Protestocu dünyada yılın kahramanı, ya Türkiye’de?

DÜNYANIN en önemli haftalık dergilerinden “Time”, “2011 Yılının Kişisi” unvanını “protestocu”ya verdi. Derginin geçen haftaki kapağında, yılın kahramanı “protestocu”yu simgelemek üzere yüzü maskeli başörtülü genç bir kadının görüntüsü yer alıyordu.

“Time”, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da Arap Baharı olarak adlandırılan ayaklanmalardan Avrupa ve ABD’deki gösterilere kadar bütün protestolara katılan herkesi bu unvana dahil etti. Çünkü, protestocular tarih yazmıştı...
PROTESTO HAKKINA KÜRESEL MEŞRUİYET
Hatırlayalım, aynı “Time” dergisi geçen ay da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı büyük övgülerle kapağına çıkarmıştı. Derginin son sayısı, protestonun bir hak arama yöntemi olarak artık küresel bir meşruiyet kazandığına işaret ediyor.
Bütün mesele, bu evrensel hakkın Türkiye’nin hava sahasından ve gümrük kapılarından içeri girmeye kalktığında bir duvara çarpacak olmasıdır.
Protesto, “Time”ın dikkat çektiği küresel yönelişin aksine Türkiye’de yüceltilen bir hak değildir ve onu kullanmak isteyen kişilerin kendilerini hemen cezaevinde bulmaları, uzun yıllar tutuklu olarak içeride kıdem almaları işten değildir.
Gün geçmiyor ki, protesto hakkını kullandığı için bir öğrencinin terör örgütü üyeliğinden hapse atıldığına ilişkin bir haberi gazetede okumayalım. Gün geçmiyor ki, bir gösteriye, basın açıklamasına katıldığı için aylardır hatta yıllardır hapiste unutulmuş bir gencin öyküsü basına yansımasın.
Buradaki sorunlardan biri, Terörle Mücadele Yasası’ndaki muğlak hükümlerin gösterilere katılan insanlar aleyhinde kolaylıkla kullanılıp, haklarında örgüt üyeliğinden tutuklama kararları verilebilmesidir.
Örnekler o kadar çok ki...
PANKART AÇANLAR 19 AY HAPİS YATINCA
Hopa’da geçen haziran ayında emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümünü protesto etmek üzere Ankara’da gösteri yaparken tutuklanan 22 öğrenci, bundan 10 gün önce ilk kez çıktıkları mahkemede serbest bırakıldı. Toplam 6.5 ay hapiste kaldılar.
Türkiye’nin yakın tarihinde protesto hakkını kullandığı için ağır bedel ödeyenler arasında 2010 yılı mart ayındaki AK Parti’nin Roman kurultayında “Parasız Eğitim istiyoruz” diye pankart açan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer’in durumu özel bir örnek oluşturuyor. Bu iki öğrenci toplam 19 ay tutuklu kaldı.
Çok güncel bir örnek de bugün İstanbul’da Özel Yetkili 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkacak olan Sosyalist Demokrasi Partisi üyesi Ali Deniz Kılıç ve arkadaşı Baran Nayır’ın durumudur.
İki yıl önce BDP’nin bir basın açıklamasına katılan Kılıç ve Nayır, PKK üyesi oldukları ve molotofkokteyli bulundurdukları iddiasıyla iki yıldır tutuklu. Tam bir buçuk yıl sonra yapılan parmak izi incelemesinde ikisine ait iz bulunamadığının ortaya çıkması ve savcının beraat talebinde bulunması tutukluluklarının sona erdirilmesine yetmemiştir.
Hapsedildiklerinde 18 yaşında olan bu iki genç bugün 20 yaşına gelmiştir. Her ikisi de devamsızlıktan gittikleri okullardan atılmıştır. Daha düşündürücü olan, Ali Deniz Kılıç’ın bir böbreğinin olmamasıdır.
TÜRKİYE ARAPLARA ROL MODELİ OLURKEN
Türkiye’de gösteri hakkının kullanılmasının sorunlu olduğu artık Türkiye’yi izleyen Batı kuruluşlarının raporlarına da yansıyan bir saptamadır.
Bu konuda Batı basınındaki en ağır yazılardan biri geçenlerde İngiltere’de yayımlanan ünlü “Economist” dergisinde çıkmıştır. Ankara’da geçen haziran ayındaki bir gösteride polis tarafından dövülerek kalça kemiği kırılan Dilşat Aktaş’ın durumunu da anlatan yazı, “Türkiye’nin insan hakları alanındaki sicilinin devamlı bir şekilde kötüleşmekte olduğunu” vurguluyor. Ancak Economist’e göre, “Batı, bu durumu fark etmiyor, aksine Türkiye’yi Arap Baharı için bir model olarak göklere çıkarıyor.”
Gösteri yapma özgürlüğü Anayasa ile tanınmış bir hak olduğu halde, bu hakkın en ciddi bir şekilde kısıtlandığı ve protestocuların ağır bedeller ödedikleri ülkelerden biridir Türkiye.
Türk demokrasisi, son dönemde yalnızca ifade özgürlüğü değil, aynı zamanda gösteri özgürlüğünün karşılaştığı engeller nedeniyle de defolu bir görüntü vermektedir.
Türkiye, protestocuları kahraman mertebesine yükseltilen Arap halklarına ilham kaynağı olarak gösteriliyor bugün. Bu şekilde yüceltilen bir ülkenin kendi protestocularına gösterdiği tahammülsüzlük ve hoyratlıkta izaha muhtaç bir çelişki yok mudur?
Yazarın Tüm Yazıları