de balıkçılar ile birlikte
Migros da “Vira Bismillah” diyecek ve sahaya inerek doğrudan balık alım operasyonuna başlayacak. Migros’un, Mersin, Antalya, İzmir, İstanbul, Ankara, Muğla ve Trabzon başta olmak üzere farklı bölgelerdeki illerden alacağı balıklar etap etap balık reyonu olan tüm mağazalarına yayılacak. Balıkçılık piyasasında konuşulanlara göre Migros’un 3 bin ton gibi oldukça yüksek tonajlara çıkması bekleniyor. Bu gelişme sürdürülebilir balıkçılık için de önemli adım.

Haberin Devamı

Bakalım Migros’un balıkta atacağı üreticiden doğrudan alım adımı meyve-sebze başta olmak üzere başka ürünlere de sıçrayacak mı? Başka zincir marketlerden benzer operasyonlar gelecek mi? Cebimizi yakından ilgilendiren bu gelişmeleri takip etmeyi sürdüreceğiz...

Yazarın Tüm Yazıları