Paylaş
Ankara’da ‘cumhur ittifakı’ ile ‘millet ittifakı’ arasında yaşanan çekişme bu ay sonunda yapılacak yerel seçimin belki de en nefes kesici yarışlarından birini gösteriyor. Yalnızca ülkenin ikinci büyük kenti değil, aynı zamanda başkentinde yerel yönetimi kazanmanın, ister iktidar ister muhalefet açısından olsun, siyasi açıdan önemli bir güç ve prestij kaynağı olduğunu belirtmeye gerek yok.
AK PARTİ VE CHP’DE STATİK GÖRÜNTÜ
Ankara’da seçime yakından bakabilmek için bu ilde 2011 genel seçimi sonrasında siyasete damgasını vuran başlıca yönelişlerin, ana dinamiklerin altını çizerek yola çıkabiliriz. Bu çerçevede öncelikle AK Parti ve CHP’nin bu ildeki seçmen desteklerinin büyük ölçüde statik bir seyir izlediğini belirtmeliyiz. Bu süre içinde seçmen sayısındaki yarım milyonluk artış dikkate alındığında, bu durumda her ikisinin oy oranlarında reel bir gerileme yaşandığını objektif bir olgu olarak kaydetmemiz gerekiyor.
Rakamlar üzerinden açıklarsak, 12 Haziran 2011 seçiminde Ankara’da 1 milyon 466 bin oy alan AK Parti’nin yedi yıl sonra 28 Haziran 2018 seçimindeki oy miktarı 1 milyon 379 bine inmiştir. Buradaki yüzde 40 AK Parti’nin 2010’lu yıllarda Ankara’da herhangi bir seçimde aldığı en düşük orandır. AK Parti’nin bu dönemde istisna olarak fark yaratabildiği tek yarış olağanüstü koşullarda gerçekleştirilen ve oyunu 1 milyon 618 bine çıkarabildiği 1 Kasım 2015 seçimidir.
İktidar partisi açısından altı çizilmesi gereken bir başka durum, kendi tabanı ile MHP tabanı arasındaki dikkat çekici geçişkenliktir. Örneğin, AK Parti’nin bu ilde 1 Kasım 2015 seçimindeki yükselişinin gerisinde MHP’den kaynaklanan ciddi bir oy kayması yatıyor. Ancak MHP de son genel seçimde İYİ Parti’ye kaybettiği zemini AK Parti’den gelen tepki oylarıyla telafi edebilmiştir, başka birçok şehirde yaşandığı gibi.
MHP TABANININ YÖNELİŞLERİ DİKKAT ÇEKİCİ
Bu arada, MHP oylarının her zaman AK Parti yönünde hareket ettiğini söylemek de mümkün değil. MHP’nin AK Parti ile ortak hareket ettiği 2017 anayasa referandumunda Ankara’daki ‘evet’ oyları ‘hayır’ oylarının 79 bin kadar altında kalmıştır. Rakamlar MHP seçmeninin en azından bir kesiminin ‘hayır’ cephesine kaydığına işaret ediyor. CHP’nin başkentteki oyunun genelde 1 milyon dolayında seyrettiği hesaba katıldığında, sandıktaki ‘hayır’ oylarının 1 milyon 747 bin gibi bir miktara çıkabilmesinin başka bir izahı yoktur.
Gelgelelim MHP tabanı, geçen haziran ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde belirgin bir şekilde ‘cumhur ittifakı’nın ortak adayı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelmiştir. AK Parti’nin Ankara’da genelde 1.3-1.4 milyon aralığında bir oy desteği olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Erdoğan’ın aldığı 1 milyon 767 bin oyun gerisinde MHP seçmeninin anlamlı bir katkısı söz konusudur.
MANSUR YAVAŞ FAKTÖRÜ
Ankara’daki MHP faktörü bağlamında önemli bir olgunun daha altını çizmek gerekiyor. CHP-İYİ Parti’nin, ‘cumhur ittifakı’nın ortak adayı Mehmet Özhaseki’nin karşısına çıkardığı Mansur Yavaş MHP kökenli bir siyasetçi. 2014 seçiminde CHP’den aday gösterilmesinde yaşandığı gibi, bu kez de adaylığının gerisindeki en önemli mülahaza MHP tabanına sıcak gelen bir isim olduğunun düşünülmesi.
Mansur Yavaş, 1999-2004 ve 2004-2009 olmak üzere iki dönem MHP’den Ankara’nın Beypazarı ilçesinin belediye başkanlığını yapmış, bu dönemde ödüller almış, arkasında geniş destek toplayabilmiş bir siyasi şahsiyet. Beypazarı’nda başarılı bulunan performansı MHP’nin kendisini 2009 seçiminde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday göstermesini beraberinde getirdi. Bu seçimde Melih Gökçek ve Murat Karayalçın’ın arkasından üçüncü gelse de, Yavaş’ın 656 bin (yüzde 26.90) gibi MHP açısından Ankara ölçeğinde kısmen yüksek bir orana çıkması partisinin dışındaki kesimlerden de oy alabildiğini ortaya koydu.
Mansur Yavaş 2014 yerel seçimine AK Partili Gökçek’e karşı CHP’nin adayı olarak girdiğinde, bütün hesaplar yine MHP oyları üzerine yapılıyordu. Ankara, 2014 yerel seçiminin belki de en kıyasıya rekabetine sahne oldu. Gökçek 1 milyon 417 bin oy alırken, Yavaş 1 milyon 385 bin oyda kaldı. CHP’lilerin sandıklarla ilgili ciddi itirazlarına da sahne olan bu seçimde aradaki fark 32 bine kadar inmişti.
Buradaki dikkat çekici durum, MHP 2014 yerel seçiminde belediye meclisi için 542 bin oy alırken partinin büyükşehir belediye başkan adayı Mevlüt Karakaya’nın 245 bin oyda kalmasıydı. MHP tabanının azımsanmayacak bir kesimi Yavaş’a kaymıştı.
CHP ile İYİ Parti’nin bu seçimdeki stratejisi bir kez daha MHP tabanından oy almaya dönük 2014 egzersizinin bir tekrarı olacak.
CHP VE KÜRT OYLARI
CHP- İYİ Parti ortaklığının ‘cumhur ittifakı’na yaklaşabilmesi için çok daha geniş bir ittifak zemini oluşturmaya ihtiyacı var. Öncelikle, İYİ Parti’nin 2018 seçimindeki kazanımlarını sandığa taşıması gerekiyor. Meral Akşener’in liderliğindeki bu parti geçen yıl ilk kez girdiği 24 Haziran 2018 seçiminde Ankara’da hem MHP hem de -ciddi miktarda- CHP’den oy çekmiş ve 424 bin oya ulaşmıştı.
Bu cephenin stratejisi bakımından kritik bir başka kitle HDP’ye oy veren Kürt seçmenler. HDP Ankara’da yüzde 4-5 aralığında yerleşik bir desteğe sahip görünüyor. Bununla birlikte son seçimde CHP tabanından kuvvetli miktarda seçmen desteği alarak oyunu 208 bine kadar çıkarabilmişti. HDP’nin İstanbul’da olduğu gibi Ankara’da da aday çıkarmaması bu kez CHP’nin lehine bir durum yaratıyor.
‘CUMHUR İTTİFAKI’ TOPLAMI
Ankara’da 25 yılın ardından, bu süre zarfında kesintisiz belediye başkanlığı yapan AK Partili Melih Gökçek’in ilk kez denklemde olmadığı bir yerel seçim yaşanıyor.
‘Cumhur ittifakı’nın adayı eski Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki açısından bakıldığında, kâğıt üstündeki AK Parti-MHP toplamı blok halinde sandığa çekilebildiği takdirde teorik açıdan avantajlı bir durum görünüyor. Çünkü Ankara’da AK Parti-MHP toplamı her zaman yüzde 50 eşiğinin üstündeki bir orana işaret ediyor. Dolayısıyla yerleşik seçmen tabanlarının konsolide edilmesi bu cephenin en önemli stratejik hedefi olarak beliriyor 31 Mart seçimi öncesinde.
Dünkü İstanbul yazısı gibi bugünkü yazımız da bir tahminde bulunmak iddiasını taşımıyor. Yalnızca başlıca siyasi partilerin Ankara’da son 8 yıl içindeki siyasi destek zeminlerini büyüteç altına yatırmayı amaçladık. Burada beliren görüntüde MHP tabanının belirleyici bir faktör olarak durduğunu vurgulamalıyız.
Paylaş