Balyoz kararında dijital delil kriterleri

BALYOZ davasındaki dijital deliller gerçeklikleri sorgulandığı için yargılama süresince büyük bir tartışmaya yol açtı.

Haberin Devamı

Bu belgelerin çoğu darbe hazırlıklarını konu alıyor.
Söz konusu deliller bilgisayarda oluşturulmuş, ıslak imza taşımayan word ya da excel belgeleri. Ve dünkü yazımızda vurguladığımız gibi, bunların önemli bir bölümünde tutarsızlıklar, çelişkiler var. Sanıklar ve avukatları, bu garipliklere dikkat çekerek söz konusu delillerin sahte olduğunu savundular yargılama süresince.

* * *

Balyoz davasındaki sanıkların sayıca azımsanmayacak bir bölümü, salt bu dijital delillerde adları geçtiği için soruşturmaya dahil edildi, bu belgeler nedeniyle hapse girdi. Çünkü, bu belgelerde adlarının geçmiş olması, darbe girişimi örgütlenmesine katıldıklarının delili olarak değerlendirildi savcılık tarafından. Mahkeme, geçen yıl eylül ayında 361 sanıktan 325’ini mahkûm ederken, tümü olmasa da önemli bir bölümünde gerekçe olarak bu dijital belgelere dayandı.
Yargıtay’ın önceki günkü kararıyla bu deliller açısından ilginç bir durumun ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Karar ışığında dijital delillerin yol açtığı sonuçlar açısından “dörtlü” bir kümelenme görüyoruz.
“Birinci grup”ta İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin daha geçen eylül ayında beraat ettirmiş olduğu 36 sanıktan 33’ünün durumu var. Bunların hepsi jandarma sınıfında subay ve astsubaylar. Suçlanmalarına yol açan dijital belgelere göre, bazı kanaat önderleri, köşe yazarları ve dini cemaat liderlerini hedef alan suikast timlerinde görev almışlar. Gelgelelim mahkeme, bu dijital belgeleri sanıkların suç işlediklerine kanaat getirmek için yeterli görmedi ve söz konusu timlerde görevli gözüken sanıkların 33’ünü de beraat ettirdi. Yargıtay, önceki gün mahkeme heyetinin bu kanaatine katılıp beraat kararını onamıştır.
Şimdi “ikinci grup”a geçelim. Bu grupta dijital belgelerde adları geçtiği için İstanbul’daki mahkemenin mahkûm ettiği ama Yargıtay’ın haklarındaki mahkûmiyeti bozduğu sanıklar var. Yargıtay’ın kararıyla beraat eden 25 sanıktan bazıları bu kategoriyle giriyor.
Emekli Tuğamiral Ahmet Türkmen’i bu çerçevede telaffuz edebiliriz. 11 Şubat 2011 tarihinde tutuklanan Türkmen’le ilgili üç delil var. Bu deliller 11 numaralı ünlü CD’nin içinden çıkmıştır.
Bunlardan biri, Deniz Kuvvetleri’nde gelecekteki amiral terfilerine ilişkin projeksiyon içeren bir excel belgesidir. Diğer ikisi, “2002/2003 DZ. KK/Bilgi Notu/EK-B” ve “Ankara Bölgesi Müzahir Subay Listesi” başlıklı word belgeleridir. Türkmen, iddianamede darbe planlarının parçası olarak görülen bu belgelerde adı geçtiği için suçlanmış, 16 yıl hapse mahkûm olmuştur.
Buna karşılık Yargıtay, önceki gün açıkladığı kararında Ahmet Türkmen’in atılı suçu işlemediğine kanaat getirerek beraatına karar vermiştir. Ancak bu Türkmen açısından biraz gecikmiş bir karardır, çünkü Balyoz’da sanık olduğu için 2012 Ağustos ayındaki Yüksek Askeri Şûra toplantısında emekliye sevk edilmiştir.

Haberin Devamı

* * *

Davanın sivil sanıklarından eski Havelsan Genel Müdürü Prof. Ömer Faruk Yarman hakkındaki tek delil Donanma Komutanlığı’ndaki aramada bulunan “Savunma Sanayii” adlı bir excel belgesi içinde yer alan “TÜBİTAK” adlı belgedir. İddianameye göre, bu dijital belge 9 Ocak 2003 tarihinde “fyarman” adlı kullanıcı tarafından oluşturulmuş, 25 Şubat 2003’te Birinci Ordu Komutanlığı Harekât Başkanı Kurmay Albay Süha Tanyeri tarafından son kez kaydedilmiştir. Savcı, bu belgeden hareketle Yarman’ın “Balyoz harekât planında savunma sanayisindeki kadroların oluşturulmasında kilit rol aldığı ve suça iştirak ettiğini” ileri sürmüş, mahkeme de aynı kanaate vararak kendisini geçen eylül ayında 13 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırmıştır.
Prof. Yarman, 15 Ağustos 2011 tarihinden bu yana tutukluydu. Yargıtay, önceki gün kendisinin beraatına karar vermiştir.
Yargıtay’ın her iki sanığı da konu alan beraat gerekçesi şudur: “Sanıkların cezalandırılmasına yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunamadığından...”

Haberin Devamı

* * *

Demek ki, dava dosyasında pekâlâ Yargıtay’ın kuşkuyla baktığı, ikna olmadığı dijital deliller mevcuttur.
Gelgelelim aynı kaynaklardan çıkan dijital deliller, Yargıtay’da “üçüncü” ve “dördüncü” kategorilerde değerlendirebileceğimiz farklı sonuçlara da yol açabilmiştir. Bu tür deliller bazı sanıklar için mahkûmiyet, bazıları için de darbeye teşebbüs fiilini oluşturmasa da “suç için anlaşma kapsamında” görülmek için yeterli olabilmiştir. Yarın bu kategorileri bazı örnekler üzerinden büyüteç altına yatırabiliriz.

Yazarın Tüm Yazıları