Paylaş
Saat 16.20-16.25 sularında Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler makam odasından içeri girdi ve Akar’ın yanına giderek, sadece onun duyacağı şekilde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dan kısa bir süre önce gelen telefonu aktardı, Fidan’ın yardımcısının da Genelkurmay’a gelmek üzere yolda olduğunu anlattı.
Bu sırada makam odasında olan Orgeneral Çolak’ın 14 Ekim 2016 tarihli savcılık ifadesine göre, Akar-Güler görüşmesi 5-6 dakika kadar sürmüş, Akar, Güler’e “Siz çalışın, hazır olunca tekrar görüşelim” demiştir. Muhtemelen karargâha gelmek üzere olan MİT Müsteşar Yardımcısı’nın bilgilendirmesi beklenmektedir. Güler odadan çıkınca Akar ve Çolak bir 20 dakika kadar daha YAŞ listesi üzerinde çalışmaya devam ederler.
Kısa bir süre sonra MİT yöneticisi, Orgeneral Güler’in odasından içeri girer ve kendisine şöyle der: “Bugün MİT Müsteşarlığımıza kara pilot olduğunu söyleyen bir şahıs geldi. Adam bize aynen şunları söyledi: Beni dün izinden çağırdılar. Bu sabah birliğime katıldım. Önce tabur komutanımızla konuştum, sonra tabur komutanımla bir albayın yanına gittik. Albay ‘gece görüş gözlüklerinizi alın, bu gece uçuşumuz olacak ve uçuşun sonunda da Hakan Fidan’ı alacağız” dedi.” (Güler’in 7 Ekim 2016 tarihli savcılık ifadesi)
*
Orgeneral Güler, bu bilgiyi aktarmak üzere hemen Genelkurmay Başkanı’nın yanına gider. İkisi yandaki toplantı odasına geçerler. Akar, Çolak’a “Sen çalışmaya devam et veya biraz hava al, ben biraz sonra gelirim” der. İçeri geçtiklerinde Güler, kendi ifadesine göre, “Önemli bir durum olduğunu değerlendiriyorum, uygun görürseniz Hakan Beyi hemen buraya çağıralım” der. Akar, “Uygundur” der ve telefonla Hakan Fidan’ı arayarak kendisini Genelkurmay Karargâhı’na davet eder. (MİT’e göre saat 16.40’ta)
Akar, daha sonra Çolak’ı da yanına çağırır. Çolak’ın bu konudaki aktarımı şu detayları içeriyor: “Toplantı salonuna girdiğimde sayın komutan ve ikinci başkan birlikte çalışıyordu. Bana da yanlarına oturmamı işaret ettiler. Ben de masa üzerindeki bir kâğıda bana söylenenleri süratle not almaya çalıştım. ... (MİT’e gelen) binbaşı bugün akşam 19’dan itibaren 2 adet Sikorsky, 1 adet Cougar helikopteri ile izinsiz olarak uçuş yapılacağını, uçuşun geç saatlere kadar devam edeceğini, bu arada MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın alınacağını, kendisi gibi çağırdığı pilotun da aynı cemaatten olduğunu, bu uçuşu yaparken bir başka pilot yarbayın da kendilerine yardımcı olacağını belirtmiştir.”
*
Akar, Çolak ve Güler üçlü toplantı halindeyken, saat 18.00-18.05 sularında MİT Müsteşarı yanlarına girer, toplantı bir süre dörtlü devam eder. Çolak, Genelkurmay Karargâhı’ndan saat 18.15 sularında ayrıldığını söylüyor.
Genelkurmay Başkanı, MİT’in bilgilendirmesinin ardından başlıca üç emir vermiştir. Genelkurmay Başkanı, birinci emrini TBMM Araştırma Komisyonu’na gönderdiği yanıtlarda şöyle anlatıyor: “MİT’ten gelen bilginin teyidi ve netleştirilmesi bakımından ve bilgide belirtilen uçuş faaliyetinin somutlaşması ihtimaline binaen, bu hususun açıklığa kavuşturulması için Genelkurmay Karargâhı’nda bulunan Kara Kuvvetleri Komutanı’na derhal Kurmay Başkanı Uyar Paşa ile gerekiyorsa olay yerinde tutuklama veya gözaltı yapılması için Adli Müşavir ve Merkez Komutanlığından personel de alarak Kara Havacılık Komutanlığına gitmesini, şüphe uyandırmadan başka bir gerekçe göstererek hangarlarda uçakların ve helikopterlerin durumuna bakmasını, gelen istihbaratın doğruluğunu tetkik etmesini ve gerekli gördüğü her tedbiri almasını emrettim.”
Yeniden Akar-Fidan-Güler görüşmesine dönelim. Güler’in aktardığına göre, Fidan Akar’a şöyle der: “Komutanım, bu olay daha büyük bir olayın parçası da olabilir...”
Güler, sonrasını da şöyle anlatıyor: “Bunun üzerine Genelkurmay Başkanımız derhal telefonu aldı ve harekât merkezindeki görevli Tuğgeneral İlhan Kırtıl’a ‘İlhan, Türk hava sahasını her türlü askeri uçuşa yasaklıyorum’ dedi.“ (İkinci emir)
Akar da 18 Temmuz 2016 tarihli savcılık ifadesinde “Değerlendirmelerimizde gelen bilginin daha büyük bir planın parçası olabileceğini mütalaa ettik” diyor. Benzer bir ifade Akar’ın TBMM komisyonuna yanıtlarında da yer alıyor.
*
Bir başka anlatımla, Orgeneral Akar’ın da meseleyi yalnızca MİT Müsteşarı’nı hedef alan bir eylemle sınırlı görmediği, daha büyük bir planlamadan şüphelendiğini görüyoruz. Akar ve Fidan bu konuda mutabakat içindedirler.
Nitekim Akar şöyle diyor: “... daha büyük bir planın parçası olabileceğini mütalaa ettik ve aldığımız tedbirlerle yetinmeyerek Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak’ı telefonla arayıp bizzat Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümenine gitmesini, hiçbir tankın ve zırhlı aracın hiçbir sebeple birlik dışına çıkmasına müsaade edilmemesi yönünde tedbir alınmasını emrettim.” (Akar’ın savcılık ifadesi)
Demek ki, Orgeneral Akar işi sadece helikopterlerin havalanması meselesi olarak görmemekte, üçüncü bir emir vererek tankların kışladan dışarı çıkma ihtimalini de önlemeye çalışmaktadır.
O zaman şu soru insanın aklına takılıyor: Tanklar hangi durumda kışlalarından çıkar?
Yarın devam edelim.
Paylaş