Paylaş
Yeni dönemin öncelikli konularından biri, hatta birincisi üniversiteler olmalı. Türkiye çağa ayak uyduracak, hatta belli başlı konularda öncü olacaksa yolu üniversitelerden geçiyor. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Bakın iki gün önce İngiltere merkezli ekonomi gazetesi Financial Times’ta yayınlanan bir araştırma üniversitelerin ekonomiye, ülkeye katkısının ne derece önemli olduğunu nasıl ortaya koydu.
Danışmanlık şirketi London Economics’in araştırmasına göre Birleşik Krallık’ın en prestijli üniversitelerinden olan Cambridge’in ekonomiye etkisi yılda yaklaşık 30 milyar sterlini (yaklaşık 700 milyar lira) buluyor.
Cambridge’de yapılan çalışmalar 86 bin işi destekliyor ve bu analiz yüksek öğretim kurumlarının inovasyonu hızlandırmada oynadığı rolü de vurguluyor. Yapılan çalışmalar o kadar önemli kiCambridge tarafından harcanan her 1 sterlin, 11.70 sterlinlik ekonomik değer yaratıyor. Üstelik, Birleşik Krallık hükümeti yatırımı ve ekonomik büyümeyi artırmak için üniversite yan kuruluşlarına verdiği desteği artırıyor. Şansölye Jeremy Hunt, “öncelikli” sektörleri baz alan, üniversitelere ve araştırma kurumlarına odaklanan 12 düşük vergili yatırım bölgesini duyurdu. Araştırmaya göre ekonomik etkinin 23 milyar sterlinden fazlası, üniversite araştırmalarının ticarileştirilmesinden, özellikle de onlardan doğan şirketler aracılığıyla geldi.
İnovasyon, hem ülkeler hem de firmalar için ulusal ve uluslararası alanda rekabet gücü kazanmanın, dolayısıyla da refah ve yaşam kalitesi artışının en temel unsurlarından biri. Son yıllarda Türkiye’de, savunma sanayiinde yaşanan ilerlemeleri, yerli otomobil girişimlerini örnek alırsak teknolojik gelişimlerin ekonomiye katkısını daha net görebiliriz. Bugüne kadar atılan adımlar önemli ve kıymetli. Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi oluşturulması çok iyi oldu. Akademisyenlere göre bu adım, üniversiteleri makale yazmak dışında patente, inovasyona, yenilikçiliğe ve şirketleşecek projelere yöneltti. Üniversiteler nezdinde oluşturulan teknoparklar da yüzlerce güzel projeye evsahipliği yaptı. Bu çalışmaların sayısını artırmak istiyorsak üniversitelerin ekonomiye katkısını da körüklemeliyiz. Üniversite-özel sektör işbirliklerini artıracak, teşvik edecek yol bulmalı teşvik vs tüm istisnaları bu çalışmalara tanımalıyız.
İnanın üniversitelere, araştırmalara, projelere ayıracağımız 1 lira, bin türlü teşvikten hayırlı.
ÜNİVERSİTEDEKİ PROJE NASIL ŞİRKETLEŞİYOR
Türkiye’de son yıllarda üniversitelerde doğup büyüyen projelerin şirketleşmesi hızla artıyor. Üniversitelerdeki projelerin şirketleşmesi genellikle şu şekilde oluyor. Akademisyen, öğrenci ve/veya girişimcilerden üniversitelerin ilgili birimlerine gelen proje teklifleri, kurullar tarafından değerlendiriliyor. Kriterlere uygun olan ve kabul gören projeler teklif sahibi ile anlaşmaya varılması halinde kuluçka adı verilen merkezlere alınıyor. Bu merkezlerdeki proje ekiplerine, iş modeli geliştirme, iş fikrinin pazarlanması, doğru yatırımcı ile buluşturma, girişimcilerin sermaye bulmasına yardımcı olma, fikri mülkiyet haklarını koruma, şirket kurma eğitimleri verilmesi ve girişimcilerin faydalanabileceği fon olanakları hakkında bilgilendirme gibi konularda destek sağlanıyor. Ayrıca şirketleşme için gerekli hukuki danışmanlık hizmeti de veriliyor.
Söz konusu projelerin şirketleşmesi sürecinde fon sağlama amacıyla melek yatırımcı ve risk sermayesi kuruluşlarıyla işbirliği sağlanıyor. Sonunda proje şirketleşiyor.
Paylaş