Sedat Ergin: Kadını hafifçe dövmek

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Fethullah Gülen kimdir? Bazı siyasilerin öne sürdüğü gibi, İslamiyet ile cumhuriyet arasında diyalog köprüleri kuran, toplumsal hoşgörünün sembolü olan bir manevi önder mi?

Yoksa, kamuoyuna yansıyan görüntülerinden de karşımıza çıkan kimliği ile mülkiye ve adliye teşkilatlarının ele geçirilmesine dönük taktikler veren, kuvvet dengesi tesis edilmediği sürece kuvvete başvurulmamasını telkin eden, bu haliyle de ‘kuvvet seçeneğini’ dışlamayan bir irtica odağı mı?

Kamuoyunda, bu ölçüde geniş bir tartışma konusu haline gelen Fethullah Gülen'i tam olarak değerlendirebilmek için onun görüşlerini çok daha yakından öğrenmemiz gerekiyor.

* * *

Sabah Gazetesi'nde Mahmut Bulut imzası ile çıkan bir derlemede, Fethullah Gülen'in muhtelif kitaplarından alıntılar yapılarak, Gülen'in dünya görüşü ayrıntılı bir şekilde işleniyor.

Fethullah Gülen'in, ‘‘Asrın Getirdiği Tereddütler’’ adlı eserinden yapılan bir alıntı da, Gülen'in kadınlara bakışı hakkında, bize önemli bir perspektif sunuyor.

Fethullah Gülen, burada, erkeklerin küstah kadınlara nasıl karşılık vermeleri gerektiği meselesini ele alıyor.

Fethullah Gülen, ‘‘Küstah kadına ilk iş nasihattir’’ diyor.

İkinci iş, erkek-kadın ilişkisinin mahrem bir alanına giriyor. Fethullah Gülen, şunu öneriyor:

‘‘Kadınlara en zayıf olunan yer yatak odasıdır. Eğer erkek, kadına orada mağlup olmazsa, kadının hizaya gelmesi daha kolay olur.’’

Peki, ya bu da sonuç getirmezse?

Fethullah Gülen, bu takdirde çözüm yolunu şöyle gösteriyor:

‘‘Bunlar kár etmiyorsa, hafifçe dövülebilirler...’’

Görüleceği gibi, Gülen, kadınların dövülebilmesini meşru sayabilen, kadını ‘ikinci sınıf insan’ olarak gören bir zihniyeti temsil ediyor.

* * *

İnsanlık anlayışına ne kadar ters gözükse de, Fethullah Gülen'in bu görüşlerinde yine de teselli bulabileceğimiz önemli bir ferahlatıcı nokta var.

O da şu:

Fethullah Gülen, kadınların ‘‘hafifçe dövülmesini’’ öneriyor.

Belli ki; Fethullah Gülen, şiddet olgusuna sıcak bakmıyor, bunu ‘‘son çare’’ ve bir zorunluluk olarak benimseyebiliyor.

Bu da, Fethullah Gülen'in hoşgörülü kişiliğinin bir yansıması olsa gerektir.

Not: Bu köşede, geçen salı günü yayınlanan ‘‘İTÜ'lü mühendisler ile Keban'da’’ başlıklı yazımızda, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ‘‘Beni 1969 yılında, İnşaat Mühendisleri Odası'ndan attılar. Gerekçesi, ülke kaynaklarını israf ettiğim iddiasıydı. Neyse, 10 yıl sonra yeniden üye yaptılar, üyeliğe aldılar’’ şeklindeki sözleri aktarılmıştı.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası'ndan gönderilen yazıda, Demirel'in ülke kaynaklarını israf ettiği gerekçesiyle ihraç edilmediği vurgulandı. Yazıda, ‘‘Ülkemizde, mühendis memur ve teknik elemanlar, 10195 Sayılı Kararname ile ayrı bir statüde ücret alırken, Sayın Süleyman Demirel'in Başbakan olduğu 1970 yılında, mühendis ve mimarların da 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası kapsamına alınması nedeniyle Başbakan Demirel, mühendislerin ve mimarların ücretleri reel olarak düşürüldüğü için 4.9.1971 tarihinde Oda'dan ihraç edilmiştir’’ denildi.



Yazarın Tüm Yazıları