Paylaş
“Caminin yanına da bir bomba attım. Daha sonra Erzurum’dan kalkan uçaklar beni önlemeye geldiler. Beni uyararak üssüme dönmem gerektiğini bildirdiler. Benim uçtuğum uçakta başka uçakların bana kilitlendiğini gösteren sistem yoktu. Muhtemelen diğer uçaklar bana kilitlenmişti. Bunu yakın uçmalarından anladım. Ben de durumu (Hakan) Karakuş yarbaya söyledim. İnmemi söyledi. Ben de bunun üzerine üsse dönüş yaptım.”
Macit, inişten sonra Akıncı Üssü’nde darbede görev alan F-16’ların operasyon merkezi 141. Filo’ya gittiğinde karşılaştığı tabloyu anlatırken de şunları söylüyor savcılık ifadesinde:
“Ben geldiğimde kimse karşılamadı. Yürüyerek filoya gittim. Gazinoya girdim, ‘ne oldu’ diye sordular. Ben de başka uçaklar tarafından indirildiğimi söyledim. Benim bu beyanım üzerine orada bulunanların morali bozuldu, ‘seni kim nasıl indirdi’ diye söylediler. İlk indirilen uçak bendim. Erzurum’dan gelen uçaklar beni Akıncı üssüne kadar takip ettiler. Henüz yakıtım bitmemişti. Bunlar olmasaydı uçuşa devam edecektim.”
*
Türk hava sahasındaki askeri uçuşları kontrol eden Eskişehir’deki Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi’nin (BHHM) ‘harekât özet defteri’ kayıtlarına göre, Macit’in Akıncı’dan havalanış saati 06.07’dir. BHHM defterine, “06.15’te, Erzurum’dan kalkacak uçakların düşürülmesi talimatının verildiği” kaydı düşülmüş. Külliyenin önünün bombalanması 06.19’da gerçekleşmiş.
BHHM kayıtlarında önlemenin 06.24’te başladığı anlaşılıyor. Ardından, “06.37’de, Akıncı üssünden kalkan uçak uyarı atışı yapılmadan indirildi” deniliyor defterde.
*
Üsteğmen Macit uçağının indirilmesinden yaklaşık bir saat sonra Akıncı Üssü’ndeki darbeciler son bir hamle daha yapmaya karar verirler. Yüzbaşı Yücel Canbolat’ın kullandığı 93-0663 kuyruk numaralı F-16 saat 07.33’te havalanır. Bu Akıncı Üssü’nden yapılan son sortidir.
Bu son uçuşu Canbolat’ın yakalandıktan sonra verdiği savcılık ifadesinden izleyelim:
“Uyuduğum odadan beni uyandırarak, ‘Komutanın emri, uçacaksın’ dediler. Kabul etmek zorunda kaldım. Kıyafetlerimi giyerek 141 alfa alanında bulunan F-16 uçağına tek başıma bindim. Havalandıktan sonra bana verilen irtifa 5 bin feet (yaklaşık 1500 metre) olmasına karşılık 8 bin feet’e (2400 metre) tırmandım. Bir süre sonra Yıldız radar illegal sorti yaptığımı, bu nedenle Akıncı üssüne dönmemi ikaz etti. Ardından uçağın radarından eko tabir ettiğimiz yaklaşan bir hava aracının olduğunu görünce ne olduğunu bilmeden kilit attım. Kısa bir süre sonra yakınımda bir F-16 belirdi. Akıncı’ya dönmem konusunda bana uyarıda bulundu, eğer dönmezsem uyarı atışı yapacaklarını söyledi. Batı baş yaparak Akıncı üssü istikametine döndüm. İkaz üzerine F-16’nın kontrolünde 7-8 dakika kadar havada durduktan sonra Akıncı üssüne indim.”
Burada ilginç bir bilgi daha veriyor pilot: “İniş için pozisyon aldığımda bana ikazda bulunan F-16 ‘iniş yapma, Afyon meydana ineceksin, pas geç’ dedi. Ancak ben iniş işlemini tamamlamak üzere piste yaklaşmam nedeniyle Akıncı üssüne iniş yaptım. İniş yaptıktan sonra havadaki iki F-16 piste atış yapmaya başladılar.”
Canbolat’ın uçağının tekerleklerinin piste değişi saat 08.00’dir. Hemen ardından da F-16’ların darbenin ana karargâhı olan Akıncı Üssü’ne hava taarruzu başlamıştır.
*
FETÖ’cü darbecilerin havadaki son çırpınışları sonucu değiştirmemiş, Akıncı üssünden uçak kaldırabilme kabiliyetleri sona ermiştir.
Anayasal güçlerin önce havadan önleme, ardından üssü uçaklarla ateş altına alma hamleleri, yolun sonuna geldiklerini zaten anlamış olan darbecileri yenilgiyi kabullenme noktasına itmiştir.
Burada not edilmesi gereken husus, darbenin yönetim kadrosunun Akıncı’da alıkoydukları Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı serbest bırakmasının, özellikle üsten kalkan son iki F-16’nın zorla indirilmesinin hemen sonrasına denk gelmesidir.
Ancak bu noktada bir pürüz belirir. Akar, Akıncı Üssü’nden ayrılmak üzere kendisine tahsis edilen Cougar tipi helikoptere bindiği sırada darbe karşıtı F-16’lar üssü taramaya başlar.
Bu anı o sırada Akar’a eşlik etmekte olan darbeci Tümgeneral Mehmet Dişli’nin ifadesinde şöyle izliyoruz:
“Vip minibüsle helikopter pistine hareket ettik. Sadece Komutanla ikimiz vardık. Bu arada Başbakan’ın Özel Kalem Müdürü Murat Albay aradı, durumu sordu, ‘Pistteyiz, hazırlık yapıyoruz’ dedim. Bu arada havada uçaklar görüldü. Bir yerlere ateş ettiler, piste doğru. Ben tekrar Murat Albay’ı aradım. ‘Biz pistin ucundayız, birazdan havalanacağız, bu uçakların ikaz edilmesi lazım’ dedim. Murat Albay bana ‘Komutanım merak etmeyin, ben emekli havacı albayım. Bizim Eskişehir’le bağlantımız var, güvenli, çıkabilirsiniz’ dedi. Saat 08.30 sularında Köşk’e indik.”
Hava savaşlarında son perde böylelikle kapanmıştır. Şimdi projektörlerimizi biraz öncesine, önleme uçuşlarını başlatma kararının nasıl alındığına çevirebiliriz.
Paylaş