2001 yılında NATO’nun iki bölge komutanlığından biri olan ABD’deki SACLANT (Atlantik Müttefik Kuvvetler Komutanlığı) karargahındaki tek Türk subay kadrosuna, o tarihte binbaşı rütbesinde olan Mehmet Örgen adındaki bir kurmay deniz subayı görevlendirildi.
Örgen, 1994 yılında Deniz Harp Akademi-si’nin ardından 1997 yılında ABD Deniz Kuvvetleri Kurmay Akademisi’nden de mezun olmuştu. Örgen, Virginia Norfolk’taki SACLANT’ta görev yaparken, NATO’nun daha küçük ve esnek bir kuvvet yapısına geçme kararı çerçevesinde bu karargahın statüsü değişti ve Müttefik Transformasyon Komutanlığı’na (ACT) dönüştü. Örgen görevinin 2003 yılında bitmesine karşın, Amerikan tarafının Deniz Kuvvetleri’nden talebi üzerine Norfolk’ta kaldı ve 2003-2005 yılları arasında bu yeni karargahın dört yıldızlı amiral/general rütbesindeki ABD’li komutanının NATO kadrosunda “özel asistanı ” olarak görev yaptı. ABD’de bulunduğu sırada kamu yönetimi alanında yüksek lisans derecesi de aldı. Beşiktaş Adliyesi’ndeki Özel Yetkili Savcılığa Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından sunulan belgelerde, Örgen’in ABD’deki görevinin 22 Ağustos 2001’de başladığı, 4 yıl sürdüğü, 9 Ağustos 2005’te Türkiye’ye dönüp ertesi gün komutanlıktaki görevine başladığı belirtiliyor. Örgen, ABD’den kurmay albay rütbesiyle dönüyor. SİLAH TEMİNİ İÇİN ANLAŞMA YAPTI MI? Mehmet Örgen, Silivri’de sürmekte olan Balyoz davasında ikinci iddianame çerçevesinde 361 numaralı sanık olarak yargılanıyor. Örgen, 27 Mayıs 2011 tarihinde Beşiktaş Adliyesi’nde Savcılık sorgusundan geçmiş, daha sonra hakkında yakalama emri çıkarılmış ve 4 Temmuz 2011 tarihinde tutuklanmıştır. İddianamede Örgen’e atfedilen suç, Balyoz darbe planları çerçevesinde silah temininde görev almış olmasıdır. Bu suçlama, Eskişehir’de 20 Şubat 2011 tarihinde emekli Hava Albay Hakan Büyük’ün evinde yapılan aramada bulunan bir flash disk’in içinden çıkan imzasız bir word dosyasından kaynaklanıyor. (Büyük, flash disk’in kendisine ait olduğunu reddediyor.) “TRANSFER.doc” başlıklı bu belgede “Operasyonel Timlerin faaliyetleri için Ali TÜRKŞEN Yarbay’ın talep ettiği 17 adet GLOCK marka tabanca için gerekli araştırma yapılmış ve arzu edilen tarihte temin etmek üzere anlaşma yapılmıştır. Hava Kuvvetleri K.lığı ile koordine etmenizi müteakip bildireceğiniz personele teslim edilerek ilk kurye uçağı ile gönderilmeye hazırdır. Arz ederim” deniliyor. O TARİHTE ALMANYA’DAYDI İddia makamı, bu belgenin Mehmet Örgen tarafından hazırlandığı görüşünde. İddiaya göre, bu belge 11 Aralık 2002 tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait bir kurumsal bilgisayarda hazırlanmıştır. İddianamede Örgen aleyhinde bir delil daha var. Bu delil, 24 Mayıs 2009 tarihinde İstanbul Emniyeti’ne Kafes dosyası ile ilgili gönderilen bir ihbar mailine ek olarak el yazısıyla yazılmış imzasız bir listede Örgen hakkında “Stresli, kendi kendini çelmelemesin” diye bir not düşülmüş olmasıdır. Mehmet Örgen, mahkemede kendisini 29 Kasım 2011 tarihinde savunmuş ve silah temin etme suçlamasını kategorik bir şekilde reddetmiştir. Toplam 4 yıl süreyle Türkiye’den 10 bin kilometre uzakta ABD’de yaşadığını belirten Örgen, bilgisayarda iddia edilen “sürücü ismi”ni kullanmadığını, ayrıca bu ülkedeyken yalnızca NATO’nun tahsis ettiği bir bilgisayarla çalıştığını belirtmiştir. Örgen, belgede hitap makamı, imza ve tarih gibi unsurların bulunmamasına da dikkat çekerek, bu dosyanın komplo amaçlı “üretilmiş bir dijital kayıt” olduğunu ileri sürmüştür. Deniz Kuvvetleri de Savcılığa, Örgen’e ABD’de bulunduğu dönem içinde kurumsal bilgisayar verildiğine ilişkin bir kayda rastlanmadığını bildirmiştir. Örgen’in altını çizdiği bir başka olgu, bu belgeyi oluşturduğu öne sürülen tarih ve saatte kendisinin Almanya’da NATO’nun bir eğitim seminerinde bulunduğudur. YAŞ’TA AMİRALLİĞİ DEĞERLENDİRME DIŞI Örgen, tutuklu Balyoz sanıkları içinde darbe planlarına katıldıkları öne sürülen tarihlerde yurtdışında olduğunu kanıtlayan pek çok sanıktan biridir. Benzer durumdaki diğer subaylar darbe hazırlıklarında yer aldıkları ileri sürülen tarihlerde Bosna, Irak, Bangladeş, Pakistan ve İtalya gibi ülkelerde olduklarını kanıtlamıştır. Ancak bu subayların yurtdışında olduklarını kanıtlamış olmaları, mahkeme heyetinin tutumunu değiştirmesi açısından yeterli olmamıştır. Mehmet Örgen geçen ağustos ayındaki YAŞ’ta amiralliğe terfi sırası geldiği halde tutuklu olduğu için değerlendirme dışı bırakılmıştır. Tutuklu ya da sanık statüsünde bir değişiklik olmadığı takdirde önümüzdeki YAŞ’ta da benzer bir durumla karşılaşması kaçınılmazdır Örgen’in.