Kömür santralları tartışması: Hekim örgütleri tepkili, Çevre Bakanı işletmeleri uyarıyor

MESELE kömüre dayalı termik santralların insan sağlığı üzerinde yarattığı tehlikeler olduğunda yapılacak en doğru iş, sözü konunun uzmanı durumundaki kuruluşlara bırakmak olmalı. Ben de bu çerçevede öncelikle Türkiye’de akciğer sağlığı alanındaki uzman hekimlerin meslek örgütü olan Türk Toraks Derneği’nin bu konuda yaptığı değerlendirmeye kulak vermemiz gerektiğini düşünüyorum.

Haberin Devamı

Türk Toraks Derneği, kömür santrallarında çevre koruma yükümlülüklerinin 30 Haziran 2022 tarihine kadar ertelenmesi yönünde yapılan yasal düzenlemeye en kuvvetli itirazı yönelten kuruluşlar arasında yer alıyor. Derneğin bu konuda yaptığı açıklamada, toplam 13 santralın 2013’ten bu yana çevre yatırımlarını gerçekleştirme taahhütlerini yerine getirmediği, son düzenlemeyle bu santralların Haziran 2022’ye kadar havayı kirletmeye devam edecekleri belirtilerek, şöyle deniliyor:

Türk Toraks Derneği olarak insanların ölümüne yol açması ve çeşitli hastalıklara yakalanması anlamına gelen bu izni kabul edilemez bulmaktayız.”

Açıklamanın dikkat çeken bir yönü, söz konusu santralların bulunduğu bölgelerdeki 2019 yılı hava kirliliği değerleri incelendiğinde, bu bölgelerin tümünde hava kirliliği sınır değerlerinin aşılmış olduğunun belirtilmesidir.

*

Haberin Devamı

Bu konuda uyarıda bulunan bir başka kuruluş, Türkiye’deki hekimlerin çatı örgütü Türk Tabipleri Birliği. TTB’nin açıklamasında küresel ısınmanın en önemli nedenleri arasında fosil yakıt kullanımı ve havayı kirleten kömüre dayalı termik santrallarının geldiği belirterek, “Dünyada her yıl toplam 8 milyon insanın hava kirliliği nedeniyle erken öldüğü” belirtiliyor.

Açıklamada Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın (IARC) kamuoyuyla paylaştığı bilimsel bilgiler de hatırlatılıyor. Buna göre, hava kirliliğinin akciğer kanserine neden olduğu ve mesane kanserine yakalanma riskini arttırdığının bilimsel kanıtlarıyla kesin olarak ortaya konmasıyla birlikte, WHO/IARC hava kirliliğini ‘insanda kanser yapıcı etkenler (Grup 1) listesi’ne almıştır.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin açıklamasında şöyle deniliyor:

Güncel bilimsel çalışmalar, kirli hava solumanın, solunum ve dolaşım sistemi başta olmak üzere tüm sistemleri etkilediğini vurgulamakta, yol açtığı çok sayıda sağlık sorunu nedeniyle hastalık yükünü arttırdığını ve erken ölüme yol açtığını bildirmektedir. Kirli hava en çok da bebek ve çocukların sağlığını, büyümesini ve gelişmesini olumsuz etkilemektedir.”

Haberin Devamı

Metnin sonunda TBMM’de kabul edilen teklifin henüz Resmi Gazete’de yayımlanmadığı, dolayısıyla yasalaşmadığı hatırlatılarak, “Madde 50 ile ilgili olarak halkın sağlığına zarar vermekten vazgeçmek için zamanımız var. Yetkililer bu defa halkın sağlığı ve yaşam hakkı için gereğini yapmalıdırlar” çağrısı yapılıyor. Bu çağrı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yasanın bu düzenlemeyi içeren 50’nci maddesini veto etmesi beklentisini ifade ediyor.

*

Kömür santrallarında çevre yükümlülüklerini erteleyen yasa değişikliği kamuoyunda oldukça diri bir tepkinin ortaya konmasına yol açmıştır. Muhtemeldir ki, bu tepkinin de etkisiyle Çevre Bakanı Murat Kurum, önceki gün yaptığı bir açıklamayla santralların önümüzdeki altı ay içinde filtreleme için harekete geçmeleri gerektiğini belirterek, bu adımlar atılmadığı takdirde “hükümetin resen bu adımları atacağını” bildirmiştir.

Haberin Devamı

Kurum, şöyle konuşmuş: “Eğer altı ay içerisinde termik santrallar filtrelemede bu adımı atmazsa, bunu biz dün de bakan arkadaşlarımızla istişare ettik, Sayın Cumhurbaşkanımız da aynı görüştedir, altı ay içerisinde atılmayan adımları biz bakanlıklar olarak resen atıp, o tedbiri gerekirse biz kendimiz alıp çevreyi, doğayı koruyacak adımı kararlı bir şekilde atacağız. 2022’ye kadar beklemek gibi bir durumumuz söz konusu değildir. Şu anki yasada altı ay içerisinde bu işe başlamak durumundalar. Başlamazlarsa eğer, altıncı ayın sonunda biz gider fiilen bu işlerin yapımına gireriz. İlave bir altı ay vereceğiz, öyle düşünelim.

*

TBMM’den geçen perşembe günü geçen yasa, santrallara çevre koruma yükümlülükleri için tanınan süreyi 30 Haziran 2022 tarihine kadar uzatırken, önümüzdeki haziran ayı sonuna kadar da işletmelerden A) Bu santrallarda gerçekleştirilecek çevreyi koruma amaçlı yatırımlara ilişkin bir yapım sözleşmesi ile B) Yapılacak işlerin zamanlamasını gösteren bir plan sunmalarını öngörüyor.

Haberin Devamı

Önümüzdeki haziran ayı sonunda bu planları sunmayan işletmeler 2022 Haziran ayına kadar uzayacak olan erteleme hakkından yararlanamayacaktır. Bu takdirde söz konusu şirketlerin işletme haklarına devlet tarafından nasıl bir tasarrufun uygulanacağı hususunda bu aşamada tam bir açıklık yoktur. Bakan “Biz gider fiilen bu işlerin yapımına gireriz” dediğine göre, bundan devletin santrallara fiilen el koymak suretiyle -üretimi durdurmadan- bacalara filtre sistemlerini kurmaya başlayacağını mı anlamalıyız? Bu sorunun yanıtı herhalde önümüzdeki haziran ayı sonunda yaşanacak gelişmelerin seyrine göre şekillenecektir.

Santrallardaki çevre koruma önlemlerinin bir kez daha ertelenmesinin toplum sağlığı açısından yarattığı bariz tehlikeler bütün korkutuculuğuyla ortada.

Haberin Devamı

 Ancak iktidarın -neredeyse yedi yıllık bir gecikmenin ardından- sonunda bu konuda harekete geçme ihtiyacını duymaya başlaması, yine de toplumdaki tepkilerin etkisini göstermesi bakımından önemlidir.

Yazarın Tüm Yazıları