Paylaş
Fakıbaba, bu sözleri geçen 13 Kasım’da Şanlıurfa’nın yerel TV kanalı “Edessa TV”de “Panaroma” programını sunan Ömer Ağ’dan gelen, Şanlıurfa Adliyesi önünde adalet talebiyle yapılan oturma eylemiyle ilgili soruyu yanıtlarken sarf ediyor.
Fakıbaba, “Kaderde ne varsa olmuş. Yani ateş ateşle söndürülmez. Ateşe su serpmek lazım. Mutlaka Urfa’nın, Suruç’un büyükleri vardır. Yani buna iyilikle bakmak lazım” diyor.
On yıl Şanlıurfa’da belediye başkanlığı da yapmış olan, bu çerçevede kentte önemli bir ağırlık taşıyan Fakıbaba ekliyor: “Samimi olarak söylüyorum, (seçimde) sıfır çıkarsaydık da, böyle bir şey olmasaydı...”
14 HAZİRAN 2018’DEKİ OLAYLAR: ÖNCE ÇARŞIDA ÇATIŞMA
Son günlerde kamuoyunun gündeminde yeniden tartışılmaya başlanan bu dosya, beni bundan üç buçuk yıl kadar önce aynı konuda kaleme aldığım bir yazıya geri götürdü dün.
23 Haziran 2018 tarihinde yayımlanan, “Suruç’ta Çarşıda ve Hastanede Ne Oldu?” başlığını attığım bu yazı, 14 Haziran 2018 günü Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde meydana gelen hadiseleri konu alıyor. 24 Haziran 2018 seçimlerinden kısa bir süre önce yaşanmış bu olaylar.
Olaylar seçimde yeniden aday olan Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın “Bir Milyoncular Çarşısı” olarak bilinen sokakta seçim çalışması yapmak üzere giyim eşyaları satılan bir mağazaya girmesinden sonra patlak veriyor. Dükkânın sahibi HADEP destekçisi olarak bilinen Celal Şenyaşar ve ailesidir.
Burada Yıldız ve ekibiyle dükkân sahipleri arasında çıkan münakaşa, heyet ayrılırken kapıda itiş kakışa yol açıyor. İş büyüyor ve çarşının bulunduğu sokakta iki tarafın akrabalarının, yakınlarının da dahil olmasıyla silahların da ateşlendiği bir sokak savaşına dönüşüyor. Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın ağabeyi Mehmet Yıldız bu çatışmada ölüyor.
DAHA SONRA HASTANEDE ÇIKAN OLAYLAR
Ayrıca, iki taraftan yaralılar da vardır. Yaralılar Suruç Devlet Hastanesi’ne götürülüyor. Hastaneye gelen yaralılar arasında mağazanın sahibi Celal Şenyaşar ile kardeşi Adil Şenyaşar da bulunuyor. Her ikisi de tabancayla yaralanmıştır.
Ancak milletvekilinin yakınlarının kalabalık bir grup halinde hastaneye gelmesiyle olaylar bu kez hastaneye yayılıyor. Hastanede yaşananlar görgü tanıklarının ifadelerine göre dehşet vericidir. Silahlar patlamış ve bir doktor tarafından yazılan rapora göre bir “kaos” ortaya çıkmıştır. Polis, bu grubun saldırısına hedef olan Şenyaşar ailesinin mensuplarını hastaneden kaçırıp ambulanslarla Gaziantep Devlet Hastanesi’ne götürmek zorunda kalmıştır.
Celal ve Adil Şenyaşar’ın ambulansa yaralı olarak mı bindirildikleri yoksa öncesinde Suruç Devlet Hastanesi’nde mi hayatlarını kaybetmiş oldukları konusunda çelişik bilgiler mevcut. Buna karşılık her ikisinin de aynı gün, yani 14 Haziran 2018 tarihinde öldükleri kesindir.
Sonuçta toplam dört kişi hayatını kaybeder bu olaylarda. Birincisi, çarşıdaki ilk çatışmada ölen Mehmet Yıldız’dır. Diğer üçü Şenyaşar ailesindendir: Dükkân sahibi Celal Şenyaşar, kardeşi Adil Şenyaşar ve -dördüncü kayıp- baba Esvet Şenyaşar. Her üçünün de otopsisi Gaziantep’teki Adli Tıp Morgu’nda yapılmıştır.
Adli Tıp raporunda iki kardeşten Adil Şenyaşar’ın vücuduna 17 adet ateşli mermi çekirdeği isabet ettiği yazılıdır. Celal Şenyaşar’ın cesedine altı adet ateşli mermi çekirdeği isabet etmiştir.
Baba Esvet Şenyaşar, çarşıdaki olayları duyup çocuklarının hastaneye götürüldüğünü duyunca hemen buraya koşmuş ancak hastanede aldığı darbelerle ağır yaralanmıştır. Baba Şenyaşar, ertesi günü 15 Haziran 2018 tarihinde Gaziantep Devlet Hastanesi’nde ölmüştür. Otopsi raporunda vücudunda kesici alet yaraları ve muhtelif darbe izlerinin bulunduğu bir hayli ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Otopside kafasında darbe izleri de tespit edilmiştir.
ÇATIŞAN İKİ AİLEDEN BİRER KİŞİYE HAPİS CEZASI
Suruç’ta önce çarşıda, ardından hastanede devam eden bu olayların soruşturulması yargıda ilginç bir seyir izlemiştir. Bir kere, çarşıdaki mağaza ve önünde cereyan eden olaylarla, daha sonra hastanede meydana gelen saldırı birbirinden ayrılmıştır. İlk hadiseyle ilgili iddianame hazırlanırken, hadiselerin ikinci bölümü hakkındaki soruşturmada gizlilik kararı alınmıştır.
Bu arada soruşturmanın ilk bölümü, yani dükkânın içinde başlayıp sokağa yayılan çatışmayla ilgili dosyanın davası Şanlıurfa’da değil, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş ve bu yıl 2 Nisan tarihindeki yedinci duruşmada karar açıklanmıştır.
Buna göre mahkeme, milletvekilinin kardeşi Mehmet Yıldız’ı öldürdüğü, ayrıca beş kişiyi yaraladığı gerekçesiyle dükkân sahibinin kardeşi Fadıl Şenyaşar’a toplam 37 yıl 8 ay 14 gün hapis cezası verir.
Milletvekili İbrahim Yıldız’ın kardeşi Enver Yıldız, dükkân sahibinin kardeşi Adil Şenyaşar’ı öldürdüğü gerekçesiyle 19 yıl hapis cezasına çarptırılır. İddianamede dükkân sahibi Celal Şenyaşar’ı öldürmekle suçlanan ve müebbet hapis cezası talep edilen milletvekilinin aynı isimdeki yeğeni İbrahim Yıldız firari olduğu için dosyası davanın sonunda tefrik edilmiştir.
SORUŞTURMAYA BÜTÜNLÜK İÇİNDE BAKILAMADI
Bu davanın seyrindeki hukuken tartışmalı görünen durum, ilk aşamada çarşıda patlak veren çatışma ile ikinci aşamada hastanede meydana gelen olayların birbirinden ayrılmasıdır. Bunun sonucu olarak Celal Şenyaşar’ın ölümüne yol açan durumun, sokakta kendisine ateş edilmesi fiili olduğuna hükmediliyor. Aynı durum kardeşi Adil Şenyaşar açısından da geçerlidir. Bu noktada her ikisinin ölümüne hastanedeki olayların bir etkisinin olup olmadığı hususunun soruşturulması bu aşamada boşlukta kalmıştır. Bir başka deyişle, dosyaya bütünlük içinde bakılamamıştır.
Vurgulanması gereken nokta, yaralı olan çocuklarını görmek üzere hastaneye giden ama burada saldırıya uğradığı için hayatını kaybeden baba Esvet Şenyaşar’ın ölümü üzerindeki perdenin de henüz kalkmamış olmasıdır. Bunun nedeni, hastanedeki olaylarla ilgili yürütülen soruşturma üzerine konmuş olan gizlilik kararıdır.
Bu çerçevede 14 Haziran 2018 tarihinde yaralıların intikalinden sonra Suruç Devlet Hastanesi’nde meydana gelen olaylara, aradan geçen ve neredeyse üç buçuk yılı bulan süre içinde yargı tarafından henüz açıklık getirilmemiştir.
Bu olaylarda eşini ve iki çocuğunu kaybeden anne Emine Şenyaşar, geçen 9 Mart’tan bu yana her sabah oğlu Ferit Şenyaşar ile Şanlıurfa Adliyesi’nin önüne gidip, oturma eylemi yaparak eşi ve çocuklarının ölümünün aydınlatılmasını talep ediyor.
Şanlıurfa Milletvekili Fakıbaba’nın “Yüreğim parçalanıyor. Falan anne, filan anne farklı olamaz. Anne annedir arkadaşım” dediği konu budur.
Bu arada, 23 Haziran 2018 tarihli yazımda yönelttiğim “Suruç’ta Hastanede Ne Oldu?” soruma en azından yargı zaviyesinde henüz bir yanıt alabilmiş değilim. Üç buçuk yıl geçmiş aradan. Yakından incelediğim 200-300 sanıklı büyük 15 Temmuz darbe davaları iddianamelerinin çoğunu savcılarımız bir yılda, hatta bazılarını daha da kısa zamanda hazırlamışlardı.
Paylaş