Eğitim ve sosyal destek hedefleri dikkat çekici

YENİ hükümetin programı AB’ye tam üyeliği ana hedef olarak gösterirken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’den yargı reformuna ilişkin beklentilerini ne ölçüde karşılıyor?

Özellikle AİHM’nin Türkiye’nin tutukluluk sürelerinin aşağı çekilmesi ve tutuklamada uygulanan kriterlerde Avrupa hukuk normlarına ters düşen ihlallere son verilmesi için yasalarda değişiklik yapılması yolundaki çağrıları programda bir karşılık buluyor mu?
YARGILAMALARIN UZUNLUĞU MESELESİ
61’inci hükümet programının “Adalet” bölümünün, AİHM’nin bu beklentilerinin gerisinde kaldığı söylenebilir. Bununla birlikte, “tutukluluk süresi”ne atıf yapılmasa da, “yargılamaların uzunluğu”nun bir mesele olarak kayda geçirilmiş olması önemlidir. Bir önceki 60’ıncı hükümet programında böyle bir sorun yer almıyordu.
Hükümet, bu bölümde, uzun yargılama süreçlerinin “kısaltılması” ihtiyacını kabul ediyor ve “Gecikmiş adalet, adalet değildir” anlayışıyla bu süreçlerin “hızlandırılacağı” taahhüdünde bulunuyor.
Ayrıca “Temel hedefimiz herkesin güven duyduğu bir adalet sistemi oluşturmaktır” şeklindeki cümle, tersinden okunduğunda, bugün bu noktada olmadığımızı teslim eden bir ifadedir. Bu arada, bir önceki hükümet programında kuvvetle altı çizilen “bağımsız ve tarafsız yargı” vurgusunun 61’inci hükümet programında yer almaması dikkat çekicidir.
AK Parti’nin önceki hükümet programlarıyla kıyaslandığında bu kez yer bulmayan konular arasında “bağımsız ve tarafsız medya” başlığının da bulunduğu gözleniyor.
EĞİTİMDE YENİ SİSTEM
Keza bir “siyasi etik yasası” ihtiyacına değinilmemiş olması da önemli bir eksiklik olarak görünüyor. Ancak “yolsuzlukla mücadelenin kapsamlı bir strateji çerçevesinde kararlılıkla süreceği” vurgulanıyor. Programda bu bölümde yer verilen ilginç bir istatistik, Yolsuzluk Algılama Endeksi’nde 2003 yılında 133 ülke arasında 3.1 puanla 77’nci sırada yer alan Türkiye’nin 2010 yılında 178 ülke arasında 4.4 puanla 56’ncı sıraya çıkmış olmasıdır. Bu tablo, bir iyileşme trendine karşılık bu alanda daha kat edilmesi gereken oldukça uzun bir mesafenin bulunduğunu gösteriyor.
Ayrıca, hükümet programında kadınlara ayrılan bölümün toplam 5 paragrafla geniş bir yer tuttuğu söylenemez. Bunlar da oldukça genel geçer ifadeler.
Programın en iddialı, en hırslı görünen bölümlerinden biri, sisteme ilişkin değişikliklerin vaat edildiği eğitime alanında karşımıza çıkıyor. Burada “eğitim sisteminin yeni bir anlayışla yapılandırılacağı” yolunda çok kuvvetli bir taahhüde yer veriliyor. Bu yapılanma, programa göre, “kalitenin yükseltilmesini, okulu öne alıp sınava hazırlık süreçlerini azaltmayı, şekle ve törenselliğe değil içerik ve işlevselliğe önem vermeyi, öğrenci ve velileri rahatlatmayı” esas alacak.
Yapılanma çerçevesinde eğitim sistemi “milli değerler ve uluslararası standartlar ışığında tamamen gözden geçirilerek”, bir “dönüşüm programı” uygulanacak. Dönüşüm, eğitim yönetimi, öğretmen yetiştirme süreçleri, müfredat ile eğitim ortam ve süreçlerini kapsayacak.
SOSYAL DESTEK PROGRAMLARI TAM GAZ
Hükümet programında eğitim gibi çok hırslı görünen bir başka bölüm, yoksullukla mücadele ve sosyal destek programlarına ilişkindir. Hükümetin geçen 8 yıl içinde bu alanlarda kazandığı tecrübenin ardından sosyal destek programlarını yeni dönemde daha da güçlendirmeyi, topluma daha geniş bir şekilde nüfuz etmeyi amaçladığı gözleniyor.
Bu bölümde “Aile Sosyal Destek Programı” ile özel ilgi bekleyen her aileye “hane ve kişiye özel” hizmet sunulmasına geçileceği vurgulanıyor. Buradaki detaylar, ayrıca yaşlılara ve engellilere dönük hedefler, hükümetin yeni dönemde bu alana çok stratejik bir öncelik vereceğini ve aslında bir hayli hazırlıklı olduğunu da gösteriyor. Bu arada, “yeni evlenecek yoksul çiftlere 20 yıl geri ödemeli çeyizi içinde konut edinme” vaadi bu çerçevede ilginç bir hedef olarak gösterilebilir.
AK Parti’nin seçim başarısında sosyal destek programlarının önemli bir payı olduğunu biliyoruz. Hükümet programından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki dönemde bu alana çok daha sistematik bir çabayla ve daha çok kaynak ayırarak eğileceğini anlıyoruz. Erdoğan, sanki daha şimdiden 2015 seçimine bakıyor.
Yazarın Tüm Yazıları