Paylaş
Cumhurbaşkanı ne zaman yurtdışına çıksa, uçakta kendisine iç politika soran gazetecilere çoğu kez, ‘‘Aklınız yine içerde kalmış’’ diye takılır.
Oysa dün uçağımız Sofya'ya doğru hareket halindeyken aklı ‘‘içeride’’ kalanlar varsa, herhalde en başta Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel geliyordu.
Nitekim, Cumhurbaşkanı, gazetecilerle sohbetine şöyle girdi:
‘‘Türkiye'de şartlar her gün değişebiliyor ama bu gezinin yapılması lazımdı...’’
Demirel, sohbeti bağlarken de gazetecilere şöyle seslendi:
‘‘Aklınız içerde ama bu sefer haklısınız...’’
Cumhurbaşkanı uçaktaki açıklamalarında önceki gün TBMM'de meydana gelen ‘‘olay’’ hakkında en ufak bir tereddüde yol açmayacak açıklıkta kuvvetli bir tavır ortaya koydu.
* * *
Demirel, böylelikle TBMM'de seçime gitmek isteyen cepheyle, bunu engellemeye çalışan FP-Küskünler ittifakı arasındaki çatışmada açıkça yerine belli etmiş ve taraf bir konuma geçmiş bulunuyor.
Kanımızca, Demirel açısından bardağı taşıran son damla, FP-Küskünler hareketinin ilk kez meşru zeminin dışına çıkarak, hukuk sınırlarını zorlamaya başlaması oldu.
Cumhurbaşkanı'nın bu ölçüde kararlı bir tavır almasının gerisinde herhalde geçen hafta pazartesi Taşkent'te yaptığı, ‘‘Erteleme dünyanın sonu olmaz’’ şeklindeki açıklamanın yol açtığı belirsizliğin bir benzerini tekrarlamama çabası da rol oynuyor.
Demirel, Taşkent'teki konuşmasının kamuoyuna doğru bağlamıyla yansımadığı kanaatinde.
Cumhurbaşkanı Demirel, Taşkent'teki sözlerinin ‘muğlak’ bir tutum aldığı şeklinde algılanması, daha ötesi kendisinin küskünler ile aynı tertibin içinde yer aldığı yolunda yorumlara yol açmasından ciddi rahatsızlık duyuyor. Demirel, bu rahatsızlığı aşmış değil.
* * *
Aldığımız duyumlara göre, Demirel bu havanın belirmesi üzerine kamuoyuna tutumunu daha açık bir şekilde duyurmaya hazırlanıyor, hatta bir açıklama metni üzerinde çalışıyordu.
Ancak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun seçimin ertelenmemesi yolundaki uyarısının geçen perşembe günü Hürriyet'te yayımlanması, Demirel'in yapmaya hazırlandığı çıkışın önünü kesti. 28 Şubat sonrası girilen süreçte ordudan kamuoyuna doğrudan yansıyabilecek çıkışları frenlemeye özel bir çaba gösteren Demirel, bu kez yeterince süratli ve zamanlı davranamadı.
Cumhurbaşkanı, Orgeneral Kıvrıkoğlu'nun uyarısından sonra ‘‘Biraz sabır dedik, olmadı’’ diyerek Genelkurmay'ın çıkışından duyduğu ‘‘burukluğu’’ gizleme gereği duymadı.
Olan oldu...
Ancak Taşkent tecrübesi rejimin girdiği kritik dönemeçlerde Çankaya'nın tutumunun ne kadar ağırlık taşıdığını, Demirel'in çizgisindeki çok küçük bir oynamanın bile ülkedeki güç dengesini nasıl yerinden oynatabileceğini gösterdi.
Taşkent tecrübesi sonrasında Demirel'i dün ağırlığının etkisi konusunda aşırı dikkatli ve duyarlı bir tutum içinde gördük.
Demirel, dünkü açıklamalarıyla elindeki bütün ağırlıkları seçimden yana koydu.
Paylaş