Paylaş
Türkiye’de normalleşmeye geçildiği sırada vakaların birden yükselmeye başladığı bir zaman kesitinde, bu egzersizi son veriler üzerinden dün bir kez daha tekrarladım. Karşıma bazı açılardan bundan öncekilere kıyasla farklı bir tablo çıktı.
VAKA TOPLAMINDA DÜNYADA 13’ÜNCÜYÜZ
Önce biraz geriye gidelim. Türkiye, mart ayının ortalarından itibaren vakaların artmaya başlamasıyla birlikte, kısa zamanda dünya sıralamasında yukarılara doğru tırmanmaya başlamış, nisan ayının ilk haftasında 9’unculuğa kadar yükselmişti. Vaka toplamında Türkiye’nin üstünde ABD, İspanya, İtalya, Almanya, Fransa, Çin Halk Cumhuriyeti, İran ve Birleşik Krallık yer almaktaydı. Türkiye 20 Nisan’a gelindiğinde, Çin Halk Cumhuriyeti ve İran’ın da üstüne çıkarak 7’nci sıraya oturmuştu.
Daha sonra vaka artış hızının düşmesi, ayrıca Rusya ve Brezilya’nın sıçrama yapmasıyla Türkiye yeniden 9’unculuğa inmişti. Dün itibarıyla Türkiye toplam vaka sayısında 13’üncü sıradaydı. Hindistan ile iki Latin Amerika ülkesi Peru ve Şili de Türkiye’nin üstüne geçmiş bulunuyor. Keza İran’ yeniden Türkiye’nin üstündedir. Bu değişiklikler aynı zamanda salgının küresel düzeyde zemin kazanmakta olduğu yeni coğrafyaya da işaret ediyor.
Buna karşılık, nüfus büyüklüklerini dikkate alarak, daha doğrusu nüfus faktörünü eşitleyerek yapacağımız bir sıralamada Türkiye’nin yeri daha aşağılara iniyor. Nüfusun her bir milyon kişilik kümesine düşen COVID-19 vakası sayısına baktığımızda, Türkiye her bir kümeye düşen 2 bin 151 vaka ile küresel sıralamada 51’inci geliyor. Ancak çok küçük nüfuslu bir dizi ülke de bu istatistiklere dahil edildiğinden, Türkiye’nin yerini biraz daha yukarı çekmek daha gerçekçi olacaktır.
TOPLAM İNSAN KAYBINDA İSE 17’NCİ
Toplam ölüm rakamlarına gelirsek... Türkiye önceki gün itibarıyla 4 bin 842 insan kaybıyla dünyada 17’nci sıradaydı. Bu başlıkta nüfusu Türkiye’den çok daha küçük olan Belçika (9 bin 675 vaka) Hollanda (6 bin 70), İsveç (4 bin 939) gibi ülkelerin de toplam insan kaybında Türkiye’nin üstünde yer aldıklarına dikkat çekmeliyiz. Bu sayı yine nüfusları Türkiye’nin gerisinde olan Birleşik Krallık’ta 41 bin 969, İtalya’da 34 bin 405, İspanya ise 27 bin 136’dir.
Her bir milyon kişi içindeki insan kaybı sıralamasına baktığımızda, Türkiye bir milyon kişiye 57 kayıpla küresel sıralamada 41’incidir. Bu sıralamalara yine BM üyesi çok küçük nüfuslu ülkeler dahil edildiğinden, Türkiye’nin konumunu 9-10 basamak yukarı almak bir hata olmaz.
Test kapasitesine gelirsek, Türkiye önceki gün itibarıyla toplam 2 milyon 721 bin testle dünyada sekizinci sıradaydı. Gelgelelim testlerin nüfus içindeki yaygınlığına baktığımızda Türkiye bir hayli geriye düşüyor. Türkiye, her bir milyon kişiye düşen test sayısında, 32 bin 277 testle 61’inciliğe geriliyor. Bu durum, test kapasitesinin nüfusa yaygınlığında Türkiye’nin performansının geride kaldığını gösteriyor.
AVRUPA’DA VAKALARİKİ BASAMAKLI SAYILARA DOĞRU
Şimdi meseleye başka bir açıdan eğilelim. Geçen mayıs ayıyla birlikte pek çok Avrupa ülkesinde vakalardaki düşüş yönelişine paralel olarak kademeli bir şekilde normalleşme adımları da atılmaya başlanmıştır. Bu yönüyle baktığımızda, toplam vaka ve ölüm sayıları Türkiye’den çok daha sıkıntılı seyretmiş olan, COVID-19’dan sert bir şekilde etkilenmiş Batı Avrupa ülkelerinin önemli bir bölümünde bir rahatlama dönemine girildiğini görüyoruz.
Söylediğimizi bir-iki örnekle göstermeye çalışalım. Örneğin İtalya... Bu ülke günlük vaka sayısında tepe noktayı mart ayının üçüncü haftasında 6 bin 557 sayısı, ölümlerde ise aynı ayın son haftasında 919 sayısıyla görmüştü. Önceki gün İtalya’nın günlük vaka sayısı 210’a, insan kaybı sayısı ise 34’e düşmüştü.
İspanya’da da benzer bir durumla karşılaşıyoruz. Bu ülke yeni vakalarda en kötü günü 30 Mart’ta 9 bin 222 tanı ile yaşamış, en çok insan kaybı 3 Nisan’da 950 ölümle kayda geçmişti. İspanya’da geçen cumartesi günü 26 ölüm raporlanmıştır. Aynı gün yeni vaka sayısı ise 48’di.
Almanya’ya baktığımızda, dünkü rakamlar itibarıyla vakalar 345, insan kaybı sayısı ise 30’dur. Günlük ölümlerde geride bıraktığımız günlerde 8, 6, 4 gibi tek basamaklı rakamlar da kayda geçmiştir. Fransa’da 15 Haziran Pazartesi günü yeni vaka sayısı 152, insan kaybı ise 29’du.
Buna karşılık, Birleşik Krallık, virüsle serüveninde Batı Avrupa’nın önemli bir bölümüne hâkim olan gerileme yönelişine ters bir doğrultuda yol almaya devam ediyor. Bu ülke yeni vakalarda günlük bin eşiğinin altına hâlâ inememiştir. Önceki gün yeni vaka sayısı 1.279’du. Son bir haftanın günlük insan kaybı ortalaması 140’tır.
YUNANİSTAN’IN PERFORMANSINA DİKKAT
Komşumuz Yunanistan’ın durumu ise bu kalıplardan hiçbirine uymuyor. Avrupa’da salgına en sert karantina uygulamasıyla karşılık veren ülkelerin en başlarında yer alan Yunanistan, COVID-19 dalgasını yalnızca Batı dünyasında değil dünyada en düşük yoğunlukta yaşayan ülkeler arasındadır. Nüfusu 11 milyonun biraz altında olan Yunanistan’da bugüne dek toplam 3 bin 485 vaka ve 185 ölüm kayda geçmiştir.
Yunanistan’da önceki gün yeni vaka sayısı 15, ölüm sayısı ise 1 olarak açıklandı. Geçen haftanın 5 günü hiçbir ölüm vakası olmamıştır. Bu rakamlara bakıldığında, salgının Yunanistan’da büyük ölçüde sönümlenmiş olduğunu söylemek mümkündür. Bu tablonun Yunanistan’a Avrupa’da normalleşmeye girilirken turizm sezonunda etkili bir rekabet kozu vereceğini tahmin etmek güç değildir.
Salgın, özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde kıtanın batısına kıyasla zaten şiddetli bir şekilde seyretmemişti. Buna karşılık salgından ağır bir şekilde etkilenen Batı Avrupa ülkelerinin önemli bir bölümünün son dönemde günlük vaka ve insan kaybı sayılarını ciddi ölçülerde aşağı çektikleri görülüyor.
COVID-19 dalgasıyla Batı Avrupa’dan gecikmeli bir şekilde karşılaşan ve salgını bu ülkelerin neredeyse hepsinden çok daha düşük bir yoğunluk içinde ve daha az sıkıntıyla atlatan Türkiye’de ise günlük vakalar geçen ay 1.000 eşiğinin altına inmişken birden 1.500 eşiğinin üstüne tırmanmıştır.
İstisnalar bir tarafa, Batı Avrupa’da salgının eğrisi istikrarlı bir şekilde aşağı inerken, Türkiye’nin eğrisinin birden başını yukarı doğru çevirmiş olmasının nedenleri üzerinde kafa yormamız gerekiyor.
Not: Yazıdaki veriler için Johns Hopkins Üniversitesi, Worldometers veri tabanlarıyla Wikipedia’dan yararlanılmıştır.
Paylaş