Paylaş
TAM dört yıldır Türkiye’nin gündemine yerleşmiş olan Balyoz davası Anayasa Mahkemesi’nin geçen ay verdiği ihlal kararıyla yeni bir seyre girdi. Önümüzdeki sonbaharla birlikte yeniden bu davayı tartışmaya hazır olalım. Ancak bazı farklarla...
Farklardan biri mekânla ilgili. Dava bu kez Silivri’deki cezaevi yerleşkesinde spor salonundan dönüştürülen bir duruşma salonunda değil, Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’nda görülecek.
Ayrıca, yeni bir mahkeme heyeti var. Bu kez mahkeme kürsüsünde Gülen cemaati adına hareket etmekle suçlanan özel yetkili hâkimler değil, üçü de kadın olan yeni bir hâkimler heyeti olacak.
Pek çok şey sil baştan yapılacak.
Bir başka yenilik: En azından başlangıç döneminde Balyoz davası ikiye bölünmüş bir formatta başlayacak. Biri büyük diğeri küçük iki ayrı Balyoz davası görülecek. Her iki davaya da aynı mahkeme, Anadolu Dördüncü Ağır Ceza Mahkemesi bakacak.
***
İkiye bölünmenin nedenini şöyle açıklayabiliriz. Yargıtay Dokuzuncu Ceza Dairesi, geçen ekim ayında A) Sanıklardan 237’si hakkındaki mahkûmiyet kararlarını onamış, ancak Anayasa Mahkemesi (AYM) geçen ay bu sanıkların “adil yargılanma haklarının ihlal edildiğine” hükmetmiş ve yeniden yargılama yapılmasını kararlaştırmıştı. Balyoz davalarından biri, bu gruptaki 237 sanığın hâkim karşısına çıkacağı yargılama olacak. Bu dava, AYM kararının bir sonucu.
Bir de küçük Balyoz davası olacak. Bu dava ise doğrudan Yargıtay kararının bir sonucu. Çünkü Yargıtay bu kararında onamaların yanı sıra, B) 63 sanık hakkındaki mahkûmiyet kararlarını -işledikleri suçun niteliğini mahkemeden farklı değerlendirerek- bozmuş, ancak ceza verilmesine yer olmadığına karar vermişti. (Bu gruptaki sanıklardan emekli Albay Halil Yıldız 2013 yılında vefat ettiği için bu liste 62 kişiye indi.)
Dokuzuncu Ceza Dairesi, ayrıca
C) 25 sanık hakkındaki mahkûmiyet kararlarını da -kesin ve inandırıcı delil olmadığı gerekçesiyle- bozdu. Yargıtay her iki grup (toplam 87) için farklı nitelikte olmakla birlikte ‘bozma kararı’ verdiği için bu dosyalar özel yetkili mahkemeye geri gitti. Ancak özel yetkili mahkemeler 6 Mart 2014’te lağvedilince, Yargıtay’ın bozma kararlarını içeren dosya Anadolu Dördüncü Ağır Ceza’ya havale edildi.
İşte buradaki 87 kişinin durumu 237 sanıklı büyük gruptan ayrı yürütülüyor. İlk duruşma da AYM’nin 18 Haziran’daki kararından bir hafta sonra 24 Haziran’da yapıldı. Ve bu duruşmada her iki davayı da ilgilendiren bir dizi kritik karar alındı.
***
Birincisi, mahkeme önce Yargıtay’ın mahkûmiyet kararlarını bozduğu 25 sanığı beraat ettirdi. Böylelikle bu sanıkların beraatları kesinleşti ve muvazzaf olan subayların Türk Silahlı Kuvvetleri’nde göreve dönüp terfi etmeleri önünde hiçbir yasal engel kalmadı.
Ancak 62 sanığın durumu biraz farklı. Onlar hükümeti devirme suçu iddiasıyla yeni baştan, ancak
-AYM’nin gördüğü hak ihlalleri de dikkate alınarak- yargılanıyor.
Mahkeme, bu gruptaki 62 sanığın bundan sonraki ilk duruşması için 10 Kasım tarihini verdi.
Kararın önem taşıyan boyutu, mahkeme heyetinin sanıklar ve avukatlardan bir sonraki duruşmada dijital belgelerle ilgili talep ve beyanlarını iletmelerini istemiş olmasıdır. Bu talebinden mahkemenin AYM’nin kararı doğrultusunda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturacağı, 10 Kasım’da soruları sanık ve avukatlardan aldıktan sonra yeni bilirkişilere ileteceği anlaşılıyor. Ardından heyetin raporunu hazırlaması beklenecektir.
Mahkeme 10 Kasım’da Orgeneral Hilmi Özkök ve Orgeneral Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmesine de karar verdi.
Bilirkişi raporunun gelmesi ve buna dayalı olarak savunmaların alınmasının ardından bu dava karar menziline girecektir. Bu durumda mahkemenin küçük davada önümüzdeki kış ya da ilkbahar aylarına doğru uzanan bir zaman aralığında kararını vermesi beklenebilir.
Peki 237 kişilik büyük Balyoz davası ne olacak? Büyük davanın akıbeti muhtemelen küçük davada özellikle bilirkişi raporuyla ilgili kaydedilecek gelişmelerle etkileşim içinde olacaktır. Küçük dava bu anlamda bir pilot dava işlevi görecektir. Mahkeme henüz büyük dava için bir duruşma günü vermiş değil.
***
Önümüzdeki dönemin Balyoz tartışmaları sanıkların yeniden yargılanması ile sınırlı kalmayacak. Anayasa Mahkemesi kararı ile kesinleşen hak ihlallerine yol açan hâkimlerle ilgili soruşturma taleplerinin nasıl bir seyir izleyeceği de muhtemelen Balyoz dosyasının bir başka izleğini oluşturacak.
Bilindiği gibi Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) genel kurulunun geçen hafta yaptığı toplantıda, Balyoz hâkimleri hakkında soruşturma açılması talebini içeren dosya 10’a karşı 11 oyla reddedilmişti.
Ancak önümüzdeki ekim ayında HSYK seçimlerinin yenilenmesinden sonra bu kurulda nasıl bir yapının şekilleneceği bu sorunun yanıtı açısından kilit bir önem taşıyor. Meselenin bu yönü hükümet ile Gülen cemaati arasındaki kavganın karasuları içine de giriyor. Kurulun kompozisyonunun değişmesi Balyoz hâkimleri hakkında soruşturma açılmasıyla sonuçlanabilir.
Sonuçta Balyoz ucu açık bir süreç olarak önümüzde duruyor. Nasıl bir final olacağını hep birlikte izleyeceğiz. Ancak gelişmelerin mevcut seyri, süreci başlatanların öngördüğünden farklı bir finalle karşılaşabileceğimize işaret ediyor.
Paylaş