Paylaş
İSTANBUL Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın önceki gün Türkiye’nin en büyük 500 şirketini (İSO 500) açıkladığı konuşmasının bir bölümüne takıldım kaldım.
Gelin önce o bölümü aynen aktarayım:
- Günümüzde küresel rekabetin yolu Ar-Ge ve inovasyondan geçmektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin önümüzdeki dönemde bu doğrultuda bir sanayileşme perspektifi benimsemesi kaçınılmaz. Bu noktada sanayicilerimizin de bu perspektifi içselleştirmesi ve gerekli çaba ve yatırımdan kaçınmaması gerekmektedir.
- İSO 500’deki Ar-Ge harcaması yapan kuruluşların sayısına bu çerçeveden baktığımızda, sanayimizin bu alanda daha istekli olması gerektiği açık. Çünkü İSO 500 içinde Ar-Ge yapan kuruluş sayısında, 2013’ten itibaren görülen kademeli artışın, 2018’den sonra durağanlaştığı görülüyor. 2021’de 265 olan Ar-Ge yapan kuruluş sayısı, 2022’de 260’a gerilemiş.
- Bu şirketlerimizin 2022 yılında yaptıkları Ar-Ge harcamalarının 16 milyar TL’yi aştığını görüyoruz. Bu durum 2021’e göre yüzde 80’nin üzerinde bir artışa işaret etse de, yine tablomuzda gördüğünüz üzere sanayi kuruluşlarımızın satışlarının giderek daha küçük bir bölümünü Ar-Ge harcamalarına ayırmaları düşündürücü.
Aynen öyle... Türkiye önüne çok önemli hedefler koyuyor. Büyümenin tırmanması, ihracatın artması, cari açığın azalması vs. Nasıl olacak bunlar? Öncelikle daha çok ve kaliteli üretimle... Oysa İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın önceki gün önümüze getirdiği tablo önümüzdeki döneme ilişkin ciddi bir alarm veriyor. Tez zamanda dikkate alıp gereğini yapmazsak, teknolojimizi geliştirmez inovatif ürünlere yönelmezsek yurtdışından transfer yapmaya devam edersek işimiz zor. Bu kadar yüksek ve genç bir nüfusa sahip ülke olarak başarımızın yolu yükte hafif pahada ağır ürünler üretmekten geçiyor. Bunun için Araştırmak ve Geliştirmek yani Ar-Ge yapmak zorundayız.
Sanayiciyi tekrar Ar-Ge rotasına sokmak için bir an önce teşvik mekanizmaları gözden geçirilmeli. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın önümüzdeki dönemde bu konuyu gündemde tutacağına eminim. Haksız da sayılmaz. Geçen yıl İSO 500’deki şirketlerin üretimden satışların yüzde 119 artması ne kadar önemseniyor ve başarı olarak adlandırılıyorsa Ar-Ge harcamalarının seyrindeki düşüş de o kadar endişe verici.
Unutmayalım yeni teknolojilerin keşfedilmesi, mevcut ürün ve hizmetlerin iyileştirilmesi için sürekli bir çaba yani Ar-Ge gerekiyor. Yoksa bu işi daha iyi yapanlar teknolojide, verimlilikte, maliyette özetle rekabette avantaj sağlayıp elinizdekini alıveriyor.
‘YÜKSEK TEKNOLOJİYE GEÇİŞTE PATİNAJ VAR
SANAYİCİLERE tavsiyem İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın önceki gün yaptığı konuşmayı ve İSO 500 verilerini iyice analiz etmeleri. Çünkü her ikisi de önümüzdeki döneme ilişkin ciddi ipuçları barındırıyor. Fazla olduğumuz yerlerde bir sıkıntı yok da eksik olduğumuz yerlere biraz daha fazla konsantre olmamız da fayda var. Rakamlar yalan söylemez. Teknoloji sektöründeki konumumuzu da gözden geçirmeliyiz.
- 2022 yılında yaratılan katma değer içerisinde en yüksek payı yüzde 37.7 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu sektörler almış. Bu grubun payı bir önceki yıla göre 5.3 puan artmış.
- Buna karşılık düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı 4.4 puan düşüşle yüzde 28.9’a, orta-yüksek teknolojili sanayiler grubunun payı 1.1 puan düşüşle yüzde 27.2’ye gerilemiş.
- Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise sadece 0.1 puan artışla yüzde 6.2 olmuş.
Bahçıvan’ın şu tespiti de çok önemli:
“Yaratılan katma değerin teknoloji yoğunluğuna baktığımızda, özellikle son yıllarda düşük teknolojiden orta-düşük teknolojiye doğru bir kayma dikkat çekiyor. Ama orta-düşükten orta-yüksek teknolojiye, orta-yüksek teknolojiden yüksek teknolojiye geçişte ise bir patinaj söz konusu.”
Paylaş