Taksirle ölüme yol açmaya para cezası, 20 taksitte...

DÜN gazetenin gündem sayfasında dikkatime takılan tek sütunluk bir haber “Öldüren kelepçeye 12 bin TL ceza” başlığını taşıyordu.

Haberin Devamı

Ankara Büromuzdan Mesut Hasan Benli’nin imzasını taşıyan bu haber, 2015 yılında Ankara’da yolda çıkan bir münakaşa üzerine kelepçelenen emekli bir TV kameramanının polis aracında kalp krizi geçirip ölmesinden sorumlu bulunan bir polis memuruna mahkeme tarafından verilen cezayı anlatıyordu.

Olayı etraflı bir şekilde anlamak için mahkemenin gerekçeli kararını da okudum ve şöyle bir hadiseyle karşılaştım. Kameramanlığı bıraktıktan sonra Ayaş’a yerleşen Yılmaz Koçyılmaz, 10 Şubat 2015 tarihinde arabasıyla Ankara’ya giderken, kar nedeniyle polis tarafından yolu kesilir. Polis yola çıkışına izin vermeyeceğini söyleyince, Koçyılmaz arabasının kar lastiği ve zinciri olduğunu belirterek yola devam etmek ister. Tartışma çıkar. Tartışma polis memuru Mehmet Tuna’nın Koçyılmaz’ı kelepçeleyip polis arabasının arkasındaki mobil nezarethaneye koymasıyla son bulur.

Haberin Devamı

Bu sırada yol açılır, ancak polis aracı Koçyılmaz’ı karakola götürmek üzere Ayaş’a doğru hareket eder. Koçyılmaz’ın, “yüksek tansiyon ve kalp hastası olduğunu” belirtmesi sonucu değiştirmez. Aracın hareketinden kısa bir süre sonra Koçyılmaz rahatsızlanır. Yolda durulur ve limon alınır. Ancak limon Koçyılmaz’ın yaşadığı sıkıntıyı atlatmasına yeterli olmaz. Bunun üzerine ambulans çağrılır. Ambulansa taşınmak üzere polis aracından çıkartıldığında Koçyılmaz’ın suratı ve elleri mosmordur. Ambulansta yapılan müdahale nafiledir. Hastaneye götürülürken ambulansta yaşamını yitirir.

İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi’nin Koçyılmaz hakkında hazırladığı raporda, “Kronik damar hastalığı bulunan kişide maruz kaldığı tartışma olayının efor ve stresinin tetiklediği ani, kardiyak ölüm” tesbiti yapılıyor ve “Olayla ölüm arasında tıbben illiyet bağı bulunduğu” vurgulanıyor.

*

Emekli kameramanın ölümü sonrasında ilginç bir hukuk mücadelesi yaşanıyor. Ankara Batı Adliyesi Cumhuriyet Savcılığı, “taksirle ölüm”, “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla polis görevlisi hakkında Ayaş Kaymakamlığı’ndan soruşturma izni istiyor. Kaymakamlık, bu izni vermiyor. Savcılığın bu karara Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nde yaptığı itiraz da reddediliyor. Savcılık, bunun üzerine kovuşturmaya yer olmadığına karar veriyor. Koçyılmaz’ın avukatları itirazda bulununca, Ankara Batı 2. Sulh Ceza Hâkimliği kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı kaldırıp suçlanan polisin yargılanmasının önünü açıyor.

Haberin Devamı

Ardından hazırlanan iddianame Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin önüne geliyor ve mahkeme 28 Kasım 2017 tarihinde polis memuru hakkında mahkûmiyet kararı veriyor.

Mahkeme, gerekçeli kararında Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi raporlarına da dayanarak, polisin “Aracın geçmesini engelleyecek tedbirler almak varken ölenin ellerine kelepçe vurup nezarethane bölümüne oturtarak görev sınırlarını aştığı, keyfi tutum ve davranışa vardığını” belirtiyor. Mahkeme, Koçyılmaz’ın polise “Sen benim kim olduğumu biliyor musun” ve kelepçe için “Tak bakalım takabiliyorsun” şeklindeki çıkışlarını da tehdit ve hakaret içerikli bir söz olarak görmemiştir.

Yolun kapatıldıktan beş dakika sonra açılmış olması da hâkimin kanaatinde önemli bir faktördür. Bu durumda “Aracın geçişine izin verilmesi gerekirken kendisine laf söylediği iddiasıyla şahsı tutmaları, karakola götürmek istenmesi, bu arada tansiyonu yükselen şahsın kalp hastası, tansiyon hastası olduğunu belirtmesine rağmen limon suyu içirip yine karakola götürmeye çalışmaları karşısında keyfiyetin doruğa çıktığı görülmektedir” deniliyor.

*

Haberin Devamı

Mahkeme, taksirle ölüme neden olma suçunu sabit görüp polis memurunu Türk Ceza Kanunu’nun 85/1 maddesi uyarınca iki yıl hapis cezasına çarptırmıştır. Mahkeme, daha sonra altıda bir indirime giderek bunu 1 yıl 8 ay hapis cezasına indirmiş, bu cezayı da 605 gün para cezasına dönüştürmüştür.

Hâkim, taksirle ölüme yol açma suçunun günlük cezasını sanığın ekonomik ve şahsi hallerini dikkate alarak 20 TL olarak takdir etmiştir. Bu durumda toplam ceza 12 bin 100 lira olarak hesaplanmıştır.

Ayrıca, bu ceza birer ay ara ile 20 eşit taksite bağlanmıştır. Bu durumda taksirle ölüme neden olmanın aylık cezası 605 TL’ye gelmektedir.

Son günlerde 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla yayımlanan mesajların yoğunluğu içinde bu habere dikkat çekmekten kendimi alıkoyamadım.

 

Yazarın Tüm Yazıları